KAHRAMAN SÜVARİLERİMİZ

SÜVARİ BAŞKOMUTAN’IN KAHRAMAN SÜVARİLERİ

YAHYA AKSOY

“Uzağı yakınlaştıran attır.” Kırgız atasözü, “Atına bakan ardına bakmaz.” Uygur atasözü,
“Her çeşit spor faaliyetlerini,Türk gençliğinin millî terbiyesinin ana unsurlarından saymak lazımdır.” Atatürk
“Atatürk ,Türk Milleti’nin ruhunda Türk Bayrağı gibi dalgalanan bir baştı.”Daly Telegraph
“…Mustafa Kemâl, ölümsüz kahraman,/Sen Samsun’a ayak bastığın an,
Al bir bayrak gibi açılıp rüzgarınla,/Dalgalandı vatan. “Özker Yaşın
Mustafa Kemal Atatürk, bir ülkenin geleceği olan gençlere güven,umut ve cesaretle bağlanmış ve gençlerin
eğitimine öncelik tanımıştır.” Başucu kaynağımız Nutuk, Onuncu Yıl konuşması ve Gençliğe Hitabesi”
tarihimizi, kültürümüzü anlatırken geleceğe ışık tutmakta halkımıza ve özellikle gençlere sonsuza dek
unutulmaması gereken sorumluluklarını hatırlatmaktadır.
“Gençler! Cesaretimizi kuvvetlendiren ve devam ettiren sizsiniz. Siz, almakta olduğunuz eğitim ve kültür
ile insanlık meziyetinin, vatan sevgisinin, fikir özgürlüğünün en değerli simgesi olacaksınız” (1924-
Dumlupınar) diyen Atatürk, “Bu kadar kuvvetli ve zinde bir gençlik içinde kendimi gördüğümden dolayı
mutluyum. Türk gençliği gayeye,bizim yükselme idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir. Ey
yükselen yeni nesil!..Gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk; onu yaşatacak yükseltecek olan sizsiniz”
demiştir.
“Mustafa Kemal’i düşünüyorum;/Yeleleri alevden al bir ata binmiş
Aşıyor yüce dağları , engin denizleri./Altın saçları dalgalanıyor rüzgârda,
Işıl ışıl yanıyor mavi gözleri,/Mustafa Kemal’i düşünüyorum;
Yanmış, yıkılmış savaş meydanlarında/Destanlar yaratıyor cihanın görmediği,
Arkasından dağ dağ ordular geliyor/Her askeri Mustafa Kemal gibi.
Mustafa Kemal’i düşünüyorum;/Gelmiş geçmiş kahramanlara bedel
Hükmediyor uçsuz bucaksız göklere/Al bir ata binmiş yalın kılıç
Koşuyor zaferden zafere./Mustafa Kemal’i düşünüyorum;
Ölmemiş bir kasım sabahı!/Yine bizimle beraber her yerde,
Yaşıyor dört köşesinde vatanın/Yaşıyor damar damar yüreklerde.
Mustafa Kemal’i düşünüyorum,/Altın saçları dalgalanıyor rüzgârda,
Mavi gözleri ışıl ışıl, görüyorum/Uykularıma giriyor her gece.
Ellerinden öpüyorum.”Ümit Yaşar OĞUZCAN-Mustafa Kemal’i Düşünüyorum
“Atatürk, dayanıklı, mücadeleci,harika bir subay,kelimenin tam manasıyla mükemmel bir yönetici.” General Liman Von
Sanders
Mitolojiye, destanlara, ağıtlara, masallara, öykülere, türkülere konu olan atlar,asalet, cesaret ve özgürlük simgesi
olarak tarihe geçmişler. Tarihin akışını değiştiren Süvari Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün en yakın dost ve
can yoldaşı atları, süvarileri ve Mehmetçik olmuştur.
Atlar özgürce şaha kalkarlar ve süvarisi ile birlikte topluma duygu ve heyecan katarak sevgi çemberi yaratırlar. Süvarisi
düşünce hiçbir şekilde üzerine basıp geçmezler ve beklerler. Beyler, şahlar, efeler, seğmenler ve süvariler özel kıyafetleri ile
özel atlara binerler. Tıpkı 27 Aralık 1919 ‘da Ankara Dikmen sırtlarında Mustafa Kemal Paşa’yı karşılayan binlerce atlı zeybek
kıyafetli SEYMEN ALAYI gibi.
Atatürk’ün atı Sakarya, zaferi, vatan sevgisini,güveni,yükselmeyi ve bağımsızlığı simgeler.Atlar, gerektiğinde şaha
kalkarlar ve gerektiğinde ağlarlar.Yücelik duygusu atların benliğine işlemiştir.Anıtkabir giriş merdivenleri solunda yer
alan HÜRRİYET KULESi iç duvarında melek ve attan meydana getirilmiş hürriyeti tanımlayan kabartma bir
kompozisyon vardır.Kanatlı meleğin elinde “HÜRRİYET BEYANNAMESİ” ve onunla bütünleşen özgürlüğü simgeleyen
at figürü yer almaktadır. At, asalet, cesaret,özgürlük ve yücelik simgesidir…!
Atatürk, 3 Şubat 1934 tarihinde Yozgat’a yaptığı ziyaret sırasında belediye şeref defterine yazdığı yazıda şöyle demekte: “Ünlü
süvarilerin, harp meydanlarında kahramanca dövüşen Türk yiğitlerinin harman olduğu diyar; Bozok Yaylası’nın çocukları, var
olun.”

Büyük Taarruz’un ilk gününde 1. Ordu birlikleri, Büyük Kaleciktepe ile Çiğiltepe arasında 15 kilometrelik alanda,
düşmanın birinci hat mevzilerini ele geçirdi. 5’inci Süvari Kolordusu, düşman gerilerindeki ulaştırma kollarına
başarılı taarruzlarda bulundu, 2’nci Ordu ise cephede tespit görevini aksatmadan sürdürdü.
“ Hattı müdafaa yoktur,sathı müdafaa vardır ; o satıh bütün vatandır” anlayışı ile yürütülen ve ölüm kalım savaşı
olarak nitelenen Sakarya Muharebesi, Başkomutan Mustafa Kemal Paşa’nın azim ve kararlılığı ile zafere ulaşmıştır.
Mustafa Kemal Paşa’ya TBMM tarafından “Gazilik” unvanı ile “Mareşallik” rütbesi verilmiştir.
Tarihin söylediği gibi ”Topların çelik ağzı, çaldı bir hücum marşı…”Suvari Başkomutan’la birlikte,süvarileri ve Türk
Ordusu 9 Eylül’de İzmir’e ulaştı…/ İzmir’in dağlarında çiçekler açtı…/Ordular Büyük Zafere ulaştı.
Tanınmış Arap müelifi El Cahiz şöyle der:”Hücum anında Türklerden bin süvari, bin düşman atlısına ok atsa onların
hepsini yere sererler. Bu türlü hücuma hiçbir ordu dayanamaz. Türk, vahşi hayvana, kuşa, insana , avinin üzerine pike
yapan kuşlara ok atar. .. Türk, Atını kendisi yetiştirir, tay iken kendisi yetiştirir atının adını söylerse atı onu takip eder,
koşarsa atı arkasından koşar. Türk’ün ömrünün günlerini toplasan atı üzerinde geçen günlerinin daha çok olduğunu
görürsün. Altındaki hayvanı dinlendirmek isterse inmeden diğerine biner..-El Cahiz, (Tercüme: R. Şeşen), Hilafet
Ordusunun menkıbeleri ve Türklerin Faziletleri, Ankara, 1967 s. 66)
Fahrettin Altay (1880-1974), Kurtuluş Savaşı süresince üstün başarılar gösterdi. 12. Kolordu Kumandanı olarak 1920’de Delibaş
İsyanı’nın bastırılmasını sağladı. Süvari kolordusu komutanı Orgeneral Fahrettin Altay, Sakarya Meydan Muharebesi’nde, I. ve II. İnönü
Savaşları’nda görev aldı. 1921 yılında Kurtuluş Savaşı’nda gösterdiği başarı ile tümgeneralliğe yükseldikten sonra sorumluluğu .
genişletilerek Kolordu Komutanı yetkisiyle Süvari Grup komutanlığına getirildi. Kurtuluş Savaşı’nın son yılındaki çarpışmalarda Afyon,
Alaşehir, Uşak, Altıntaş çevresindeki çarpışmalarda Altay’ın süvarileri büyük hizmet gördü. Kaçış halinde yunan ordusunu kovalayarak
İzmir’e giren ilk süvari birlikleri de Altay’ın komutasındaydı. Bu başarılarının sonucu olarak Altay o yıl korgeneralliğe yükseltildi. Süvari
kolordu komutanlığının yanı sıra I. Ordu komutan vekilliği de yaptı…
Dumlupınar Muharebesinde kayıplarımız arasında bulunan 13.Süvari Alayı Kumandanı Binbaşı Galip büyük hizmetleri ile tarihin altın
sayfasında yerlerini aldılar. Başta süvari Başkomutan Gazi Mustafa Kemal olmak üzere kahraman süvarilerimizin ve Mehmetçiklerimizin
Ruhları şâd olsun…
Atatürk’ün yazdığı dokuz eser arasında ,”Cumali Ordugâhı(1909)-SÜVARİ: Bölük, Alay,Liva Talim ve Manevraları” kitabı bulunmakta.
Türk binicilik ekibi, Atatürk’ün direktifleri ile 2 Mayıs 1938 günü “Mussolini Uluslar Altın Kupası” için Roma’da 50 bin
seyirci ve İtalyan’nın faşist diktarörü Duce Benito Mussolini önünde yarıştı.
Yzb. Cevat KULA, Yzb. Cevat GÜRKAN, Yzb. Eyüp ÖNCÜ ve Ütğm. Saim POLATKAN’dan oluşan binicilik ekibi
mükemmel bir yarışma çıkararak “Mussolini Uluslar Altın Kupası”nı kazanma başarısını gösterdi.
Beş ülkenin 164 atla katıldığı dünya biniciliğinde söz sahibi rakipleri Almanya, İtalya, İrlanda ve Romanya arasında
birincilik için pek şans tanınmayan Türk Ekibi kupayı Duce’nin elinden aldı ve göndere Türk Bayrağını çektirdi.
II. Dünya Savaşı öncesinin güç gösterisine dönüşen Berlin Olimpiyatları’ndan sonra Benito Mussolini’de böylesi bir
gösteri hazırlamıştı.
Atatürk “Beni bahtiyar ettiniz. Hepinizin gözlerinden öperim.” övgüsü ile karşılaşan Türk ekibi basında “Atatürk’ün
Süvarileri” olarak anıldı.-ATATÜRK’ÜN 4 ATLISI- Mayıs 1938…
Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk; Şubat ayında hastalığı ilerlemeye başlamasına rağmen dinlenmiyor,
Balkan Paktı ve Hatay için gece gündüz çalışıyordu.
Bir yandan da İtalya’da, Mussolini’nin kendi adına düzenlediği Avrupa Binicilik yarışmalarına (Mussolini Kupası)
katılacak olan Türk ekibinin derece alabilmesi için genç subaylarla özel olarak ilgileniyordu.
Atatürk, genç Türkiye Cumhuriyeti’ne her fırsatta sataşan Mussolini’ye bu yolla bir gönderme yapmak ve Türk
subaylarının geçmişten gelen bu yeteneklerini dünyaya tekrar göstermek istiyordu.
Ve nihayet o gün! 2 Mayıs 1938 günü,
Mussolini’nin de şeref tribününden izlediği yarışlar başlar. Roma- Siena Stadyumunda mahşeri bir kalabalık
toplanmıştır. Mussolini Kupası dünyada büyük ilgi görmektedir.
Yarışmalar sonunda spiker ”Atatürk’ün dört atlısı Roma’yı fethetti” diyerek Türk ekibinin birinciliğini dünyaya ilan
etmektedir… Kupa töreni için kupayı vermek üzere gelen Mussolini’nin o an ki ruh halini sizlerin hayal gücüne
bırakıyorum. Mussolini’nin kupayı verirken;
”Büyük Atatürk’ün kahraman süvarileri: Avrupa’yı atlı süvarileri ile titreten Attila’nın torunları olarak yeniden
fethettiniz”, dediği öne sürülür.
Yüzbaşı Cevat Kula, Yüzbaşı Cevat Gürkan, Yüzbaşı Eyüp Öncü, Üstteğmen ve Saim Polatkan’dan oluşan Türk
ekibi, ebedi Başkomutanları Cumhurbaşkanı (Mareşal) Gazi Mustafa Kemal Atatürk için kazandıkları birincilik
kupasını atlarının üzerinde, vakur ve dimdik olarak Siena Stadyumunda dört nala dolaştırdılar…
“insan ancak karakteriyle büyük olabilir” demişti Volter…Bu özdeyişten Gazi Mustafa Kemal lehine bir ayrıcalık
yapılabilir. Yalnız karakteriyle değil aynı zamanda yüreğiyle de halkının gönlünü kazanmış bu denli büyük
olabilmiştir O…”Nelia Pavlova (Fransa-Gazi’nin Ülkesinde-1930)
19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramını’nın 103.yılını heyecanla kutlarken ,dünya’nın gözdesi kurtarıcı,kurucu süvari
Başkomutan ve devlet adam Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu ve “en büyük eserim dediği”,sosyal,
demokratik, laik bir hukuk devleti olan çağdaş Türkiye Cumhuriyeti, O’nun yolunda ulusal bilinçle sonsuza dek
yaşayacaktır.