YÜCEER:ASİSTAN HEKİMLERİN ÇALIŞMA KOŞULLARI İYİLEŞTİRİLSİN

CHP, ASİSTAN HEKİMLERİN ÇALIŞMA KOŞULLARININ ARAŞTIRILMASINI İSTEDİ:

“ASİSTAN HEKİMLERE UYGULANAN MOBBİNG DOKTORLARI ÖLÜME SÜRÜKLÜYOR”

  1. YÜCEER: YANLIŞ SAĞLIK POLİTİKALARI İNTİHARA, ÖLÜME VE HEKİM GÖÇÜNE SEBEP OLUYOR

CHP, asistan hekim Rümeysa Berin Şen’in nöbet çıkışı trafik kazasında yaşamını yitirmesinin ardından, asistan hekimlerin çalışma koşullarının TBMM’de araştırılmasını istedi. Meclis Araştırma Önergesini hazırlayan CHP PM Üyesi ve Tekirdağ Milletvekili Dr. Candan Yüceer, “Pandemi süreciyle beraber asistan hekimlerin yaşadığı sorunların katlanarak arttığını biliyor ve görüyoruz. Bu nedenle intihar eden veya kaza nedeniyle hayatını kaybeden hekimlerin haberlerini sıklıkla görmeye başladık. Öte yandan zorlu koşullara maruz kalan hekimlerimiz yurtdışına göç ediyor. Bu sorunların Meclis’te ciddiyetle ele alınması gerekmektedir” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), asistan hekimlerin çalışma koşullarının TBMM’de araştırılmasını talep etti. CHP PM Üyesi ve Tekirdağ Milletvekili Dr. Candan Yüceer tarafından hazırlanan Meclis Araştırma Önergesi’nin gerekçesinde, Türkiye’de asistan hekimlerin 36 saate varan çalışma sürelerinin olduğu, ücretli nöbet ertesi izin haklarının yok sayıldığı ve asistan hekimlerin görev tanımının dışındaki angarya işlerle uğraşmaya zorlandığı belirtildi. Dr. Yüceer’in hazırladığı önergenin gerekçesinde, şu değerlendirmeler yapıldı:

BAŞHEKİMLERE MESAİYE YETKİSİ: “Tıpta Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliği ‘uzmanlık öğrencileri 3 günde birden daha sık olmayacak şekilde nöbet tutmalıdır’ demesine rağmen resmiyete yansımasa da kimi kliniklerde nöbet sayısı ayda 14-15’i bulmaktadır.

Mevzuata göre ‘gece nöbeti tutanlara ertesi günü görev verilmez’ ifadesi yer almasına rağmen başhekimlere kurumda hizmetin aksamaması gerekçeleriyle nöbet ertesi dinlenmesi gereken hekimi mesaiye devam ettirme yetkisi verilmiştir. Hekimler, günlük 8 saatlik mesainin ardından 16 saat nöbet tuttuktan sonra ertesi gün çalışmaya yani 36 saat süreyle çalışmaya devam etmektedir.

Asistan hekimlerin çoğunun aylık nöbet süresi 130 saati aşmasına rağmen 130 saati aşan nöbet ücretleri yine mevzuata göre ödenememektedir. Nöbet sonrası izin kullanabilenlere ise nöbet ücreti ödenmemektedir.

PERFORMANS SİSTEMİ EĞİTİMİ GERİ PLANA ATIYOR: Asistan hekimlik temelde bir sağlık hizmeti değil eğitim sürecidir. Sürecin sonunda asistan hekimden kendi branşının yeterliliğini sağlaması ve bir uzman hekim olarak mesleğini layıkıyla yerine getirmesi beklenmektedir. Performans sistemi ve kışkırtılmış sağlık talebi nedeniyle asistan hekimler sağlık hizmeti için bir işgücü yığını olarak görülmekte ve asistan hekimlerin eğitimi geri plana atılmaktadır. Uzman hekim adaylarının tüm bu yoğunlukta sosyal ihtiyaçlarını karşılayacak zamanının kalmaması tükenmişlikle sonuçlanmaktadır. Eğitim seminerleri, vaka tartışmaları bile sağlık hizmetini aksatmamak adına yemek saatlerinde ve mesai bitimlerinde yapılmaktadır.

HİYERARŞİK İLİŞKİLER MOBBİNGE NEDEN OLABİLİYOR: Sağlık alanında kıdem ve usta-çırak ilişkisi Hipokrat’tan beri bilinen, tıp eğitimi ve uygulamasının en önemli temellerinden biridir. Ancak bazı durumlarda bu ilişki asistan aleyhine işleyerek iş bölümü, akademik ve uygulamalı eğitim süreçlerinde hiyerarşik ilişkiler mobbinge neden olabilmektedir.

Türk Tabipleri Birliği Asistan ve Genç Uzman Hekim Kolu’nun geçtiğimiz yıllarda, farklı iller ve hastanelerdeki toplam 515 asistanla yaptığı Tıpta Uzmanlık Eğitimi Anketi’nden çıkan bazı çarpıcı sonuçlar aşağıdaki gibidir:

Yeterli donanımda bir uzman olarak mezun olacağını düşünen asistanların sayısı 281. Kendisini yeterli donanımda görmeyen asistan sayısı 234. Uzmanlık eğitiminin yeterli olduğunu düşünen asistanların sayısı 102. Buna karşın 136 asistan eğitimlerini ‘kesinlikle yetersiz’, 163’ü ise ‘yetersiz’ buluyor. Uzmanlık eğitimi öğrencisi olarak uzman ya da eğitmen gözetiminde çalıştığını söyleyen asistanların sayısı 280. Polikliniklerde uzman ya da eğitmen eşliğinde çalışan asistan sayısı 89.Asistanların 402’si tek başına hasta bakıyor. Asistanların 234’ü hasta başına ayrılan muayene süresinin 5 dakikadan az olduğunu söylüyor. 5-10 dakika arasında olduğunu söyleyenlerin sayısı 192. Asistanların 243 gün aşırı nöbet tutuyor. Asistanların 122’si kıdemli asistan, 88’i uzman, 194’ü öğretim üyesi, 71’i en çok klinik şefinin mobbingine uğruyor.”

Dr. Yüceer, ayrıca yaptığı açıklamada ise asistan hekimlerin eğitim süreçlerinin yeterli olmadığı, şu anki sistemde çalışan asistan hekimlerin kendilerini yetersiz ve tükenmiş hissettiklerini ifade etti. Yanlış sağlık politikalarının hekimlerin göç etmesine ya da yaşamını yitirmesine neden olduğuna dikkat çeken Dr. Yüceer’in şöyle konuştu:

“YANLIŞ SAĞLIK POLİTİKALARI HEKİM GÖÇÜNE SEBEP OLUYOR”

“AKP iktidarının yanlış sağlık politikaları nedeniyle Türkiye’nin sağlık sistemi büyük bir kriz yaşıyor. Pandemi ile birlikte Sağlık Bakanlığı’nın, salgını gerekçe göstererek aldığı kararlar nedeniyle hali hazırda zor şartlarda çalışan asistan hekimlerin yaşadığı sorunları daha da arttırdı. Performansa dayalı insani olmayan çalışma şartları, ücretlerin düşüklüğü ve sağlık çalışanlarına uygulanan mobbing doktorların göç etmesine ya da kaza veya intihar nedeniyle yaşamını kaybetmesine neden oluyor. Zor ve zahmetli eğitim sürecinden geçip tıp fakültelerinden mezun olan genç doktorlarımız daha ilk tecrübe edindikleri dönemlerde umutsuzluğa ve tükenmişliğe mahkûm oluyorlar. Mental ve fiziki açıdan tükenmiş hisseden sağlık çalışanları başka ülkelere göç ediyorlar. Son 10 yılda toplam 4 bin 891 genç doktorumuz yurt dışına gitti. 2021’in ilk dokuz ayında 967 doktorumuz gidecekleri ülkelere vermek üzere Türk Tabipleri Birliği’nden (TTB) iyi hal belgesi aldı.

“5 DAKİKADA HASTA MUAYENESİ HEKİMLİK MESLEĞİNİN ÖZERKLİĞİNE MÜDAHALEDİR”

Değerlerini unutup sadece parayı konuşan AKP hükümetleri döneminde sağlık sisteminin düştüğü durum içler acısı. Çalışma koşullarının kötüleşmesi sadece mesai süresi, mobbing ve ücretlerde kendini göstermiyor. Bunlara ek olarak muayene süresinin 5 dakikaya düşürülmesi akıl ve vicdanla açıklanamaz. Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği kriterlere göre bu sürenin en az 20 dakika olması gerekiyor. Bir hekimin hastasına şikayetini sorduğunda, hastanın anlatması zaten en az 5 dakika. Bir hekimin 5 dakikada ne hastanın yakınmasını anlayabilmesi ne de muayenesini yapabilmesi mümkün değildir. Bu dayatmalarla bir yandan hekimlik mesleğinin özerkliğine müdahale edilirken diğer yandan da sağlıkta şiddete zemin hazırlanıyor. Sağlık alanında liyakatsiz yöneticilerin bu akıl almaz kararlara devam etmesi halinde maalesef Türkiye’nin sağlığı hiç iyi olmayacak.”