ŞAİR MUHARREM SÜER

ŞAİR MUHARREM SÜER

YAHYA AKSOY

Spread the love
“Benimkisi,
Şiir, şiir değil,
Eleştirin,
Bir çırpınan mendil,
Bir demet kır çiçeği:
Sunarım,
Bir seslenme, bir selam,
Çağırma cümlenizi.
Çok sevinerek bakma dünyaya:
Yara alma, aldanma,hiciv,
Bir yumurta bir civciv,
Değerse bahtiyar olurum,
Biraz düşünmenizi
Biraz da sevmenizi.”Boğazlıyan-1971
Şair Muharrem Süer Evim adlı şiir kitabına bu önsözü yazmış.Okul arkadaşı şair Coşkun Ertepınar’a
göre “daha öğrencilik yıllarında şiir yazmaya başlayan Muharrem Süer,adı pek duyulmamış
özlü,içten,özgün bir büyük şair olup hicvi şiire katmıştır”.
“Hiç tükenmez mi ?
Bu örünüş,bu can,bu ten,
Şu arkandan gelen, gelenler,
Sana benziyorlar neyin oluyorlar
Deniz, yangın,bulut,sen,
Sevilme akıyor üstünüzden,
Dur, durdur,
Nedir bu gözlerindeki sürma,ışık, nur?”
Bahçeden, ağaçtan, yıldızlardan, denizden,trenden,yağmurdan,kentlerimizden,sevgiden yana
duygularını dizelere döken şair miras olarak dostluk bırakıyor.
“Ben ölürsem,
Sevdiğime
Yürür, yürümez ,
Neyim kalır ?
Göz yaşı,gül goncası
Dostlarım

Cümlenizi onunla selamlarım.
Bu gülüşe kurşun geçmez,
Bu gülüş ölmez…
Ben ölürüm de…”
Tarlada kuşları,penceredeki sevgiliyi,yeşil başlı ördekleri,tarlada çiftçileri, böcekleri,gök mavisi
güvercinleri, çiçekleri, kara, yağmura dayanan ev yapan insanları, eski gazetelerin köşe yazlarını,100
yaşında ineklerine saman taşıyan iki büklüm olmuş iki ihtiyarı şiirlerinde anlatan şair “BAHÇE” şiirini
şöyle bitiriyor:
“Hepinin de ellerinden, yüzlerinden
Ter buğuları,ışık dalgaları gibi
Saf,katıksı sevgi akıyordu.”
Aynalar üzerine anlamlı dizeler sıralıyor şair:
“Her taraf ayna,
Bizim taraflarda, gün batarken
Aynalarda atlar
Atlarda güzel suratlar…”
Kendini seyirci yerine koyan şair, Hamurabi, Hitler,Annibal,Napolyon,Genç Osman,Enver Paşa gibi
kahramanların baş rollerde bulundukları tarihi filmleri seyrederek duygularını şiirleştirir:
“Annibal’ın Kartacası,
Yıldırım’ın Sivası
Elbe’ye giderken
At üstündeWaterlo’dan Bonnapart..
Enver Paşa,Kâbil,Herat,
Allahü- Ekber dağımız
Askerler karaşlarımız
Karlara gömüldüler gördüm.
Tir tir titredi içim
Gözlerim karardı çıktım
O gün, bu gün anladım
Bu gavgada ben
Küçük bir seyirciyim..”
Tarihin akışını anlatan filmi küçük bir seyirci olarak seyreden şair Muharrem Süer, dünya gerçeklerini
görür ve şiirleştirir.İnsanı, ülkesini, köylüyü, doğayı,canlıları sever ve sevginin kalıcı olduğuna işaret eder.
12 Mart 1971’de Erzurum’da şunları yazar:
“Erzurum’a geldim
-Bir ulu memleket,
12 Mart günü
Yiğitti dağlar taşlar

Çok yiğitti dadaşlar,
Sen de gördün her halde
Bu ulu ulu dağları
Çifte minareleri,Ulu Cami’yi
Ağabeyim Nef’i…”
Boğazlıyan’lı şair Muharrem Süer,ünlü şair Kayseri- Erkiletli ve MEB eski müfesttişi Coşkun Ertepınar ile
İstanbul’da aynı sınıfta okurken çok güze,hiciv dolu l ve anlamlı şiirler yazarmış.Gün geldi memleketinde
esnaf dükkanı açtı 1964 -65 lerde kendisi ile yajından görüştüm ve edebi sohbetlerimiz oldu. Bir kentin,
ilçenin, köyün şairi,ozanaı, yazarı , sanatçısı oraya değer kattar. Edebiyat tarihlerinde yer alır.
Unutulmayarak anılmalılar.. Sahip çıklımalıdır. Uygun yerlere adı verilmeli ve toplumla her zaman
bütünleşmelidir. Sanatçılar ölümsüzdürler. Eserleri ile yaşarlar.Doğum yerlerinden parklara,kültür ,sanat
eserlerine , cadde ve sokaklara adları verilmelidir. Özel günlerde anılmalı, hatırlanarak yeni nesillere
aktarılmalıdır. Kültürel köklerineden uzak kalanlar, habersiz olanlar geleceğe umutla bakamazlar…

YAHYA AKSOY