Barış nasıl gelecek?..

Barış nasıl gelecek?..

Necdet Buluz

Yine İdlib konusu. Çünkü Suriye’de İdlib konusu çözülmeden bölgeye barışın gelmesi de mümkün görülmüyor.

Bu konuda çelişkili açıklamalar oluyor. Türkiye haklı olarak şehitleri konusunda kararlı tutumunu sürdürürken, Rusya ve Suriye’den de farklı sesler yükseliyor. İran ise şu anda sesiz kalmayı tercih ediyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarında da “Esad’ın paçası tutuşacak. Bundan böyle havada karada her yerde vuracağız” demesi de Türkiye’nin kararlığını bir kez daha gözler önüne serdi.

Moskova ve Şam’dan İdlib’deki gerilimi azaltma bölgesinde militanların eylemleri yüzünden insani bir felaket yaşanması riski olduğu açıklaması geldi. Açıklamaya göre, ocak ayında militanların eylemleri neticesinde İdlib’de 150’den fazla Suriyeli sivil hayatını kaybetti.

Rusya ve Suriye koordinasyon merkezleri başkanları, Rusya Savunma Bakanlığı Ulusal Savunma Kontrol Merkezi Başkanı Mihail Mizintsev ve Suriye Şehircilik ve Çevre Bakanı Hüseyin Mahluf’un imzaladığı açıklamada şu konulara vurgu yapılıyor:

“İdlib’deki gerilimi azaltma bölgesinde durum hâlâ çok zor. Bölgede militanların terör eylemleri nedeniyle insani bir felaket yaşanması riski yüksek. Heyet Tahrir el Şam ve onunla bağlantılı oluşumların eylemlerini arttırması Rusya ve Suriye’nin bölgedeki gerginliği düşürmeye yönelik çabalarına engel oldu. Moskova ve Şam’dan İdlib’deki gerilimi azaltma bölgesinde militanların eylemleri yüzünden insani bir felaket yaşanması riski olduğuğu görülüyor. Ocak ayında militanların eylemleri neticesinde İdlib’de 150’den fazla Suriyeli sivil hayatını kaybetti. İdlib’deki gerilimi azaltma bölgesinde durum hâlâ çok zor. Bölgede militanların terör eylemleri nedeniyle insani bir felaket yaşanması riski yüksek. Heyet Tahrir el Şam ve onunla bağlantılı oluşumların eylemlerini arttırması Rusya ve Suriye’nin bölgedeki gerginliği düşürmeye yönelik çabalarına engel oldu. Suriye ordusu, İdlib’deki gerilimi azaltma bölgesinde militanların provokasyonlarına karşı operasyonlar gerçekleştirmeye başladı. Operasyonlar neticesinde çekilen militanların, arkalarında bıraktığı çok sayıda askeri teçhizat, mühimmat ve silah ele geçirildi. Bu silahların aralarında Batı menşeili silahların da olması, militanlara sınırötesi yardımın sürdüğünü ortaya koydu. Rusya ve Suriye ordularının oluşturduğu insani koridorlar üzerinden sivillerin çıkışını engellemek isteyen militanlar, Halep, İdlib ve Hama’daki geçiş noktalarına çıkan yolları kapattı, yol üzerine patlayıcı döşedi. Militanların sürekli hale gelen provokasyonları, Suriye ordusunu kendi kontrol ettiği bölgelerde güvenliği sağlamak için karşılık vermek zorunda bıraktı.”

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, son gelişmeler üzerine yaptığı açıklamada “Cumhurbaşkanı’mız bugün( 12 Şubat 2020 Çarşamba) Putin’le bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Rusya’yla da birlikte çalışmaya devam ederek ateşkesin kalıcılığını sağlamaya çalışıyoruz. Önümüzdeki günlerde Türkiye’den bir heyet Rusya’ya gidecek” dedi.

Bizim için de konunun diplomasi yolu le çözülmesi en akılcı yoldur.

Şimdi işin öteki yüzüne de bakalım:

Başta Amerika olmak üzere bazı ülkeler gerilimi tırmandırmaya çalışıyor. Sırtımızı sıvazlayarak “Arkanızdayız” mesajları veriyor.

Bunun anlamı şu:

“Türk ordusu Suriye’ye yürümeli ve operasyonlar yaparak sorunu çözmelidir.”

Açıkça Türkiye’yi tuzağa çekmeye çalışıyorlar.

TSK’nın Suriye topraklarına girmesi ve silahlı bir çatışmanın doğması, Rusya’yı karşımıza almak demektir.

Zaten, yazımızın başında Rusya ve Suriye tarafından yapılan açıklama, bundan sonra bu iki ülkenin ne yapacaklarını da ortaya koymaktadır.

Daha önce de yazdık:

Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) Suriye ve Rusya tarafından “terörist grup” olarak görülüyor. Her iki ülke de ÖSO’ye karşı savaş veriyor. Türkiye’nin desteklediği ÖSO’nun bölgede çok zor durumda olduğu haberleri de geliyor.

İşin bir de İran tarafı var.

Suriye’de İran’ın desteklediği güçlerin Rusya ve Esad ile birlikte hareket ettikleri de biliniyor. Olası bir Suriye’ye karşı savaşta Rusya’nın yanında İran’ı da karşımıza almış olacağız.

Her zaman söylediklerimizi yineleyerek yazımızı sonlandırıyoruz:

Suriye bataklığı bizi yıllardır yıpratıyor. Bugüne kadar yapılanlar ve yaptıklarımız ortada. Ne kaybettik, ne kazandık öncelikle bunların bir muhasebesini yapmakta fayda görmekteyiz.

necdetbuluz@gmail.com

www.facebook.com/necdet.buluz