Amerika, PYD ile müttefik gibi…

Amerika, PYD ile müttefik gibi…

Necdet Buluz

Rakka’da IŞİD’a karşı büyük bir askeri harekât başlatan Amerika’nın asıl hedefinin Kobani’de Kürt grupların önünü açmak ve “Kürt Koridorunu” gerçekleştirmek olduğunu daha önceki yazılarımızda ifade etmiştik.

Nitekim Amerika tarafından yapılan açıklamada da “Rakka’nın IŞİD’den temizlenmesi ile bu terör örgütü bitmez. Daha uzun yıllar IŞİD ile mücadele edilecektir” denildi.

Pentagon, daha önceki açıklamalarında da aynı konu üzerinde durmuş ABD yönetimine yakın gazeteler de “Asıl hedef Kürt koridoru” demişti. Bizi yönetenler de konu ile ilgili açıklamalarında bundan çok büyük endişe duyduklarını sürekli olarak dile getirmişlerdi. Yazılan yazılarda, yapılan yorumlarda da Amerika’nın Güney Suriye’de neler yapmak istediğine dair açıklamalar ard arda gelmişti.

Sözü fazla uzatmaya gerek yok:

Yanı başımızda Kürt Koridoru’nun açılması ile PKK’nın Suriye kolu PYD tarafından bir bölge oluşturulacak. Bu bölge Kuzey Irak’taki Barzani’nin benzeri şeklini alacak. Bunun da ileride Bağımsız Kürt Devleti’nin ikinci ayağının oluşturulacağı anlamına geldiğini görmek gerekiyor. Ortadoğu uzmanları da yaptıkları açıklamalarda buna sürekli vurgu yapıyor.

Şu anda, bizim tüm itirazlarımıza rağmen en büyük müttefikimiz Amerika, PYD’yi kolları arasına almış durumda. Tam dillendirmeseler de Amerika, PYD ile bölgede adeta “müttefik” gibi hareket ediyor.

Rakka’da IŞİD karşıtı savaşan PYD’nin silahlı gücü YPG ve Suriye Demokratik Güçleri’ne danışmanlık yapan Amerikalı askerlerin PYD’lilerin giysileri ile görüntüleri de tartışma yarattı. Washington yönetimi, ABD Özel Kuvvetlerine bağlı askerlerin Suriye’nin kuzeyinde IŞİD’e karşı mücadele eden güçlere danışmanlık ve yardım sağlaması için konuşlanmasına karar vermişti. ABD Başkanı Barack Obama, bu amaçla son olarak Nisan ayında 250 askerin daha Suriye’ye gönderilmesini onaylamış, böylece Suriye’deki Amerikan Özel Kuvvetler askeri sayısının 300’e çıkacağı açıklanmıştı.

ABD Savunma Bakanlığı Sözcüsü Peter Cook, Suriye’de bulunan Amerikan askerlerini YPG simgesi taşıyan üniformalarla gösteren fotoğraflarla ilgili yorumda bulunmayı reddederek, askerlerinin geçmişte de ortaklarının simgelerini taşıdığını söyleyerek şu açıklamalarda bulundu:

“Askerlerin DAEŞ’e karşı savaşan güçlere danışmanlık ve yardım görevi bulunuyor. Askerler desteklerini, becerilerini ve kabiliyetlerini bu güçlerin etkinliğini geliştirmek için sunuyorlar. Askerlerimiz ön safta yer almıyor, bu savaşa öncülük etmiyor. Özel operasyon kuvvetleri geçmişte de bazı ortaklarının simgeleri ve kimliklerini belirten işaretleri üzerlerinde taşımıştı. Sadece şunu söyleyebilirim. Özel operasyon kuvvetlerinin Suriye Demokratik Güçleri ile koordinasyon halinde savaş alanındaki danışmanlık ve yardım rolü çerçevesinde Suriye’nin kuzeyinde bulunacağını birkaç hafta önce belirtmiştik.

Daha açık ifade ile şunları söyleyebiliriz:

Amerika, bölgede kendi çıkarları dışında hiçbir şey ile ilgilenmiyor. PYD konusunda Türkiye’yi dinlemiyor. Büyük Ortadoğu Projesi (BOP)’un hayata geçirilmesi konusunda da atılması gereken tüm adımları atıyor. Bizim daha önce ortaya koyduğumuz “kırmızı çizgilerimizin” ise Amerika için hiçbir şey ifade etmediğini görmekteyiz.

Kaldı ki, PYD artık meşru güç olarak da kabul edilmeye başlandı. Bunu, Avrupa’nın bazı ülkelerinde de görmekteyiz. Birçok yerde PYD temsilcilikleri açılıyor. Rusya bunun öncülüğü yapmıştı. Şimdi ise Prag, Stockholm, Berlin ve Paris’te PYG’nin temsilcilikleri faaliyet gösteriyor.

Biz, bir yandan terör örgütü PKK ile mücadele ediyor ve bu örgütü çökertmeye çalışırken, öte yandan dış güçler PYD’yi güçlendirerek yeni bir PKK’nın varlığı ile bizi karşı karşıya getirmeye çalışıyor. Bunu önemsememiz gerekiyor.

Milli Güvenlik Kurulu’nun son toplantısında da bu konunun gündeme gelmesi ve MGK’nın AB ülkelerine PYD uyarısında bulunduğunu gördük. Dostluk ve müttefiklikle bağdaşmayan bu hareketlerin tam bir Türk düşmanlığına dönüşmekte olduğunu da izlemekteyiz.

Binali Yıldırım’ın Başbakanlığında kurulan yeni Hükümet programında “Düşmanlarımızı azaltıp, dostlarımızı çoğaltmaya çalışacağız” anlayışı böyle bir durum karşısında nasıl hayat bulabilecektir?

Dikkat edilecek olursa terör örgütü PYD’nin Suriye kolu PYD konusunda Amerika, Rusya ve AB ülkeleri adeta birlik ve bütünlük içinde hareket ediyor. Dış politikada bizi çok daha çetin ve sıkıntılı günler bekliyor. Dostlarımızı çoğaltmak ise çok daha ustalık istiyor.

PYD’ ye silah dahil, birçok konuda yardım ve destek sağlanıyor. PYD’nin askeri kolu YPG’den birçoklarının da Amerika’da eğitildiklerine dair söylentilerin olduğunun da altını çizelim.

Bütün bu gelişmeleri alt alta koyduğumuzda, dış politikamızda çok büyük değişiklikler yapmamız gerektiği gerçeği ile karşı karşıya kalıyoruz. Baştan bu yana izlediğimiz başta Suriye politikaları olmak üzere dış dünya ile daha sıkı ilişkilere doğru adım atabileceğimiz yeni politikaları geliştirip, kendimize de bir çeki-düzen vermemiz geç olsa da artık kaçınılmaz görünmektedir.

necdetbuluz@gmail.com

www.facebook.com/necdet.buluz