”Yeteri kadar sabırla davrandık,Karadan ve Havadan giriyoruz”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kızılcahamam’da AK Parti kampının açılışında açıklamalarda bulundu.Türkiye’nin güvenli bölge politikasının, Suriye halkının kendi evlerine dönüşü konusundaki en makul ve insani yol olduğunu vurgulayan Erdoğan, bu gerçeği Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatı bölgelerinde bizzat yaşayarak gördüklerini ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, oldukça küçük sayılabilecek bu bölgelere bile 360 bin Suriyeli’nin geri dönerek yerleştiğini belirterek, “Amacımız, Fırat’ın doğusunu da altını çiziyorum barış pınarlarıyla sulamaktır. Bu bölgede, 1 milyonu yeni inşa edeceğimiz yerlerde, 1 milyonu da mevcut yerleşimlerde olmak üzere 2 milyon kişiyi iskan etmeyi planlıyoruz. Planlarımız hazır, projelerimiz hazır. Bunu BM Genel Kurulu’nda, ikili yaptığımız görüşmelerde devlet başkanlarına, başbakanlarına hepsine bunların kitapçıklarını teslim ettim.” dedi.

Erdoğan daha sonra şunları söyledi:
-Türkiye’nin, sınırları dibindeki terör oluşumlarına asla göz yummayacağını sayısız defa müttefikleri başta olmak üzere tüm dünyaya ilan ettiğini ancak sürekli oyalanmaya çalışıldığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Biz de kendi göbeğimizi kendimiz kesmeye karar verdik. İki ayrı harekatla toplam 4 bin kilometrekarelik bir alanı terör örgütlerinden temizledik. Fırat’ın doğusuyla ilgili de muhataplarımıza her türlü ikazı yaptık. Yeteri kadar da sabırla davrandık. Kara devriyesiymiş, hava devriyesiymiş bütün bunların hikaye olduğunu görüyoruz. Müttefiklerimize sorumuz gayet açıktır, siz SDG adıyla gözlerden kaçırmaya çalıştığınız PKK/YPG’yi terör örgütü olarak tanıyor musunuz, tanımıyor musunuz? Bunu açıklayın. Bu yönde bir beyan duymadığımız gibi bazı Amerikalı yetkililer alenen PKK, YPG’nin birlikte çalıştıkları bir yapı olduğunu da söylüyorlar. Öyleyse sözün bittiği yerdeyiz. Evet ülkemizi terör örgütünden uzak tutmak için sürekli yüzümüze gülen, sürekli diplomatik söz oyunlarıyla kendilerince oyalayanlara diyoruz ki ‘artık söz bitti.’ Bir taraftan Irak tarafından 30 bin civarında tırı Suriye’ye sokacaksınız; silah, mühimmat, araç gereç yüklü ve bunları bu terör örgütlerine teslim edeceksiniz ondan sonra da ‘biz sizinle stratejik ortağız diyeceksiniz.’ Kusura bakmayın bunu yutmayız.

Hazırlıklarımızı yaptık, harekat planlarımızı tamamladık. Gereken talimatları verdirttim. Kararı verilen ve süreci başlamış olan barış pınarlarının önünü açma vakti belki bugün, belki yarın denebilecek kadar yakındır. Hem karadan hem havadan bu harekatı yürüteceğiz. Suriye tarafındaki kardeşlerimizin de tüm güçleriyle bizim yanımızda yer alacağından şüphemiz yoktur. Hem kendi güvenliğimiz hem ülkemizdeki Suriyeli kardeşlerimizin bir an önce evlerine dönebilmeleri için bu harekatı yapmaya ve başarıya ulaştırmaya mecburuz. Şayet bugün bu adımı atmazsak yarın karşımıza çok daha büyük sıkıntıların çıkacağı gün gibi aşikardır. Tehlikenin kapımıza dayanmasını beklemeyecek, sorunu kaynağında çözeceğiz. Hiç kimsenin bunun için Türkiye’yi suçlamaya hakkı yoktur. Avrupa ve Arap ülkeleri başta olmak üzere tüm dünyayı bu ulvi mücadelesinde Türkiye’ye destek olmaya davet ediyorum.”