TİYATRONUN KUTUP YILDIZ’I KENTER

TİYATRONUN KUTUP YILDIZ’I KENTER

YAHYA AKSOY

Tiyatrolar, bir okuldur, yediden yetmişe herkes orada okur. gönüllere, akıllara ve ruhlara can
vererek insanları hayata bağlar. Hayattan alır hayata verir. Usta sanatçı Yıldız Kenter,ömrünü
insanlığa adamıştır.Işığı hiç sönmeyerek ,kutup yıldızı gibi sahneleri ve gönülleri hep
aydınlatacaktır.
Asıl adı Ayşe Yıldız Kenter olan Yıldız Kenter, 11 Ekim 1928 yılında İstanbul’da dünyaya gelmiştir.
Kenter, Türk tiyatro ve sinema sanatçısı aynı zamanda Devlet Sanatçısı ve UNICEF Türkiye İyi
Niyet Elçisi idi.
Ömrünü tiyatroya adayan Yıldız Kenter, 91 yaşında hayatını kaybetti. 60 yıldan uzun sahne
hayatında 100’den fazla oyun sergileyen Yıldız Kenter, Mahsun Kırmızıgül’ün ilk filmi olan Beyaz
Melek’te başrollerden birini üstlenmiş, usta oyunculuğuyla izleyenleri derinden etkilemişti.
Bir süredir akciğer rahatsızlığıyla mücadele eden Yıldız Kenter, 17 Kasım 2019 tarihinde hayatını
kaybetti. Yıldız Kenter, Shakespeare, Çehov, Brecht, Inoesco, Melih Cevdet Anday, Adalet
Ağaoğlu, Necati Cumalı’nın da aralarında bulunduğu yazarların 100’den fazla oyununu sahneye
taşımıştı.
Yıldız Kenter,Tiyatromuzun kutup yıldızı olarak hep sahneleri, gönülleri ve dünyayı aydınlatacak.
Sanat, kültür ve tiyatro dünyamızda KENTERLER AİLESİ bir ekol,bir okul ve bir baş öğretmen
olarak hep yaşayacaklar. Sanata ilham ve aşk verecekler.Okullarda ders olacaklar. Kendi
alanlarında en seçkin ve en çağdaş sanatçılar olarak örnek alınacaklar.
Kenter konservatuvarda büyük başarı gösterdi. Sınıf atlayarak 1948 yılında mezun oldu. 12 Aralık
1948’de Ankara Devlet Tiyatrosu’nda Shakespeare’nin Onikinci Gece oyununda ilk kez
profesyonel olarak, hem de başrolde sahneye çıktı.
Ardından Rockefeller Bursu kazanarak ABD’de tiyatro ve oyunculuk teknikleri üzerine eğitim aldı.
ABD’den döndükten sonra Ankara Devlet Konservatuvarı’nda oyunculuk ve sahne öğretmenliği
yaptı. 1959’da Muhsin Ertuğrul devlet tiyatrosundan uzaklaştırılınca o da kurumdan ayrıldı.
Muhsin Ertuğrul ile bir yıl çalıştı, ardından Müşfik Kenter ve Şükran Güngör ile Kent Oyuncuları
Topluluğu’nu kurdu. Sonraki yıllarda ABD ve İngiltere başta olmak üzere yurt dışında tiyatro
üzerine çalışmalar yaptı.
1968’de Kenter Tiyatrosu’nun İstanbul Harbiye’deki inşaatının tamamlanmasıyla Kent Oyuncuları
olarak oyunlarını burada sahnelemeye başladılar.
Yıldız Kenter, yabancı ve Türk çok önemli yazar ve şairlerin oyunlarını sahneledi. Shakespeare,
Çehov, Brecht, Inoesco, Melih Cevdet Anday, Adalet Ağaoğlu , Necati Cumalı’nın da aralarında
bulunduğu yazarların 100’den fazla oyununu sahneye taşıdı.
80’li yaşlarının ortalarına kadar sahneye çıkmaya devam eden Yıldız Kenter, tiyatro oyunlarının
yanında yaklaşık 20 filmde ve birkaç televizyon dizisinde rol aldı.
Sahneye koyduğu eserler bize ışık tutmakta:
Ben Anadolu : Güngör Dilmen – Kent Oyuncuları – 2007/Anna Karenina : Tolstoy/Helen
Edmundson – Kent Oyuncuları – 2006/Gece Mevsimi : Rebecca Linkievicz – Kent Oyuncuları –
2005/Oscar ve Pembeli Meleği : Eric Emmanuel Schmitt – Kent Oyuncuları – 2004
Sırça Kümes : Tennessee Williams – Kent Oyuncuları – 2002/Hep Aşk Vardı : Yıldız Kenter – Kent
Oyuncuları – 2001/Nükte : Marget Edson – Kent Oyuncuları – 2000/Martı : Anton Çehov – Kent
Oyuncuları – 1998
Tiyatromuzun mimarı Muhsin Ertuğrul ustamızın dediği gibi,“fırın açmayan ülkede
insanlar aç kalır, ölür ama tiyatro açmayan bir ülkede insanlar ruhen aç kalır, birbirini
öldürür.”

UNESCO tarafından kurulan ITI’nin “sahne sanatları bağlamında, dünya çapında bilgi ve
uygulama alışverişini arttırmak, gelişim sürecinde sanatsal yaratıcılığın ve üretimin
gerekliliği konusunda toplumsal bilinci uyandırmak, insanlar arasındaki barış ve
dostluğun sağlanması ve artmasını gerçekleştirmek adına karşılıklı anlayışı geliştirmek,
UNESCO’nun hedeflerine ulaşmasına katkıda bulunmak” gibi hedefleri, Dünya Tiyatro
Günü’nde hep dile getirilir.
Sanatçılar heyecanla, tutkuyla, özveriyle, özgün olarak sahnelere kan verirler ve
sahnelerde can verirler. Sahneler hayat, hayatlar sahne olur, ses verir ve ders verirler.
Sanatçılar sahnede hem öğretmen, hem öğrencidirler.
Tiyatrolar, insanlığın ve tarihin belleği ve hafızasıdır. Bu hafıza toplumu besler ve
geliştirir.
Yıldız Kenter , Ulusal ve Evrensel boyutlarıyla sanat alanında bunun en değerli örneğini
oluşturmaktadır. Tiyatromuzun hiç sönmeyen kutup yıldızı olarak hep yaşayacaktır.
YAHYA AKSOY