”Seçilmiş olmak kimseyi masum kılmaz”

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, üç büyükşehir belediye başkanının görevden uzaklaştırılmasının hükümetin ya da İçişleri Bakanlığının keyfi kararı olmadığını belirterek, “Seçimlerin namusunun korunması, vatandaşın verdiği oyun demokratik kurallar çerçevesinde hayata, siyasete, yönetime yansıtılması için bu tedbirlerin alınması kaçınılmazdır.” dedi.
“Üç büyükşehir belediye başkanlığındaki görevlendirmelere yönelik eleştirilere” ilişkin bir soru üzerine Kalın, “Terör örgütüne destek, yardım ve yataklık yapmak gibi suç kapsamına giren bir eylem içinde olmayan hiçbir belediye başkanıyla ilgili böyle bir tasarruf söz konusu değil.” ifadelerini kullandı.

Türk Ceza Kanunu ve Terörle Mücadele Kanunu’nun verdiği yetki çerçevesinde bu tasarruflarda bulunulduğunun altını çizen Kalın, “Dolayısıyla bu kapsamın dışında olan İstanbul, Ankara’yı zikrettiniz, böyle bir şey söz konusu olmadığına göre bu belediye başkanlarıyla ilgili böyle bir gündem yok. Ama teröre doğrudan ya da dolaylı destek olan, yardım yataklık yapan, belediyenin yani devletin sağladığı imkanları terör örgütüne kanalize eden, terör örgütü mensuplarını çeşitli isimler ve kılıflar altında belediyelere alan ya da onlara iş alanı açan, terör örgütleriyle ilişkili şirketlere para aktaran belediye başkanlarıyla ilgili, tabii ki kanunlar çerçevesinde, gerekli adımlar atılmıştır. Eğer bu tür durumlar ortaya çıkarsa bundan sonra da atılacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.

“AYNI KURAL UYGULANMIŞTIR”

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın şöyle devam etti:

“Milli iradenin tecellisi olan seçimlerin namusunun korunması, vatandaşın verdiği oyun demokratik kurallar çerçevesinde hayata, siyasete, yönetime yansıtılması için bu tedbirlerin alınması kaçınılmazdır. Bunlar hükümetin ya da İçişleri Bakanlığımızın keyfi olarak aldığı kararlar ya da tedbirler değildir. Aynı partiden ya da benzer siyasi görüşe sahip başka belediyeler de var ama buralarda doğrudan suça karışma, terör örgütüne yardım yataklık etme, destek olma gibi bir suç hasıl olmadığı için bunlarla ilgili bir tedbir, tasarruf söz konusu olmamıştır. Ama seçilmiş olmak kimseyi masum kılmaz. Seçilmiş olmak tam tersine seçim kuralları ve milli iradenin sağladığı demokratik kurallar çerçevesinde eylem, icraat yapmayı gerektirir. Bu kuralların dışına çıktığınız zaman bu terörle ilgili bir suç olabilir, adi bir suç olabilir, bu yolsuzluk olabilir, başka şeylerden olabilir, bunlarla ilgili nasıl tedbir alınıyorsa, seçilmiş kişiler de yargı yoluyla görevinden alınabiliyorsa burada da aynı kural uygulanmıştır.”

Yüksek Seçim Kurulunun bununla ilgili bir düzenleme yapıp yapmaması konusuna da değinen Kalın, “Bir anayasa değişikliği gerektiren bir konudur. Seçildikten sonraki 4,5 aylık süreç içerisinde de İçişleri Bakanlığımızın yürüttüğü idari soruşturmalar, ayrıca devam eden adli soruşturmalar neticesinde böyle bir karar alınmıştır. Dolayısıyla burada aslolan milletin sandıkta tecelli eden iradesini koruyacak demokratik çerçeveyi muhafaza etmektir.” diye konuştu.

Kalın, atanan belediye başkanvekili valilerin birinci önceliğinin etkin bir şekilde vatandaşlara hizmet götürmek olduğunu belirtti.