Bodrum’un gerçekleri ile yüzleşmeliyiz…

Bodrum’un gerçekleri ile yüzleşmeliyiz…
Necdet SİVASLI

“Zaman zaman aynı şeyleri söylüyoruz, turizm on iki ay olsun ona göre projeler geliştirelim. İyi de iklimi müsait mi, alt yapı müsait mi, oteller müsait mi. Bunları göz ardı ediyoruz. Son beş senedir Bodrum’da kış soğuk geçiyor. Yazlık olarak yapılmış, otellerin teknik şartları buna uygun değil. Burada benim bir ısınma sistemim yok ki. Böyle bir çalışma içerisine gireceksek bütün otellerin kendilerini sıfırdan yenilemesi gerekecek bu öyle basit kolay bir iş değil. “

Yukarıdaki sözler Hilton Bodrum Türkbükü Resort%Spa Genel Müdürü Zafer Tangil’e ait. Dikkat edilecek olursa Tangil, Bodrum’daki turizmin gerçeğini çok kısa bir değerlendirme ile ortaya koyuyor.

Yıllardır Bodrum’da yöneticiler “Sezonu 7-8 aya nasıl yayabiliriz, bunun hesaplarını yapıyoruz” diyorlar. Fuarlara katılıp Bodrum’u tanıtıyorlar. Yabancı turizm yazarlarını konuk edip, ülkelerindeki turistlerin Bodrum’a gelmesi için çağrı yapıyorlar. Bu tür çalışmalara hiç kuşkusuz karşı değiliz ama, daha öncelikle atılması gereken adımlar var bunlara ne diyeceğiz?

Yaz sezonu sona erip, kış ayları kapıya dayandığında Bodrum’un hali içler acısı. Oteller kapanıyor, esnaf dükkânına kilit vuruyor. Açık klanlar da “siftahsız dükkân kapatıyoruz” diyor. “Hadi otelinizi kapamayın, dükkanlarınızı açık tutun” demekle bu işlerin olmayacağını artık bazılarının görmesi ve anlaması gerekiyor.

Kış turizminin koşulları vardır ve bu koşullar yerine getirilmeden yapılan bütün çalışmalar ve çabalar boşa gider. Bunların neler olduğunu Bodrum’u yönetenler çok iyi biliyor. Biz de konu ile ilgili yazdığımız yazılarda bunları sıralamışızdır. Yaz sezonunu bile atlatmakta zorluk çekenlerin kış turizminden söz etmeleri davulcu yellenmesinden başka bir şey değildir.

Bodrum’un alt yapısı dökülüyor. Fosseptik kuyulardan pis kokular çevreye yayılıyor. Çarpık yapılaşma bütün hızı ile sürüyor. “Turizmin kalbiyiz” deniliyor ama birçok yolda yürünemiyor bile. Trafik çilesi giderek daha da artıyor ve çekilemez hale geliyor.. Elektrik sorununun çözülmediği, otellerdeki kış koşullarının iyileştirilemediği, bir kongre merkezinin bile hala yapılamadığı kentte turizmi 7-8 aya yayabilmek mümkün mü? Bu koşullarda buraya turisti nasıl getireceksiniz?

Pahalılık ve gelenlerin kazıklanması konusuna değinmeye gerek görmüyoruz. Bundan şikâyetçi olmayan mı var?

Zaten Bodrum’daki otellerin durumunu Zafer Tangil çok güzel şekilde özetlemiş.

Bu işler sadece konuşma ile, “Yapacağız, edeceğiz” açıklamaları ile olmuyor. Bodrum, her geçen yıl daha da yaşamayacak hale dönüşüyor. Herkes, eski Bodrum’a arar hale geldi. Çok daha açık bir ifade ile burada hemen herkes, her sektör rant peşinde koşuyor. Hizmet kalitesi ise giderek düşüyor. “Birkaç aylık turizm hareketliliğinden nasıl vurgun yapıp kar ederiz?” hesapları yapılıyor.

Mandalina bahçeleri, zeytinlikler, yeşil araziler elden çıkıyor, maalesef birer beton yığını haline dönüşüyor. Buna “dur” diyecek birilerini arıyoruz ama bulmak mümkün mü? Üretimin olmadığı Bodrum, tam anlamı ile bir tüketim merkezi haline geliyor bu da pahalılığı beraberinde getiriyor.

Bodrum’un gerçekleri ile yüzleşmeliyiz.

Bu yıl turizmin çakıldığını daha önceki yazılarımızda dile getirmiştik. Turizmde sıkıntı yaşadığımız bu sezonun gelecek sezonu da etkileyeceğini görüyoruz. Bu nedenle de otellerde kaliteli hizmette düşüşler yaşanıyor. Daha düşük fiyat politikası hali ile kaliteyi de düşürüyor.

Zafer Tangil’i dinleyelim mi?

“Bu yıl yaşadığımız sıkıntılardan dolayı bazı bölgelerde otellerin fiyat indirdiğini biliyoruz. Fiyatları indirmek demek kaliteden, servisten, yemekten ödün vermeniz demek, bu işlerin bir maliyeti var bunu tutturmanız lazım. Bizim gibi uluslararası zincir oteller bu fiyatları aşağılara çekemez, burada belli sayıda bir personeli istihdam ettirmek zorundayız, bizim gibi zincir otellerin mali tablosu aşağı yukarı bellidir ama buna rağmen belli zamanlarda yaptığımız aksiyonlarla fiyatları aşağı çekiyoruz. Boş bir otelin kimseye faydası yok. Fiyatları belirli zamanlarda ya da belli bir düzeyde biraz indirebilirsiniz ama çok da aşağı seviyelerde olmaması lazım bunun etkileri ileriye dönük çok geniş olacaktır. Turizm şu andaki durumunu 2015 senesinde de sohbetlerimizde konuşmuştuk, çünkü geçen sene de sıkıntılarımız vardı. Çok şükür 2015 yılını bir şekilde atlattık. Fakat 2016 yılı biraz daha farklı oldu. Rusya’yla ve terörle ilgili sıkıntılarımız geçen seneye göre arttı. Tabi terörle ilgili yaşadığımız sıkıntı diğer ülkeler için de olumsuz bir durum yarattı. Birçok ülke vatandaşlarına “gitmeyin dikkatli olun” gibi çağrılarda bulundu. Sanki herkes elbirliğiyle Türkiye’nin ekonomisini baltalamak için bir şeyler yapıyor. Tabi bu Dünya’daki politik bir bakış durumu ve çok yanlış bir bakış açısı. Eğer ülkemizde bundan sonra üst düzeyde bir sıkıntı olmaz ise geri kalan üç ayı, bayramla beraber kongre turizmini de atlamadan iyi geçireceğimize inanıyorum. Hükümetin öncesinde karar almış olduğu dokuz maddelik bir eylem planı vardı, en son aldığı kararlarla da biz turizmcileri rahatlatacak adımlar atmış oldu. Eğer hesaplarımızı doğru yaparsak bundan istifade eder ve bu sınavı geçmiş oluruz.”

Bodrum’a sahip çıkma çabası gösteren bazı kişi ve kuruluşlar da var olmasına var ama, bazı konuların ele alınıp düzeltilmesinde onların da iyi niyet ve çabaları yetersiz kalıyor. Ya da önleri kesiliyor.

Bodrum turizmi ile ilgili yazılarımıza ve görüşlerimizi yansıtmaya devam edeceğiz.

necdetbuluz@gmail.com

www.facebook.com/necdet.buluz