Rusya ile yeniden eski günlere doğru mu?

Rusya ile yeniden eski

günlere doğru mu?

Necdet Buluz

Ortada bir iddia var:

Rusya Savunma Bakanlığı’nın Türkiye’de askeri bir darbe hazırlığını öğrendiği ve Türk istihbarat birimlerini saatler öncesinden uyardığı iddia ediliyor. Suriye’deki Hmeymim üssünde konuşlanan Rus Hava Kuvvetleri’nin TSK’nin iç haberleşme sinyallerini yakalayıp şifrelerini çözecek sistemleri varmış. İran kaynaklı Fars Haber Ajansı’nın ortaya attığı bu iddia bugüne kadar ne doğrulandı, ne de yalanlandı.

Buradaki asıl düşündürücü durum, Rusya’nın aldığı bu darbe girişimi istihbaratından anında Erdoğan’ı ve kurmaylarını haberdar etmiş olmasıdır. Eğer, Rusya böyle bir girişimde bulunmuşsa, Türkiye’de bir darbe olmasını önlemiş, bölgede kargaşaya yol açabilecek olayların önlenmesinde öne çıkmıştır.

Rusya Devlet Başkanı Putin çok kincidir ve kendisine ve ülkesine yapılanları da kolay kolay unutacak bir lider değildir. Eğer, Türkiye’de bir darbe girişimi konusunda bilgi edinmiş, bunu da öncelikle Erdoğan ve kurmaylarına bildirmişse bu noktada Putin’in de Türkiye ve bölge için çok ince hesaplarının var olduğunu söyleyebiliriz.

Sputnik haber ajansına konuşan Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, Türkiye’deki darbe girişiminin Polonya’nın başkenti Varşova’da yapılan NATO zirvesinden sadece bir hafta sonra gerçekleştiğine dikkat çekiyor ve şöyle konuşuyor:

“NATO, birlik üyesini muhtemel tehdit konusunda uyarmadı. En büyük askeri yapı olan ve güvenlik konusundaki çalışmalar için her türlü imkâna sahip olan NATO, Türkiye’nin ve bölgenin güvenliğiyle ilgili tehdit hakkında tek bir bilgi dahi vermedi. Meşru hükümeti devirme senaryosu olumsuz yönde gelişseydi, bu hem Türkiye’de bir trajediye yol açardı, hem de bölgede daha derin bir istikrarsızlığa sebep olurdu”

Rusya’nın Ortadoğu coğrafyasındaki hesapları bellidir. Akdeniz’de de bazı hesapları bulunuyor. Bunun yanında Ukrayna gibi bir sıkıntının hafif atlatılması için Türkiye’den daha ılımlı bir tavır bekleyebileceği ortaya çıkıyor. Kafkaslar üzerinde de ince hesapları bulunan Rusya, aynı zamanda Ermenilere verdiği destekle de dikkatleri çekiyor.

Dikkatlerinizi çekmek istediğimiz önemli bir nokta var:

Ermeniler Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ’ını işgal etti. Halen işgal sürüyor. Rusya, bu işgalde Ermenilerin yanında yer alıyor. Bundan sonraki gelişmelerde işgalin devamında Türkiye’nin daha fazla öne geçmesinin de önlenebileceği hesaplarının var olabileceğini unutmayalım.

Buradan özetle çıkarmamız gerek sonuç şu:

Eğer iddialar doğruysa, darbe girişimini önceden haber alan Rusya bunu ilgililere haber verdiyse bunun bedelini de gelecekte isteyecektir. Putin’in böyle ince bir hesap içinde olabileceğini düşünüyoruz.

Putin, Ortadoğu’da Türkiye ile yeniden eski günlere dönülmesi ile Amerika ve AB karşısında daha da güçlü hale gelebileceğinin de hesaplarını yapıyor. NATO karşısında gücünü artırmanın hesapları içinde.

Yukarıda ele aldığımız ve saydığımız noktalarda bundan sonraki gelişmelere dikkat edelim. Suriye’deki yeni şekillenme Putin’in istekleri doğrultusunda gelişebilir. Ukrayna konusu hafif atlatılır. Akdeniz’de daha güçlü ve caydırıcı Rusya gücünü görebiliriz.

Rusya, her ne kadar uçak krizinden sonra Türkiye’ye karşı bir takım yaptırımlara girdiyse de bundan Türkiye kadar kendisi de zarar gördü. Şimdi iyi ilişkilerle bu zararlardan da dönme hesapları yapılıyor. Özellikle enerji kaynakları, tarım ticareti konusunda Rusya’nın bugün her zamankinden daha çok Türkiye’ye ihtiyaç duyduğunu söylemeye gerek var mı?

Son günlerde Türkiye aleyhinde alınan kararların Moskova’da yumuşatılmaya çalışması da bu gelişmelerin bir ayağını oluşturuyor.

Gülen Cemaati ile ilgili, Rusya’nın daha önceden bazı uyarılarının olduğunu da görüyoruz. Cemaatin yapılaşmasından endişe eden Putin’in yıllar öncesine uzanan bazı önlemi aldığı söylemeliyiz.

Geçenlerde Cumhuriyet Gazetesi’nde Mine G.Kırıkkanat “Eski düşman yeni dost Rusya” başlıklı bir yazı yayınladı. Makalenin sonunda Rusya’nın cemaatle ilgili olarak aldığı önlemlere de değinde. Yazımızı ilgilendirdiği için Kırıkkanat’ın yazısının sonundaki bu kısmı sizlerle paylaşarak bugünkü yazımızı sonlandırıyoruz:

“Üstelik Rusya, Gülen cemaatleşmesinin İslam dünyasına yönelik Amerikan projesi bir “akılcı tasarım” olduğunu Türkiye’den çook önce anladı. Gelmiş geçmiş T.C. hükümetleri ve sonunda AKP, tüm dünyada FETO’cu okulların kurdelelerini keser, işadamlarının önünü açar, Gülen efendiye saygılar sunar ve parsayı bölüşürken… Putin rejimi 2003’te Rusya’daki 16 okulu radikal İslam propagandası yapıldığı gerekçesiyle kapatmıştı. 2006 yılında ise 52 cemaat öğretmenini “yabancı casusluk örgütleri hesabına Rus toprağında etnik kalkışma hazırlamak” ithamıyla sınır dışı edip Türkiye’ye gönderdi!(Kaynak: Cumhuriyet gazetesi, 10.02.2006. Başka bir deyişle Putin, Fethullah Gülen’in Rusya, Orta Asya Türki Cumhuriyetleri ve Türkiye’deki Müslüman nüfusa nüfuz gayesiyle atanmış “Amerikalı İslam Kardinali” olduğunu herkesten önce çözdü. Ve Türkiye’de nihayet gözü açılan sığırcık yavrularına bu yüzden destek veriyor.

necdetbuluz@gmail.com

www.facebook.com/necdet.buluz