Siyah ve yeşil çay üretimi, 8 milyon tona ulaşacak !…

Anti-enflamatuvar, antioksidan ve kilo kaybına yardımcı
özelliklerinin bilinirliği, bunda çok etkili oluyor…

Siyah ve yeşil çay üretimi, 8 milyon tona ulaşacak !…

Sudan sonra dünyanın en çok tüketilen içeceği ve çok uzun zamandır insanlarla beraber….

Haber:Halim UTLU
Dünya toplam siyah çay üretiminin önümüzdeki 10 yıl içinde yüzde 2.2 büyümesi ve 2027’de yıllık 4.4 milyon ton seviyesine ulaşması beklenirken, küresel yeşil çay üretimindeki artışın ise siyah çay üretimindeki artıştan daha yüksek bir hız yakalaması bekleniyor. Yüzde 7.5 seviyesinde oluşacağı öngörülen üretim artışı sonucunda, 2027’de dünya yeşil çay üretimi miktarı, yıllık 3.6 milyon tona yaklaşacak.Bu öngörüye göre; dünya siyah ve yeşil çay üretimindeki toplam artışın, 8 milyon tona ulaşacağı hesaplanıyor.
Bu artışın gerekçeleri arasında, çayın anti-enflamatuvar, antioksidan ve kilo kaybına yardımcı özelliklerinin bilinirliğinin yaygınlaşmasının da etkili olacağı konuşulurken,bu tür sağlık faydalarının öne çıkmasının, gelecekte çay tüketiminde yaşanacak artışın temelini oluşturabileceği tahmini yapılıyor.
Yapılan araştırmalara göre; çay, sudan sonra dünyanın en çok tüketilen içeceği ve çok uzun zamandır insanlarla beraber.
Kuzeydoğu Hindistan’da, Kuzey Burma ve Güneybatı Çin topraklarında çay elde edildiğine inanılıyor, ancak bitkinin ilk yetiştirildiği yer bilinemiyor.Çin’de Qin Hanedanlığı döneminde, çayın 5 000 yıl önce tüketildiğine dair kanıtlar bulunuyor.
Sektör büyümesi, çay üretici ülkelerde, yeni gelir imkanı yaratacak
Küresel çay tüketim ve üretim seviyelerinin, gelecek 10 yılda da yükselmeye devam edeceği,Birleşmiş Milletler (UN) Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO), önceki gün yayınladığı yeni raporda yer aldı.Rapor, çay tüketim ve üretimindeki artışın esas olarak kalkınmakta olan ülkelerdeki güçlü talepten kaynaklandığına işaret ediyor.Çay sektöründeki büyümenin, çay üreticisi ülkelerin kırsal kesimlerinde, yeni gelir imkanları yaratması ve gıda güvenliğini sağlamaya katkıda bulunması düşünülüyor.
Çin, Kenya ve Sri Lanka’nın siyah çay üretimlerindeki artışın etkisiyle gerçekleşmesi beklenen büyümenin bir diğer sonucu da, Çin’in 2027 itibarıyla dünyanın en önemli siyah çay ithalatçısı olan Kenya’yla aynı üretim seviyesine ulaşması olacak. Yine Dünya yeşil çay üretiminin büyümeye en önemli katkının, 2015-2017’de elde ettiği 1.5 milyonluk üretimi, 2 kattan fazla artırması ve 2027 itibarıyla, yıllık yeşil çay üretimini 3.3 milyon tona çıkarması beklenen Çin’den geleceği öngörülüyor.
Avrupa’da çay tüketimi,son 10 yılda düşüşte
2018 den bu tarafa son 10 yılda, dünya ölçeğinde çay tüketiminde artış gözlenmiş olmasına rağmen, tarihsel olarak çay ithalatçısı konumunda olagelmiş Avrupa’da, Almanya dışındaki ülkelerde çay talebinin azaldığı dikkat çekiyor. Avrupa çay pazarının genelde doygunluğa erişmiş olduğu ve kişi başına düşen çay tüketim miktarının,son 10 yıldan uzun süredir düşüş eğiliminde olduğu gözleniyor.
Avrupa’da çayın başta ambalajlı su olmak üzere, diğer içeceklerle rekabet baskısı altında olduğu ifade ediliyor.Gelecek 10 yılda Batı ülkelerinde çay tüketim artışının sınırlı olacağı hesaplanıyor. Birleşik Krallık’ta, kahve ve diğer içeceklerin tüketim oranlarının yükselmesi sebebiyle yoğunlaşan rekabet ortamında, siyah çayın tüketicilerin ilgisini korumakta zorlandığı gözlemleniyor. Bu durumda,çay tüketiminin giderek düşebileceği beklentisi artıyor.
Özel nitelikli çaylar,kentlerde yaşayan gençler tarafından ilgi görüyor
Küresel çay talebi, yeni bir müşteri grubunun ortaya çıkmış olmasından olumlu etkileniyor. Çin ve Hindistan gibi büyük çay üreticisi ülkelerin kent merkezlerinde yaşayan gençlerden oluşan bu grubun, en hızlı büyüyen tüketici kitlesi olduğu dikkat çekiyor.
Genç tüketicilerin hem özel nitelikli çaylar için ortalamanın üstünde ücretler ödemeye istekli, hem de tükettikleri ürünleri daha iyi tanımaya ve ürünün kalitesi ve kaynağı ile sürdürülebilir kalkınmaya katkısına dair bilgi edinmeye hevesli oldukları gözleniyor.Üst-orta gelir sınıfına mensup genç tüketicilerin, gurme kalite seviyesindeki çaylar gibi, hayat tarzlarıyla uyumlu buldukları ürünleri seçmeye eğimli oldukları ve bu ürünleri çay sunumunda özelleşen lüks satış noktalarında tüketmeyi tercih ettikleri de,hazırlanan raporun tespitleri arasında yer alması dikkat çekiyor
Organik ve nitelikli çaylara önem verilmeli,faydaları vurgulanmalı
Avrupa çay pazarında yaşanan bu tüketim durgunluğunun aşılması için, bu ülkelerde ürün çeşitlendirme yolunun seçilmesi ve organik ve nitelikli çaylara önem verilmesi, bu ürünlerin potansiyel sağlık faydalarının vurgulanması da, raporun
önerileri arasında yer alıyor.
Bazı piyasalarda çayın sağlık faydalarını öne çıkaran pazarlama stratejilerinin etkili olduğunun görülmesi,bu düşünceleri desteklerken, Amerika Birleşik Devletleri’nde dökme çay satışlarının sağlıklı yaşam farkındalığındaki artışla, yeni bir büyüme olanağı yakaladığı dikkat çekiyor. FAOSTAT ve Uluslararası Çay Komitesi’nin ( ITC), bu araştırma ve değerlendirme çalışmalarında etkili olduğu ifade ediliyor.
Bu durumlar, FAO Hükümetlerarası Çay Çalışma Grubu’nun (IGG) (http://www.fao.org/economic/est/est-commodities/tea/tea-meetings/en/), geçen günlerde Çin’in Hangzhou kentinde yapılan 2 yıllık dönemsel toplantısında
(http://www.fao.org/ccp/tea23/en/), sonuca ulaştırılan raporunda yer alıyor.
Isı ve yağış değişimleri,çay rekoltesi,kalite ve fiyatları etkiliyor
Çay yetiştirmeyi mümkün kılan koşulların, dar bir çevresel ve tarımsal çerçevede ortaya çıkması, üretimin sadece çoğu iklim değişikliğinden yoğun biçimde etkilenecek olan, sınırlı sayıdaki ülkede yapılabileceği,çay üretim süreçlerinin yetiştirme koşullarındaki değişimler karşısındaki hassasiyetinin de, önemli olduğu ayrıca değerlendiriliyor.Etkilerini sel ve kuraklık gibi olayların yaşanma sıklığındaki artışla gösteren sıcaklık ve yağış düzeni değişimleri, halihazırda çay rekoltesi ile ürün kalite ve fiyatları üzerinde etkili olmaya başlamış bulunuyor. Çay fiyatları, haliyle düşme eğilimini artırarak, üreticileri de olumsuz etkiliyor.
Kırsaldaki gelir seviyesinin düşmesi, yaşam olanaklarını tehlikeye atıyor
Bu durum, kırsaldaki gelir seviyelerinin düşmesine ve yaşam olanaklarının sürdürülmesinin tehlikeye girmesine sebep olurken,tekrar kırsala dönmeyi düşünen aileleri de olumsuz yönde etkiliyor. İklim değişikliğinin etkilerinin daha da yoğunlaşacağına dair beklentiler, uyum mekanizmalarına duyulan acil ihtiyaca dikkat çekiyor.
Aynı zamanda iklim değişikliğinin etkilerinin azaltılmasında, çay üretim ve işleme süreçlerinde ortaya çıkan karbon salınımının sınırlanmasının rolüne dair farkındalık da artıyor. Dolayısıyla rapor, çay üreticisi ülkeleri, ulusal çay üretimi geliştirme stratejilerinde iklim değişikliğine uyum sağlama ve iklim değişikliğinin etkilerini giderme yönünde atılacak adımlara yer vermeye çağırıyor.