“Antalya’da nüfus artarsa turizm yapamayız…”

“Antalya’da

nüfus artarsa

turizm yapamayız…”

 

Necdet B.SİVASLI

 

Antalya, turizmin göz bebeği. Yeni oteller yapılıyor, yatak kapasitesi artıyor. Antalya Hava Alanının artan yükü çekemediği de söyleniyor. Yeni tedbirler alınmalı ve yeniliklere de yelken açılmalı.

Antalya’ya yerli ve yabancı akını devam ediyor. Bu da her geçen gün nüfusun artması demektir. İşte bu nüfus artışı endişe yaratıyor.

Daha önce sektör temsilcileri yaptıkları açıklamalarda Antalya’nın 12 ay turizmini yerine getirecek konuma geldiğini açıkladılar. Böylece kış turizminde de Antalya liderliğe koşmuş olacak. Antalya, sadece otel, güneş, deniz ve kumla anılmayacak. Sağlık turizmi başta olmak üzere çeşitli dallarda da hizmet verecek. Spor turizminin daha da genişletilmesi için çalışmalar yapılıyor. Tarih ve doğal güzellikler ise büyük ilgi görüyor. Turistler, Antalya’da aradıkları her şeyi bulabiliyor.

Başlığa aldığımız sözler Antalya Büyükşehir Belediyesi Turizm Danışmanı Osman Ayık’a ait. Turizmin tüm yükünü Antalya’nın çektiğini söyleyen Ayık “Ülkedeki gecelemelerin de yüzde 70’i Antalya’nın sırtladığına vurgu yaptı. Ayık “Kapasitenin üstüne çıkarsak bazı sorunlarla karşı karşıya kalırız” dedi.

Akdeniz Üniversitesi Turizm Fakültesi ve Antalya Kent Konseyi iş birliğinde düzenlenen “Şehir ve Turizm” paneline katılan Antalya Büyükşehir Belediyesi Turizm Danışmanı Osman Ayık, kentin en büyük sorununun sosyal geçişler olduğunu belirterek, “Bu nüfus artışı devam ederse Antalya’da turizm yapamayız” dedi.

Asıl konu şu:

Ayık” Şehrin nüfusu 2035’te 5.5 milyona ulaşırsa biz burada turizm yapamayız” demesidir. “Şehrin doğal eşiği de zorlanıyor” diyen turizmci Osman Ayık’ın açıklamaları şöyle:

“Sürdürülebilirlik günümüzün en popüler kavramı ve aynı şekilde hayatımızın her anında olan bir kavram” diyen Ayık, bu kavramın sadece çevre boyutuna indirgenmemesi gerektiğini dile getirdi. Sürdürülebilirliğin çevre, sosyal gelişim ve ekonomik getiri olarak 3 unsuru bulunduğunu ifade eden Ayık, “Sürdürülebilirliğin bu unsurlarla desteklenmesi gerekiyor. Bütün bu sürdürülebilirlik kavramlarının tamamı yerel yönetimlerin üzerinde. Şehirde 15,5 milyon üzerinde bir trafik var. Antalya’nın kendi 2,5 milyonluk nüfusunu düşününce yerel yönetimlerin ciddi bir yükü var. Fakat, şehrin kültür ve turizm planlamasında yerel yönetimler yer almıyor. Bunun tespitini artık yapmalıyız. Planlamalar bakanlık ve kamu yönetimi tarafından yapılıyor. Yasal düzenlemeler yapılırken yerel yönetimler karar mercilerinde yer almıyor. Biz düzenlemeleri ve planlamaları hazırlıyoruz ama kararını biz vermiyoruz. Yerel yönetimlerin bunun dışında kalması mümkün değil. Bu şehir tüm Türk turizmini sırtında taşıyor. Ülkedeki gecelemenin yüzde 70’ini bu kent sağlıyor. Fakat bu şehrin bir taşıma kapasitesi var. 2035’te Antalya’nın 5,5 milyon nüfusa ulaşacağı öngörülüyor. Ben söylüyorum size bu şehrin nüfusu 2035’te 5,5 milyona ulaşırsa biz burada turizm yapamayız. Bu şehrin sorunları var evet ama bence bunların en büyüğü sosyal geçişler. Burada artık kültürel değişimler, yüzleşmeler yaşanıyor. Şehrin doğal eşiği zorlanıyor. Kültürel erozyonu ve bahsettiğim sosyal geçişlerde yaşanan sorunları yaratan kontrolsüz göçtür. Antalya’ya gerçekleştirilen göçün kontrol edilmesi gerekiyor. Antalya gibi yerler özel yasalarla yönetilmelidir. Gelen turistlerin tatil dışında da deneyim kazanmak istediğini biliyoruz. Yerel yönetimin de eksikleri de mutlaka var. Şehirde farklı deneyimlere kafa yorulması gerekiyor. Çünkü artık gelen turistler tatil dışında da deneyimler kazanmak istiyor. Biz son zamanlarda festivaller ve etkinliklerle bunu sağlamaya çalışıyoruz ama başka şeylerin de yapılmaya ihtiyacı var. Yerel yönetim noktasında yapılması gereken bir başka şey ise hayat tarzı. Turistler kendi ülkelerinde yaşadıkları standartları burada da yaşamak istiyor. Yol, kaldırım, çevre düzeni, etkinlikler gibi. Bütün bunların en önemlisi ise erişilebilirlik. Bütün bunlar yapılırken turistin erişiminin de sağlanması lazım. Yoksa bir anlamı olmaz. Duyuru yapılması lazım, bilgilendirmeler yapılması lazım, yolların düzenlenmesi lazım. Biz yerel halkla hem bu unsurları hem de kent kavramını buluşturamadık. Bizim gelecekte en çok buraya atıfta bulunmamız gerekiyor.”