RAMAZAN MUTFAĞI

RAMAZAN MUTFAĞI YAHYA AKSOY
On bir ayın sultanı Ramazan ayı, aynı zamanda bereket ve paylaşma ayıdır. Bunun en güzel örmeği Ramazan mutfağında görülür.
Sosyal hayatın vaz geçilmez unsurların olan mutfak kültürü ,bütün renkliliğini, özelliğini ve güzelliğini Ramazan ayında gösterir. Mutfak ,yalnız yemek yeri değildir.Yemeklerin yöresel özellikleri yanında yöresel mutfak gelenekleri ve zenginliği de görülebilir.
Bayramlarda, düğünlerde, ramazanlarda,ölüm ve doğumlarda mutfaklarda kendine özgü düzenlemeler, yemekler ve baharatlar da kendisini gösterir.
Günler öncesinden başlatılan hazırlıklarla raflar, kilerler, tahta dolaplar,kavanozlar, torbalar, çömlekler ve buz dolapları dolup taşar.
Ocaklarda kaynayan kazanlarda çok sayıda insana yetecek yemekler pişerken, bir yandan da baklavalar, börekler, çörekler,dolmalar, sarmalar,tatlılar, sütlaçlar, bazlama ve gözlemeler,yumurtalı, peynirli,haşhaşlı ekmekler ve ince açılmış yufkalar hazırlanır.
Ramazan boyunca mutfaklar güller açar,gönüller coşar, eller çalışır. Bereketli ramazan mutfağının lezzetli yemekleri, salataları, tatlıları sofraları doldurur-taşar. Bir yandan türküler dillerde dolaşırken çocuklar da bir yandan pişenlerden birer ikişer lokma aşırırlar.
Kayseri Akkışla Kasabası’nda doğan ve kendi alanında yurt içinde ve dışında takdir ve sevgi ile karşılanan değerli islâm tarihçisi rahmetli Prof.Dr.Ahmet Uğur,çocukluğunda gördüklerini, yaşadıklarını yöresel söylemlerle makalelere ve kitaplara aktarmıştır.
“Ekmek ittim terledim/Kalktım atı belledim/Karanfilim biçim biçim/Ben ağlarım için için/Uykudan kalkmış da gözleri mahmur/Ekmeğini etmiş elleri hamur…”
Halkımızın gönül zenginliği,konuk severliği, komşu severliği,yolcu severliliği mutfak kültürüne de yansır. Büyük kazanlarda pişirilen keşkek, yahni,pilav,aşure,lokmalar, ve haşlamalar yanında tatlılarla birlikte , yüzlerce kişiye sofra kurularak ikram edilir. Düğünlerde, bayramlarda, mevlit okutmalarda,muharrem ayında,ölüm ve doğum özel günlerinde sayısız kişiye ikram için hazırlanır.
“Komşuda pişer biz de düşer “halk sözünde ifade edildiği gibi, evlerde pişen yemeklerden konu-komşu nasibini alır,tadına bakar.” Kesenize bereket, sofranız bereketli olsun, geçenlerin canına ulaşsın.Kalanlara Allah uzun ömürler versin.Sofranıza Halil İbrahim bereketi versin duaları, dilekleri, temennileri ile karşılanır.
Halk kültürümüz içerisinde özel ve önemli bir yeri olan ve damak tadına hitabeden halk mutfağımız, eşsiz lezzetleri,çeşitliliği ve nefis baharatları ile ramazanlarda ve diğer günlerde halkımızla ve yabacı konuklarla-turistlerle de buluşur.
Ramazan sofralarını parklarda, bahçelerde, yol kenarlarında, açık alanlarda,sahalarda ve sahralarda kurmak da doğru olmasa gerek. Onun da bir adabı, yeri, zamanı vardır.
Basın ve yayın organlarında yer alan ramazan köşelerinde, mutfak kültürü ile ilgili yazı ve görüşler ilgiyle ve merakla karşılanmaktadır. Ak Deniz Mutfağı ilk sırada yerini korumaktadır.
Mutfak kültürü ile ilgili halk sözlerinde saklı gerçekleri de unutmamak gerekir;
“İnsanlar biraz da yedikleridir./Pilavı ve soğanı sabah komşuna, öğleyin kendine ve akşam düşmanına ayır… Gavurga karın doyurmaz,kar susuzu kandırmaz…Yer doymayınca er doymaz(uygur sözü)…”
YAhYA AKSOY