KUTSAL AĞAÇLAR

KUTSAL AĞAÇLAR

YAHYA AKSOY
Ağaç, toprağın derinliklerine uzanan kökleri ve yüksek göklere uzanan dallarıyla, tüm
mitolojilerde ve dinsel metinlerde kullanıldığı yere ve konulara göre değişik sembolik
anlamlara sahiptir.
“Dünyadaki her şeyin bir sebebi vardır. Her bitki bir hastalığı tedavi etmek için büyür.
İnsan tabiattan uzaklaştıkça kalbi katılaşır.
Yanlışı gören ve önlemek için eli uzatmayan yanlışı yapan kadar suçludur.”Kızılderili
özdeyişlerinden ders alınmalıdır.
Ağaç, en genel anlamıyla, “Gökyüzü ile yeryüzü arasında kurulan irtibatın
sembolüdür.”Gök-Tanrı’nın kendi haberlerini bu ağaçlar vasıtasıyla yolladığı” ifade edilir.
Büyük ozan Yunus Emre’nin dediği gibi: ” Dağlar ile, taşlar ile, seherdeki kuşlar ile
çağırayım Mevlâm seni…”

“Dünyanın ciğeri ağaçtır ağaç
Yanınca ormanlar kalıyor kıraç
İyi uğraş için ne güzel süreç
Bir ormanı koru bir de yeşili

Ağaç dünyamızın yeşil örtüsü
Kurmak istiyorsan sevgi köprüsü
Fidanla bestele barış türküsü
Bir ormanı koru bir de yeşili…”

Efsanelerde ,kutsal ağaçlardan, kutsal kuşlardan, kutsal dağlardan, kutsal sulardan,
kutsal gökyüzü ve topraktan ve ölümsüz kahramanlardan hep bahsedilir.
Oğuz Kağan Destanında, “Gökten inen göğün kızı ve yerdeki bir ağaç kovuğundan çıkan,
yerin kızları ile evlenmiştir.”
“Yerin ve göğün oğulları” ezoterik bir semboldür. Anadolu’da Orta Asyadan gelen bir
gelenekle asırlardır söylenen : ” Yerle gök evlidir, hiç bir şey gizli kalmaz” sözünün içeriği
çok şey ifade eder. Uygur özdeyişine göre :”Gökten düştük, yerden bittik…”
Uygur Türkleri’nin Türeyiş Efsanesi’nde:” Gök yüzünden inen ışıklar, ağaç, nehir ve göl”
sembolleriyle birlikte kullanılmıştır:

“Tolga ile Şelenga, birleşir dökülürmüş,/Suların kavşağında, bir ada görülürmüş./ Adanın
ortasında, bir tepe göğe ermiş,/Tepenin tam üstünde,bir de kayın göğe ermiş./Gün olmuş
zaman olmuş, bir ışık peyda olmuş,/Işık gökten inince, kayın da nurla dolmuş,/Ne zaman
ki, gün batar,ışık gökten inermiş,/Kayından sesler çıkar,herkes müzik dinlermiş,/Bunu
duyan Uygurlar, hep birden şaşırmışlar,/Bu durumu görenler aklını kaçırmışlar,/On ay on
gece kayın,ışık ile sarılmış./Birgün tam şafakleyin,kayın birden yarılmış,/Beş güzel çocuk
çıkmış, kayın ortasından,/Gözleri kamaştırmış, bakmışlar arkasından,/Gün olmuş zaman
olmuş,hepsi kocaman olmuş,/Küçükleri “Bögü-Han”,Uygurlara Han olmuş.”

Altay Türklerinde anlatılan yaygın bir efsaneye göre : “Şamanların atası olan ulu
Şaman,göğün ve yerin kızları ile evlenmiş ve onlardan Altay Şamanları türemiştir.”
Mitolojilerde efsane kahramanlar, kayıp olan efsane hazineleri ararken bir takım
engellerle karşılaşınca efsaneler yaratırlar.”Kayıp olan bir ülkeyi ararlar ya da kaybolmuş
bir sevgilinin peşine düşerler.” Bu konu Anadolu halk hikâyelerinde de kendisini
gösterir.

Kutsal metinlere girmiş bulunan hurma ve zeytin ağacı önemli sembollerdir. Doğanın
mucizesi zeytin ağacı, tarih boyunca bereketin ve estetiğin sembolü olarak sanat
tarihinde yerini almıştır.Bunlar zeytin duasında yer alır:” Allah, ömrünüzü zeytin ağacı
ömrü gibi uzun,zeytin gibi bereketli, zeytin yağı gibi sıhhatli yapsın.”
Kutsal ağaçların şahı kayın ağacı’na ve tüm doğa harikası ağaçlara selam olsun. Bunların
hepsi korunsun. Doğa felaketi yangınlar ve diğer kıyımlar son bulsun…Bayramların hası
“AĞAÇ DİKME BAYRAMI”dır. Ormanı bilerek yok etmek en büyük vatan ihanetidir.
Toprağın, ağacın, insanının ve doğadaki tüm canlıların ahı hainleri affetmez, İhanetin
bedeli ağır olur.
Bugünlerde ülkemizin dört bir yanında ayı zamanlarda çıkan çok sayıda orman yangını
hepimizin yüreğini yaktı. Aynı anlarda pek çok yerde çıkması tesadüf olamaz diye
düşünmekte insanlar. Bir kasıt varsa bulunmalı ve vatan haini ilan edilmeliler.Bunu
yapanlar bulunmalı ve en ağır şekilde cezalandırılmalılar ve lanetlenmeliler.

YAHYA AKSOY