Kılıçdaroğlu:Kan dökmek bizim geleneğimiz de yok, sizin geleneğinizde var

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Van’da partisinin il başkanları toplantısında yaptığı konuşmada, “Böyle bir başkanlık sistemini kan dökmeden bu ülkede gerçekleştiremezsin dedim. Evet, aynı şeyi yine söylüyorum” dedi.
Kılıçdaroğlu, son dönemde terörün yoğunlaştığı bölgelerden Van’a yoğun göçün yaşandığını ifade ederek, “Nasıl ki, Diyarbakır’ın Bağlar kenti çevreden gelen insanların oluşturduğu bölge olduysa, burada da buna benzer bölgeler, kaos çıkabilir. Bu açıdan alınan göçlerin iyi kontrol edilmesi gibi hepimizin ortak bir görevi var.” dedi.
“Terör kimden gelirse gelsin, nereden gelirse gelsin, hangi amaçla gelirse gelsin, insan olarak, parti olarak terörün her türüne şiddetle karşı çıkacağız.” ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
“En büyük acıyı sizler yaşıyorsunuz. Şehit ailesine başsağlığı diledim. Bir başka yere gittim başsağlığı için, Vanlı bir kadın geldi ve ‘istirham ediyoruz, ayaklarınızı öpüyoruz ne olur bu terörü bitirin. Askerimiz, polislerimiz, çocuklarımız ölmesin. Evimizde huzurla televizyon izleyelim’ dedi. Çukurca’da 8 şehidimiz geldi. Bugün de bir şehidimiz daha geldi. Hepimizin içi kan ağlıyor. Böyle bir olay nasıl oldu, kimler hangi gerekçelerle Türkiye’nin başına bela ettiler. Bunu herkesin sorgulaması gerekir. 2002’de iktidar oldular. Sıfır terör. 14 yıl geçti yine tek başına iktidarlar. Suçlayacakları bir kelebek bile yok. Tek başına iktidarlar. Nasıl oldu da 14 yıl sonra Türkiye kan gölünün içinde kendisini gördü. Kim bu tabloyu hazırladı. Kim vatandaşların önüne koydu? Herkes bu soruyu sormak zorundadır. Ne oldu Türkiye’ye? ‘Terörü bitireceğiz’ dediler, ‘eyvallah’ dedik. Yol haritası gösterdik, ‘yok bu yol haritasıyla çözmeyeceğiz’ dediler. Çözdüler mi, hayır, daha büyük belalar açtılar.
2013’te söyledim. Bu sorun sıradan bir sorun değil, bir bakkalın, bir manavın, ilin sorunu değil. Bu sorun tarihsel derinliği olan bir sorun. Beraber çözmek zorundayız. Sorunu çözmek istiyorsan, gel Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne çözelim dedik. Sorunu çözmek için, samimi dürüst olacaksın, ben bu sorunu çözeceğim diyeceksin. Gizli kişisel bir ajandan olmayacak. Millete hesabını veremeyeceğin vaatlerde bulunmayacaksın. Millete muhalefete bilgi vereceksin dedik. Hiç birine uymadılar. Bugün faturayı kim ödüyor. Beyefendi sarayda oturuyor, bu akşamda düğün dernek yapacak. Türkiye’yi terör bataklığına kimler sürükledi. Kimler gitti terör örgütlerine yardım ve yataklık yaptı. Şehirler silah deposuna dönüşürken kimler ‘aman sakın müdahale etmeyin’ dedi. Bilinçli olarak bunların tamamı yapıldı. Silahlar dağıtıldı ve Türkiye ateş çemberinin içine sokuldu. Tarihin en zengin kültürü burada. Ama gezin bakın turist mi var. Neden gelmiyor. Patlayan bombalar. Ben bunu sorduğumda Paris’te de Almanya’da bomba patladı ama otellerde yer yok. Nedeni, Türkiye’nin bozulan imajı. Türkiye Ortadoğu’nun bataklığının bahçesi haline geldi. Artık Türkiye’yi bir Avrupa ülkesi olarak görmüyorlar.”
“ÜÇÜNCÜ SINIF DEMOKRASİYİ HAK ETMİYORUZ”
Son terör olayları nedeniyle 200 bin kişinin yerlerinden edildiğini, mağdur olduklarını aktaran Kılıçdaroğlu, hükümetin onlara el uzatmadığını ancak CHP’nin onlara her gün sıcak yemek götürdüğünü söyledi.
Kemal Kılıçdaroğlu, Kürt sorununu ancak CHP’nin çözebileceğini, kendilerinin dışında başka bir partinin sorunu çözemeyeceğini belirterek, şöyle konuştu:
“Bu ülkenin insanları üçüncü sınıf demokrasiyi hak etmiyor. Biri eline sopayı alacak vatandaşı dizayn etmeye çalışacak. Biz bu ülkeye tam demokrasi ve tam özgürlükleri getireceğiz. Bu ülkede terör sorununu da ancak biz bitireceğiz. 7 Haziran’dan bu yana 500’ün üzerinde şehidimiz var. Bilinçli olarak yapıldı bunlar. Ceylanpınar’da 2 polisimiz evlerinde şehit edildi. Failleri bulundu mu? Neden bulunmadı? 7 Haziran’ın faturası sadece terör değil, ekonomi de var. 2 milyon 333 milyon lira tutarında 63 bin 126 çek hakkında karşılıksız işlemi yapıldı. 2002 yılında icra dairelerinde 8 milyon olan dosya sayısı şimdi ise 24 milyona yükseldi. Bu rakamları da mı bilmiyorsunuz? Bu bölgeler 30 yıl önce Ortadoğu’yu besliyordu şimdi dışa bağımlı durumda.”
Türkiye’nin en uzun sınırının yol geçen hanına dönüştürüldüğünü, her gün Kilis’e roket ve top atışlarının gerçekleştirildiğine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, kentin kanaat önderlerinin gazeteye “hükümet nerede” diye ilan verdiğini anlattı.
Kılıçdaroğlu, Mavi Marmara saldırısıyla İsrail’in baş düşman olarak ilan edildiğini anımsatarak, şu değerlendirmeyi yaptı:
“İsraille barışmak için, ‘Özür dileyecek, Gazze’ye uygulanan ambargo kaldırılacak’ dediler. Ne yaptılar kapalı kapılar ardında İsrail’e NATO’nun yolunu açtılar. Bunlar tamamen iki yüzlü politikalar izliyorlar. Ne yaptı İsrail, ablukayı mı kaldırdı, tazminat mı ödedi? Niye bu ödünleri veriyorsun. O allayıp pullayıp kahramanlık edebiyatı yaptığı günlerde İsrail’i baş düşman ilan etmişti, şimdi İsrail’e muhtacız. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti bir başka devlete muhtaç hale geldiyse otur da utan. Ne diyordu, ‘ben komutanım ‘ diyordu. Sen ancak tenekeden komutan olursun.”
“KAN DÖKMEDEN OLMAZ DEMİŞTİM AYNI ŞEYİ YİNE SÖYLÜYORUM”
Çağdaş bir anayasaya ihtiyacın olduğunu Türkiye Cumhuriyeti’nin 150 yıldan bu yana parlamenter sistemle yönetildiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“Bütün olaylar oluyor, kan gövdeyi götürmüş, beyefendi beline kadar kanın ortasına oturmuş, her gün insanlar kan gölünün içinde hayallerini kaybediyorlar. Analar ağlamayacakmış, ağlamayacak anne kalmadı, bütün bunları bir tarafa bırakmış, ‘illa başkan olacağım’ diyor. 14 yıldır memleketi tek başına yönetiyorsun. 14 yılda yapmak isteyip de yapamadığın ne oldu? İstediğin milletvekilini seçtin, istediğin adamı meclis başkanı yaptın. Milletin başına bir numaralı bela olmuş, en büyük bölücü. Odalar birliğinde konuştum. Tutturmuş illa başkan olacam. Şunları söyledim. Bir kişi konuşacak Türkiye susacak, bir kişi konuşacak hakim ona göre karar verecek. Bir kişi konuşacak ona göre milletvekilleri listeleri hazırlanacak. Böyle bir başkanlık sistemi istiyormuş. Böyle bir başkanlık sistemini kan dökmeden bu ülkede gerçekleştiremezsin dedim. Evet, aynı şeyi yine söylüyorum. Ülkemizi seviyoruz. Bizimle aynı düşüncede olsun olmasın, bütün insanların özgürce düşüncelerini ifade etmesini istiyoruz. Öğretim üyeleri bildiri imzaladı diye hepsini vatan haini ilan ettiler. Birbirimizi nasıl dinleyeceğiz. Samimi olarak düşüncelerimiz nasıl birbirimize aktaracağız. Kendisini muhattap almıyoruz. Ankara’ya gidince bir kanun teklifi verelim, TRT bir kanal açsın, adını RTE kanalı desin, 24 saat canlı olarak onu versinler. Bizde kurtulalım o da kurtulsun.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 23 milyon 600 bin oy alan Davutoğlu’nun istifasını isteyerek milletin iradesine saygı göstermediğini iddia eden Kılıçdaroğlu, “Sen milletin değil kendi iradeni milli irade olarak görüyorsun. Senin iraden milli irade olamaz, senin bağnaz iradendir. Kan dökmek bizim geleneğimiz de yok, sizin geleneğinizde var. Türkiye’ye kan gölüne ben mi çevirdim? Her gün onlarca kişi can kaybetmiyor mu? Recep Tayyip Erdoğan kandan beslenen birisidir. Milleti ayırıyor, bölüyor. Bunlarda arkadan hançerleme geleneği var. Erbakan’ı, Kaddafi’yi, Esed’i arkadan hançerledi. En son örnek Başbakan Davutoğlu. Çağırdı elinde hançer, arkadan hançerledi. Sen arkadan hançerlemeyi seviyorsun çünkü senin yüreğinde insan sevgisi yok. Türkiye tarihinin en derin krizlerinden birini yaşıyoruz. Koskoca ülkenin geleceği bir kişinin iki dudağı arasında. Buna asla izin vermeyeceğiz. Demokratik haklarımızı sonuna kadar kullanacağız. Demokrasinin bedelleri var o bedelleri ödemeye hazırız. Hapse atarlarmış. Atmazlarsa namerttirler.” diye konuştu.

ŞEHİT EVİNİ ZİYARET ETTİ
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ve beraberindekiler, 10 Mayıs’ta Hacıbekir Mahallesi Karlıova Sokağı’na teröristlerin döşediği patlayıcıyı etkisiz hale getirmeye çalışırken bombanın infilak etmesi sonucu şehit olan mahalle bekçisi Ferhat Arslan için Altıntepe Mahallesi’nde kurulan taziye çadırını ziyaret etti.
Kılıçdaroğlu’nu şehidin kardeşi Reşat Arslan ile oğlu Muhammed Nurullah Arslan polis kıyafetiyle karşıladı. Kılıçdaroğlu, şehidin yakınlarına başsağlığı diledi.
Şehidin kardeşi Reşat Arslan, Kılıçdaroğlu’na bu ülkede yüzyıllardır kardeşçe yaşadıklarını belirterek, “Bu kötü durumun sonuçlanması için millet olarak hep birlikte bunun gereğini yapmamız gerekiyor. Bunun için Meclis’te bunun gereğini yapmanızı bekliyoruz. 40 yıl önce bu ülkenin insanları olarak birbirimiz için canımızı veriyorduk şimdi bu duruma geldik. Nifak tohumları zamanında ekildi, şimdi sümbüllendi ve meyve veriyor. Bu kardeş kavgasının sona ermesi gerekiyor.” diye konuştu.
“GEREĞİNİ YAPACAĞIZ”
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu da “İnşallah el birliğiyle, gönül birliğiyle bunu yapacağız. Fidan gibi çocuklarımız neden böyle olsun. Gereğini yapacağız.” dedi.
Şehidin oğlu Muhammed Nurullah ile bir süre sohbet eden Kılıçdaroğlu daha sonra şehidin evine giderek eşine taziye dileğini iletti.
Evden ayrılırken karşılaştığı Kore gazisi Hacı Tahir ile fotoğraf çektiren Kılıçdaroğlu, bir süre önce babasını kaybeden bir partilinin taziyesine de katıldı.
Kemal Kılıçdaroğlu ve beraberindekiler il başkanları toplantısına katılmak üzere otele geçti.
Kılıçdaroğlu’ndan Erdoğan’a çok sert düğün tepkisi
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Van’da yaptığı konuşmada, kızı Sümeyye’yi evlendirmeye hazırlanan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı sert sözlerle eleştirdi. Her gün şehitler geliyor. Faturayı Cumhurbaşkanı mı ödüyor? Beyefendi sarayında oturuyor. Her gün şehitler geliyor. Bu akşamda düğün dernek yapacak beyefendi. Değerli arkadaşlar bunun hesabını bu milletin sorması lazım. Bunun hesabını sormayacak da neyin hesabını soracak. Kimler gitti terör örgütlerine yardım ve yataklık yaptı. Şehirler silah deposuna dönüşürken kimler aman sakın müdahale etmeyin dedi. Bilinçli olarak yapıldı bunlar. Silahlar dağıtıldı bilinçli olarak. Bilerek yapıldı hepsi. Bunun faturasını vatandaş ödüyor.” ifadelerini kullandı.