Eleştiriye tahammülsüzlük

Eleştiriye tahammül etmek, hoşgörü göstermek, çok büyük bir erdem sahibi olmaktır. Kişinin eleştiriye açık olabilmesi için kendine güveni olması gerekir. Öz güveni sağlam olan biri kendisinin eleştirilmesine kızmaz aksine dikkate alır. Kişinin öz güveni sağlam değilse, eleştirilmeye katlanamaz, hatta eleştirileri kavga sebebine bile dönüştürebilir.

Eleştirileri kabullenmek özellikle sosyal ortamlarda insanların en zorlandığı durumların başında geliyor. Kişiliğimize yönelik yapılan eleştiriler zaman zaman üzerimizde kötü etkiler yaratabiliyor. Yapılan tenkitlere karşı alıngan olmamamız gerektiğinin altını çizen Psikolog Serap Duygulu, eleştirilerle başa çıkma yollarını anlatıyor. Eleştiriye açık olmak demek elbette herkesin hakkımızda olumsuz yorumlarını kabul etmek ya da hoş görmek demek değildir. Arada çok ince bir çizgi vardır. Eleştirilmek demek aynı zamanda onaylanmamak, kabul görmemek anlamına gelir. Eleştirilere kimi zaman hemen tepki verebiliyoruz. Eleştiriyi yapanla aramıza ister istemez bir sınır koyuyor, alınıp kırılıyoruz. Bütün bunların sebebi de eleştiriyi çok kişisel olarak algılamaktan kaynaklanıyor. Eleştiriyi doğrudan kişiliğimize yönelik bir tehdit olarak algılıyoruz. Öz güven sahibi insanlar eleştiriye nasıl tepki verir? Gelişmiş bir öz güven duygusuna sahip olan bireyler eleştiriye iki tür tepki veriyor: İlki; eleştiriyi tarafsızca, objektif olarak değerlendirmeye çalışıyor. Eleştirinin haklı yönlerini dikkate alıyor ya da çok önemsemiyor ve ilişkilerini bozmuyor. İkincisi; eleştirinin haklı yönleri olsa da durumu çok kişiselleştirmeden insanların farklı düşüncede olabileceğini göz önünde bulundurarak hiç üstünde durmuyor, alınıp kırılmıyor.

Durup dururken bunları niye hatırlatıyorsun dediğinizi duyar gibi oluyorum. Son günlerde zirvede KHK deki muğlak ifade için çıkan tartışmaları izleyince aklımıza ELEŞTİRİ ile ilgili bir araştırma yapmak geldi.
Karşımıza işte yukarıdaki bu bilgiler çıktı.

Eleştirilere açık olmak insanın kendisini geliştirmesinin yolunu açar.
Demokrasilerde özellikle siyasilerin birbirini eleştirmesinden doğal ne olabilir ki?
Bu tahammülsüzlükle nasıl ülke yönetilir. Nasıl toplumda birlik ve beraberlik sağlanır?
Üstelik bu tahammülsüzlüğü gösteren kişiler de toplumun tümünü kucaklaması gereken kişiler. Bu tarz insanlar, kendilerindeki eksiklikleri bilseler dahi, bırakın eleştiriye açık olmayı fikir alışverişinde dahi bulunmak istemiyorlar.

Geçmişte birbirleriyle kader birliği eden insanların bugün, 15-20 yıllık dostluklarını bir kalemde çizmeye çalıştıklarını bizlerde ibretle izliyoruz.

Ender YOLDAR