“Gençler mutlaka aşı olmalı…”

“Gençler mutlaka

aşı olmalı…”

 

Necdet Buluz

 

Kovid-19 hastalığının yayılması ve ölüm vakalarındaki artış ürküntü veriyor. Uzmanlar aşılanmaya dikkat çekiyor. Halen aşılanmamakta direnen kesimlerin var olduğunu da görüyoruz.

Hastalıkla mücadelede şu anda en etkili silah aşı olarak gösteriliyor.

Ancak uzmanların bu konuda da bir uyarısı var:

“İki doz aşı ancak 8 ay geçerli Daha sonra etkisini yitiriyor. Yeniden aşı olmak gerekiyor ihmal etmeyin.”

Özellikle gençlerin aşı olması çağrılarına bir yenisi daha eklendi. Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz” Gençler hastalığı evlere taşıyor. Mutlaka aşı olmaları gerektiğini hatırlatmak istiyoruz” diyor.

Kovid-19 gençler arasında daha çok etkili olmaya başladı. Vakaların yüzde 50’sinin 30 yaş altında olduğunu belirten Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, aşı ve bireysel tedbirler konusunda gençleri uyardı.

Türkiye’deki aktif vakaların yarısını 30 yaş altındaki gençler oluşturuyor. Gençlerdeki vaka artışının nedenini Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz Sputnik’e anlattı.

Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz,genç nüfusun  ülke nüfusu içerisindeki oranına dikkat çekerek gençlerin sosyal hayatta da daha fazla yer aldığına vurgu yaptı. Doç. Dr. Kayıpmaz’ın açıklamaları şöyle:

Ülkemizde mevcut durumda Kovid-19 hastalarının yarıdan fazlası 30 yaş altındaki gençlerimizdir. Bu yaş grubundaki bireyler, günlük yaşamın içerisinde en aktif olanlardır. Çünkü eğitim, iş yaşamı, ulaşım, sosyal yaşam dolayısıyla başka bireylerle de en fazla bir arada olması gerekenler onlardır. Ayrıca bu yaş grubunun ülkemiz nüfusundaki yüzdesi yüzde 45’ten fazladır. Bununla birlikte gençlerin nüfusa göre aşılanma yüzdesi, ileri yaştaki bireyler kadar yüksek değildir. Şu anda gençlerde temel bireysel önlemlerimiz olan maskeye, fiziksel mesafeye uyumun da gevşemesiyle birlikte hastalığın gençler arasındaki yayılımına şahit oluyoruz. Delta varyantı gençlerde bulaşın artmasına etkili oluyor. Gençlerde hastane ve yoğun bakım yatış oranı, entübasyon oranı daha ileri yaştaki bireylere göre düşük olsa da genç hastalarımızdan da Kovid-19 servislerine ve yoğun bakımlara yatırdığımız hastalarımız olabilmektedir. Çünkü şu anda ülkemizde de baskın varyant olan Delta varyantı  kişiler arasında da daha kolay yayılabilmektedir ve çalışmalarda daha ağır hastalık tablosuyla ilişkili olduğuna dair veriler bulunmaktadır.Ülkemizde de son dönemde her gün 200’den fazla insanımızı virüsün Delta varyantının neden olduğu, aşı ve tedbirlerle önlenebilir bu hastalık yüzünden kaybetmekteyiz. Ayrıca gençler hastalığı ev içerisinde birlikte yaşadığı incinebilir grupta yer alan, örneğin kronik hastalığı olan ve daha ileri yaştaki kişilere de bulaştırma riski taşımaktadır. Bundan dolayı ertelemeden aşıların tamamlanması ve bireysel tedbirlere  uyum hem gençlerimizi ağır hastalık riskinden koruyacaktır hem de onların birlikte yaşadıkları sevdiklerine hastalığı bulaştırma riskini azaltacaktır. Kişisel önlemlerin azalması nedeni ile diğer solunum yolu enfeksiyonun da arttığını görmekteyiz. Sonbaharda gençlerde maske kullanımının azalması, kalabalık sosyal ortamlarda bulunma gibi nedenlerle diğer solunum yolu virüslerine de rastlıyoruz. Örneğin insan koronavirüsü OC43, insan koronavirüsü 229E, rinovirüs gibi. Bu virüslerin neden olduğu solunum yolu enfeksiyonları, Kovid-19 kadar ağır seyretmese de kişinin konforunu bozacak ve günlük yaşantısını aksatacak düzeyde belirtilerle gidebiliyor. Sonbahar ve kış aylarında bizlerin alacağı basit bireysel tedbirlerle diğer solunum yolu enfeksiyonlarının da önüne geçebiliriz.”

İçinde bulunduğumuz bu aylarda mide-barsak enfeksiyonlarının da fazlalığına dikkat çekiliyor. Prof. Dr. Alpay Azap: Mide-bağırsak enfeksiyonları artışa geçti, su ve gıda ile bulaşıyor” diyor ve şu açıklamayı yapıyor:

“İlk belirtiler bulantı, kusma, karın ağrısı ve ishal şeklinde. Bazı virüslerde kusma bazılarında ishal daha ön planda. Sadece Ankara’da değil, farklı illerden meslektaşlarımızdan aldığımız bilgilere göre ülkemizin pek çok bölgesinde son bir ay içerisinde kusma-ishal şikayetleriyle başvurularda artış var. Salgın olarak nitelendirmek için daha önceki yıllarda gördüğümüzden, bir başka ifade ile beklenenden, çok daha fazla olgu görmek gerekir. Şu an için bu boyutta bir artış olduğunu söyleyemeyiz. Kusma-ishal yapan virüsler belli dönemlerde artış gösterir. Yılın farklı dönemlerinde farklı virüsler daha ön plandadır. Örneğin Norovirüs daha çok kış aylarında görülür ve hatta bu nedenle kış kusma hastalığı olarak da isimlendirilir. Mevcut artış bu kapsamda değerlendirilebilir.”

Özetleyelim:

Bu kış aylarını öyle görünüyor ki biraz daha farklı ve sıkıntılı geçireceğiz. Çünkü grip vakalarında da artışlar gözleniyor.

 

necdetbuluz@gmail.com

www.facebook.com/necdet.buluz