DÜNYADA İLK ÇOCUK BAYRAMI

DÜNYADA İLK ÇOCUK BAYRAMI YAHYA AKSOY
“Küçük Hanımlar,küçük Beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü,yıldızı,bir mutluluk parıltısısınız! Memleketi asıl aydınlığa boğacak sizsiniz.Kendinizin ne kadar önemli,kıymetli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok şey bekliyoruz.” Mustafa kemal (17.10.1922.Bursa)
Türk çocuklarının yüksek kabiliyetine inancım tamdır.”Atatürk
“Seni yaşatmak için yaşamak istiyorum.” Fahriye(Anıtkabir çocuk defteri)
Türkiye Büyük Millet Meclisi 23 Nisan 1920 ‘de açılmıştır. TBMM açılış tarihi Cumhuriyetimizin temeli olduğu gibi,23 Nisan ‘da ilk milli bayramımız olmuştur. Dünyada ilk çocuk bayramı olması niteliğini de taşımaktadır.
Atatürk, bu millî ve mutlu günü, Türk çocuklarına armağan etmiştir. Birleşmiş Milletlerin, 1979 yılını, “Dünya Çocuk Yılı” olarak kabul etmesinden 59 yıl önce,Atatürk, Ulusun Egemenlik Bayramı’nı, çocuklara adayarak, onlara ne denli önem ve öncelik verdiğini göstermiştir. Atatürk ,bu alanda da öncü ve örnektir.
Kurtuluş Savaşı yıllarında babasını,ailesini savaşlarda kaybetmiş yetim çocuklara sahip çıkarak,Çocuk Esirgeme Kurumunu(Himayei Etfal Cemiyati 1921) kurmuş ve kurumun koruyuculuğunu yapmıştır.”Vatandaş,memleket çocuklarını korumayı üzerine alan Çocuk esirgeme Kurumuna yardım etmeye mecburdur” demiştir. Cemiyet, 30 mayıs 1930 tarihli kararı ile Reisi Cumhur Gazi Mustafa Kemal Hazretlerine “Altın Cemiyet-i Etfal” madalyası takdim etmiştir. (Anıtkabir- Atatürk ve Kurtuluş savaşı Müzesi arşivi)
“Atatürk,her şeyden önce,bir efsane yaratmıştı. kahramanlara susamış olan bu ülkeye öyle bir inanç getirmişti ki, küçük bir çocuğun elini sıkacak olsa; çocuk,-sihri kaçmasın diye- haftalarca bu eli yıkamazdı.”Lord Kınross(Atatürk – Bir Milletin Yeniden Doğuşu-s.546)
“Efendiler,milletimizin amacı, milletimizin ülküsü, bütün dünyada tam manasıyla medeni bir toplum olmaktır… Medeniyet yolunda yürümek ve başarılı olmak yaşamak için şarttır.”Atatürk
Anıtkabir anı defterlerine çocukların yazdığı kısa ve derin duygular çok şey anlatmakta:
“Annemi öpmeyi severim, fakat seni daha çok…”Belkıs
12 Nisan 1934 tarihinde İzmir Palas’ta , Hakimiyet-i Milliye İlkokulu Fakir çocukları Koruma Heyeti bir çocuk balosu hazırladı. Çok güzel bir raslantı Atatürk’te İzmir’de idi. Onu da davet ettiler. Baloda küçük Ali, kollarını Atatürk’e doğru uzatarak, içinden gelen bir sesle :” Senin adını andıkça, senin resmine baktıkça, seni karşımda görünce ,içimde bir heyecanın kaynadığını hissediyorum. Ah seni doya doya öpmek istiyorum,” diye haykırınca Atatürk büyük bir sevgi ile kollarını açtı:
-Öyle ise gel öp, dedi. Ali koştu boynuna sarıldı… diğer çocuklar ” biz de biz de” diye bağırarak heyecanla koştular ve Atatürk’e sarılarak öptüler, öptüler…
Atatürk, yaverler, paşalar ve o günün İzmir Valisi Kazım Dirik ve diğer katılımcılar heyecandan göz yaşlarını tutamadılar.
Atatürk şöyle dedi:”İşte benim neslim budur.Bunlarla biz aynı nesildeniz.”
Aynı baloda bulunan 4.sınıf öğrencisi Mehmet,duygularını şöyle dile getirdi:
“Mini mini kalplerimizi sevindiren Gazi Babamız -21-04.1934 Cumartesi
…Düşündüm ki bu balo olmasa idi, bu sevgili babamızı ancak otomobil içinde bir saniye görebilirdim.Şimdi ne kadar mutluyum.Benim için o gece bir bayram gecesi idi…Ona sarıldım ve öptüm.göz yaşları döktüm, gene doyamadım…Hele Gazi Atamızın bize bakarken,kalbimdeki sevinci ömrümde unutmayacağım.”
“Atatürk’ün manevi kızlarına gösterdiği ilgi içlerinde en küçüğü olan Ülkü’nün üzerinde yoğunlaştı. (1932 doğumlu) Ölümünden bir kaç hafta öncesine kadar, Ülkü onun yanından hiç ayrılmadı.” A.Mango (Atatürk MTK- s.587)
İmzalı bir resmini ve mesajını isteyen Amerikalı Curtıs La France isimli on yaşındaki çocuğun isteğini yerine getiren Atatürk, mektubunda şöyle demiştir: ” Amerika’nın zeki ve çalışkan çocuklarına biricik tavsiyem, Türklere dair her işittiklerine gerçek gözüyle bakmasınlar. Kesin olarak bilimsel ve esaslı incelemeye önem versinler. Hayatta başarıya ve mutluluğa ulaşmanızı dilerim.”
23 Nisanlarda, Ankara’da 81 İlden, (her ilden en az beş temsilci) kent çocuk meclisi üyesi bir araya gelerek; önce Anıtkabir ziyareti yapmalılar ve hatıra defterine hepsinin adına bir temsilci düşünce ve duygularını yazmalı. Sonra birinci TBMM binasında oturuma katılmalılar. Aynı gün öğleden sonra TBMM ana binasında 23 Nisan özel oturumunu izlemeliler ve sonra TÜRKİYE ÇOCUK MECLİSİ toplanmalı belirlenen gündem konuları üzerinde konuşmalılar. Bunları TBMM Başkanlığı düzenlemeli ve koordine etmelidir.
Çocukları, umut, güven, heyecan ve gelecek olarak gören ve çok seven ATATÜRK, Çankaya sırtlarında karşılaştığı küçük Cemil ile konuşur ve onu kaldırarak alnına sıcak bir öpücük kondurarak şöyle der: “Milletin bağrından, temiz bir nesil yetişiyor. Bu eseri ona bırakacağım ve gözüm arkada kalmayacak.”
Atatürk, akıl ve bilim ışığında ulusal bilgi ve bilinçle donatılmış çocuklara ve gençlere güvenerek, geleceği onlara emanet etmiş ve gözü arkada gitmemiştir.
” Ben ölürsem, soylu milletimizin beraber yürüdüğümüz yoldan asla ayrılmayacağına eminim ; bununla gönlüm rahat!”1926
23 Nisan 2014 ‘de, Anıtkabiri ziyaret eden 13 yaşındaki Sude, anı defterine yazdığı notların sonunda şöyle demekte: “… Sevgili Atam, rahat uyu, en büyük eserim dediğin Cumhuriyet bizlere emanet. Birinci vazifemi hiç unutmayacağım…”
“Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” kutlu olsun.