SİYASET VE SÖZ SANATI

SİYASET VE SÖZ SANATI YAHYA AKSOY
“Sözün en güzeli, söyleyenin doğru olarak söylediği,dinleyenin de yararlandığı sözdür” diyen ünlü bilgin ARİTOTELES (MÖ 384-322), doğruluk ve yararlanma ögelerine vurgu yapmakta.
‘Fakirin ekmeği um ut ve zenginin çöreği güven’ konuları, toplumsal yaşamda her zaman öne çıkmakta ve kişilikte aranan umut , güven ve onur baş tacı edilmektedir.
Bir İngiliz siyasetçisi ,”İnsanları sözler idare eder” demiş. Yunus Emre’de, “Süleyman kuş dilin bilir dediler/Süleyman var Süleymen’dan içeri”diyor.
“Acı suyla tatlı suyun farkını zevk sahibi anlar” diyen Hz. Mevlâna ‘da, “Bir söyleyene bakarım… bir söylediklerine…” diyerek, güvenilir kişiliğe ve sözün taşıdığı içeriğe vurgular yapmakta ve Mesnevî’de “Dil bilgini ve kayıkçı” öyküsünde, gramer okumayan kayıkçı ile yüzme bilmeyen dil bilginini konuşturararak öğütler vermektedir.
Siyasi ortamlar, seçim zamanlarında sözlerle atışarak ve kızışarak canlanırken, adeta âşıkların ” atışma sanatı” yaşanmakta. Dedi ki dedim ki ile boşa giden enerjilere yazık olmakta. Bir halk sözünün ifade ettiği gibi:” Bir söyle bin işit.” Havanda su döğülmekte, dostluklar zarar görmekte,kırgınlık ve kızgınlık artmakta.
Söz sözü ve eöz kapıyı açar yada kapatırken, arada bir sözlü taşlamalarla başlar yarılmaya çalışılmakta ve gönüller kırılmaktadır. Bu tatlı kırıgınlıklar için ” siyasi ortamlarda söylenir bunlar. Olur bunlar,hoş görülömelidir” sözleri sıkça duyulur.
Halk sözlerimiz ve manilerimiz arasında, söz ve siyaset üzerine çok sayıda terim, deyim,benzetme ve tamlama bulunmaktadır: “siyasetçinin bir dediğine inan, bir dediğine inanma, söz söylemesini bilmeyenler halkı yanına alamazlar vb”
Erzincan depremi üzerine yakılan ağıtların bir yerinde şöyle denilmekte:…”Dün yorganla örttün üzerimi, bugün toprakla ört anacığım…”
Şair rahmetli Şemsi Belli, “Hepizden Davacıyım İnsanlar şiirinde şunlar dile getirir:
“Bugün göklere çıardığınızı yarın yerlerde süründürürsüz,dilimizden davacıyım insanlar… elimizden davacıyım… hepizden davacıyım insanlar…”
Kutadgu Bilig’ de şu sözlerin yer aldığını görmekteyiz:
“Diline dikkatli ol ki dişlerini kırmayasın. Ey oğul! Özünü ve sözünü doğru tut.”
“Söz bilerek söylenirse bilgi sayılır; bilgisizin sözü düşman kayırır.”
“Bak, doğan ölür, ama sözü kalır,insan kendisi gider adı kalır.”
sözü anlayana söyleyeceksin, sazı dinleyene çalacaksın. Hayat oyununu mükemmel oynamak için çaba harcayacaksın.Halkı sevgisi başarılı olana yönelir unutmayacaksın. Gücünü mükemmellik yolunda kullanacaksın. Güven vereceksin.sevgiyi ve adaleti paylaşacaksın.İnsan onurunu en yüce değer olarak yükseklerde tutacak ve esirgeyeceksin. Sözü zamanında söyleyerek taşı gediğine kayacaksın. Taş yerini bulursa köşe taşı olur, söz yerini bulursa köşe sözü olur.
Bilge SENECA’nın dediği gibi ,” Hayat bir oyun gibidir: Önemli olan oyunun süresi değil, oyunculuğun mükemmeliğidir.”
Nasrettin Hoca’nın hemşehrisi ünlü şair Şevki Akar, bir şiirinde şöyle demekte:
“Kimileri kuru sıkı, kimi desteksiz atıyor;
Pişmiş aşa kimi zehir,kimi soğuk su katıyor….”
Tarihe altın sayfalarla yazılan sözleri söyleyen bilginler,liderler, komutanlar, diplomatlar,siyasiler ve filozoflar bugünü ve yarınları hep aydınlatmaktalar.
Bir bilgenin deyişi ile yazıyı noktalamak gerekiyor:
“Pişkinin halini anlayamaz ham,
Kısa kesmek gerek sözü vesselâm.”
7.sınıf öğrencisi torunum Mustafa Can: “Keşke seçme yaşı 18 ve seçilme yaşı 25 olsaydı,daha iyi olurdu.Lise veya üniversite öğrencisi milletvekili olupta sınıfa gelince öğretmeni ona nasıl hitap edecek acaba? Bunları biraz düşünmeli? dedi…
Âşık Beyani “Oğul” şiirinde şöyle demekte:” …Bizde atalardan görenek böyle/Cumhuriyet denen hür iradeyle/Seçip seçiliriz hür iradeyle/Seven sevmeyene darılır oğul.”