‘ARTVİNLİNİN YAŞAM KAYGISI CERATTEPE’ KONULU PANEL DÜZENLENDİ

‘ARTVİNLİNİN YAŞAM KAYGISI CERATTEPE’ KONULU PANEL DÜZENLENDİ
Artvin’de Yeşil Artvin Derneği tarafında, Prof. Dr. Ali Demirsoy (Biyolog), Prof.
Dr. Doğanay Tolunay (İ.Ü Orman Fakültesi Ekoloji Toprak İlmi), Gazeteci Yazar
Özgür Gürbüz (Çevre Enerji Analist) katılımıyla,  ‘Artvinlinin Yaşam Kaygısı
Cerattepe’ konulu panel düzenledi.

Haber:Hayati Akbaş
ARTVİN-Artvin’in Kafkasör Yaylası Cerattepe bölgesinde madencilik faaliyetine karşı
mücadele veren Yeşil Artvin Derneği, ‘Artvinlinin Yaşam Kaygısı Cerattepe’ konulu
panel düzenledi. Grand Artvin Otelin toplantı salonunda gerçekleşen panele Ardanuç
Belediye Başkanı Yıldırım Demir, İstanbul Artvinliler Hizmet Vakfı Başkanı Mustafa
Melek, Hemşinliler Hizmet Vakfı Başkanı Mehmet Altunaya, İSARF Başkanı İlan
Katkat, İzmir Artvinliler Dernek Başkanı İrfan Demirhaloğlu, Siyasi Parti Temsilcileri,
Oda Başkanları, STK’lar ve vatandaşlar katıldı.
Program Cerattepe mücadelesinin yakın tarihini anlatan slayt gösterisiyle
başladı. Paneli Prof. Dr. Oğuz Kurtoğlu yönetirken, Biyolog Prof. Dr. Ali Demirsoy
sunum eşliğinde bilgilerini salonda bulunanlarla paylaştı.
Demirsoy gerçekleştirdiği “Cennet Bir İlin Değişim Öyküsü” başlıklı sunumunda
Artvin yöresinin jeolojik geçmişinin nasıl oluştuğunu anlatarak, bölgede yetişen
endemik bitkilerin, yaşayan çeşitli hayvanların ve böcek türlerinin şimdiye kadar
yapılan baraj çalışmalarıyla ve altın madeni çıkartma çalışmalarının ardından yok
olacağını vurguladı.
HES raporlarına değinen Demirsoy, şimdiye kadar incelediği HES raporlarının
hiçbirinin bilimsel raporlar içermediğini belirterek, “Her ne kadar HES raporlarını
düzenleyenler de biyolog ya da yakın meslek gruplarından olsa da. Artvin’in aydınlık
yüzlü insanlarının bu değişimlere direnmesi, doğa koruma tarihi bakımından kayda
geçecek yüz akı bir eylemdir” dedi.
Artvin Cerattepe’ de çıkarılan altın madeni faaliyetlerinin bölge için olumsuz
etkilerinden söz eden Prof. Dr., “Rusya için faaliyet gösteren KGB gelip Türkiye’yi
yıkmak için plan hazırlasa bu kadar başarılı bir plan hazırlayamaz” dedi.
Demirsoy sunumunun devamında Artvin’de bulunan doğal güzelliklere
değinerek, “Cennete gidince 2 huri diyorlar, gençleşeceksin diyorlar. Ben size söz
veriyorum, beni Borçka’ya bırakın cennet filan istemem” diyerek eldeki bilgilerle en
yakın bin ışık yılı ötesinde dahi yaşanabilir gezegenin olmadığını, belki de evrende
kendini yenileyen ve üretebilen tek yaşam ortamının dünya olabileceğini dile getirdi.
Sunumunun sonunda, Kızılderili katliamının son evresinde, 1854’de A.B.D.
Başkanı Franklin Pierca’nın toprak talebine, Reis Seattle’nin verdiği “Biz Kızılderililer,
bir su birikintisinin yüzünü yalayan rüzgârın yumuşak sesini, yağmurun temizliğini ve
kokusunu,  yağmurlarla yıkanıp temizlenmiş çam ormanının kokusunu taşıyan rüzgârı

severiz. Hava önemlidir bizim için. Beyaz adam için bunun önemi yoktur. Bu
toprakları da bizden alacak olursanız, çocuklarınıza havanın ve suyun kutsal
olduğunu öğretmeniz gerekir” cevabını ekleyerek devam eden Demirsoy, “Yasalarda
ve zihinlerde değişiklik yapmak lazım: Doğa hakları insan haklarından önce
gelmelidir” diyerek sunumunu bitirdi.
Panelin 2’nci sunumu “Madenciliğin Ekolojik Etkileri” başlığıyla Prof. Dr.
Doğanay Tolunay tarafından gerçekleştirildi. Tolunay sunumunda madencilik
faaliyetinin en başından, sondaj çalışmaları işlemlerinden, en sonuna hatta
madencilik faaliyetleri bittikten sonra bile zararların devam ettiğini vurguladı.
Çözüm olarak şunların yapılmasını önerdi: Yasa oluşturmak değil, uymak
önemlidir. Ülkemiz envanterleri tamamlanmalıdır (Toprak, vejetasyon, fauna vb.)
Doğayı koruma odaklı kalkınma (sürdürülebilir değil) Orman, tarım, meralar, sulak ve
korunan alanlar ülkemizin geleceğidir ve mutlaka korunmalıdır. ÇED’ler formalite
değildir. ÇED’i yaptıran şirket ile yapan arasında para alışverişi olmamalıdır. Hatalı
ÇED hazırlayan şirketlere ceza verilmelidir. Şirketler daha sık ve ani olarak
denetlenmelidir. ÇED’lerde kümülatif etki mutlaka değerlendirilmelidir dedi
Son olarak ise Gazeteci Yazar Özgür Gürbüz (Çevre Enerji Analist) Ceratepe
konusunda endişelerinden bahsetti. Gürbüz, Artvin halkının ve Cerattepe’nin çevre
davalarının ülkemizdeki sembolü olduğunu ifade etti.
Gürbüz, 1 altın alyans için 20 ton maden atığı ortaya çıkıyor. ABD’deki 1
numaralı toksik kirliliğinin sorumlusu metal madenciliği. 1 açık, modern altın
madeninin rehabilitasyonu 250 milyon doları bulabilir. Dünyadaki altın madenlerinin
%50’si yerli halkların yaşadığı bölgelerde. (Earthworks  Oxfam) Romanya, Baia Mare
(2000) Atık barajından 100 bin ton toksik su sızdı.  Balıklar öldü, 2,5 milyonun içme
suyu kirlendi. Papua Yeni Gine, Ok Tedi madeni her gün 200 bin ton maden atığını
yakınındaki nehre gönderiyor.  Dünyadaki altın madenlerinin %50’si yerli halkların
yaşadığı bölgelerde. (Earthworks – Oxfam)
Medya ve Madencilik
Haber vermek: Asli görevini yerine getirmek, bölgedeki faaliyeti duyurmak.
ÇED sürecinde edindiği bilgileri halkın anlayacağı bir dilden anlatmak. Varsa
hukuksuzlukları ortaya çıkarmak. Söz hakkını korumak ÇED sürecinde yatırımcının
görüşü kadar itirazların da duyulmasını sağlamak.
Düzenlenen panelde Pro f. Dr. Ali Demirsoy (Biyolog) , Prof. Dr. Doğanay
Tolunay (İ.Ü Orman Fakültesi Ekoloji Toprak İlmi), Gazeteci Yazar Özgür Gürbüz
(Çevre Enerji Analist) kendi uzmanlık alanlarından, Artvin’de yapılan madencilik
faaliyetleri yaşatacağı doğa tahribatlarından bahsetti.
Neler Yapılmalı

Artvin’i gündemde tutmalı: Artvin’de madenin açılması mücadelenin bittiğini
göstermez. Cerattepe Türkiye’nin meselesi olmalı.
Hukuki süreç devam etmeli.
Sivil toplum: Süreçle ilgili doğru ve eksiksiz bilgiyi, en iyi şekilde medyaya
ulaştırmalı. Gerektiğinde medyayı yetkin kişilerle buluşturmalı. Medyaya yazılı ve
görsel materyal hazırlamalı. Basit bir dil kullanmalı.
Halk: Cerattepe bize temel bir politika değişiklinim şart olduğunu gösteriyor.
Önce yaşam”ı ilesi kabul edilen bir ekonomik düzen hayata geçirilmeli dedi.
Programın ardından salonda bulunanlar panelistlere akıllarında kalan soruları
aktardı.  Sorulara alanlarına göre tek tek cevap veren uzmanlar ortak konu olarak
Cerattepe’nin ülkemizde ki çevre davalarının sembolü haline geldiğini ifade ederek
Artvin halkının vermiş olduğu kutsal mücadeleye devam etmeleri gerektiğini
söylediler.