”Türkiye İdlib de Askeri değil Siyasi ÇÖZÜM istiyor”

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, İstanbul’da İdlib’e dair düzenlenen toplantıdan sonra “Herkesin ortak görüşü çözümün askeri değil siyasi olması gerektiği” dedi.

Almanya Başbakanı Angela Merkel’in Ulusal Güvenlik Danışmanı Jan Hecker, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Diplomasi Başdanışmanı Philippe Etienne ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Başdanışmanı Yuri Ushakov, bugün Dolmabahçe’deki çalışma ofisinde Kalın’ın ev sahipliğinde toplandı.

Yaklaşık üç saat süren toplantının ardından gazetecilere konuşan Kalın, İdlib’e yönelik saldırının ağır olacağını ve göç dalgasına sebep olacağına dair genel bir mutabakat olduğunu ifade etti.

‘Felaket’in nasıl önlenebileceğine dair ne tür adımlar atılabileceğini değerlendirdiklerini aktaran sözcü, “Herkesin ortak kanaati çözümün askeri değil siyasi olması gerektiği” dedi.

Kalın, İdlib’in belli yerlerinde ortaya çıkan güvenlik risklerinin izole edilmesinin önem arz ettiğini dile getirerek “Yeni bir göç dalgası elbette sadece Türkiye’nin yükü olmayacaktır. Avrupa’ya uzanan yeni bir krizler silsilesi olmasına yol açabilir” diye konuştu.

‘Güvenlik sağlanmadan mülteci dönmez’

Sözcü, sözlerine şöyle devam etti: “Şimdi Suriye krizinin başından beri bu konu zaman zaman gündeme getirildi. Zaman zaman yardım koridorları da oluşturuldu. Mültecilerin geri dönebilmesi için belli şartların sağlanması gerekiyor. Hiçbir Suriyeli mülteci, dünyanın başka yerindeki mülteci, güvenliği sağlanmadan kendi kasabasına dönmez. Biz Fırat Kalkanı’ndan sonra bunu gördük. Türkiye DEAŞ’lıları temizledikten sonra 160 binden fazla insan El Bab bölgesine geri döndü. Başka bölgelere dönmüyorlar. Neden? Orada çatışma var ve güvenlik yok. PYD’nin kontrolündeki bölgelere mülteciler dönmek istemiyorlar. İnsani ve uluslararası hukuk açısından da bizim mülteciyi zorla bir yere göndermemiz de söz konusu değil. Biz bunları hiçbir ayrım yapmadan ülkemize aldık.”

‘Sivil ve muhaliflerin hedef alınması kabul edilemez’

Kalın, İdlib’e ateşkesin olmaması durumunda Türkiye’nin ne yapacağı konusunda çalışıldığını aktararak şunları söyledi: “İdlib gibi bir bölgeye üç buçuk milyon insan sıkışmış durumda. Halep’ten Doğu Guta’dan gelen göçlerle, yerlerinden edilmiş insanların da gelmesiyle oranın nüfusu iki katına çıktı. Ama oradan güvenlik risklerini ortadan kaldırmak konusunda Türkiye üzerine düşeni yapacaktır. İdlib’de sivillerin ve muhaliflerin hedef alınması kabul edilemez. Cumhurbaşkanımızın girişimleri devam edecek. Bir saldırı halinde orada kırılgan olan süreç içinden çıkılmaz hale gelecektir. Bu süreci takip edeceğiz.”

Suriye ve Rusya, cihatçıların son kalesi olarak anılan İdlib’e yönelik hava harekatına devam ederken kara harekatı düzenlemeyi de planlıyor.