“VİRA BİSMİLLAH”

“VİRA BİSMİLLAH” YAHYA AKSOY
Balıkçılar “Vira bismillah” diyerek balık sezonunu açarlar.Bu, meslek duası olan bir gelenektir. Av yasağı her sene 1 Eylül’de kalkar. Bu sene de üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde ,1 Eylül balık avlamanının açılış sezonunda, “Vira bismillah” seslerinin göklere yükseldiği ve deniz dalgaları arasında dört yana yayıldığı açılış şenlikleri yapıldı. Her mesleğin tarihinde gelenekleri bulunur. Geçmişten geleceğe taşınır.
Dünyanın dörtte üçü su ile kaplı olduğuna göre,su ürünleri de aynı ölçüde önemli ve değerlidir. Üç tarafı denizlerle çevrili, akarsular ve göller bakımından zengin ülkemiz için de su ve su ürünleri büyük önem taşımaktadır.
Uzmanlar sağlıklı yaşam için ilk sırada balık ve deniz ürünlerinin yer aldığı anlatıp durmaktalar.
Deniz sevgisi ile deniz ürünleri sevgisi atasözlerine, öykülere,türkülere ,kitaplara ve şarkılara da yansımıştır. İnsanlar, denizler ve deniz ürünleri birbirinden ayrılmaz bir bütünlük oluştururlar. Denizlerin derinliklerinde yaşayan zenginlik ile insanın derinliklerinde yaşayan tutkular anlatılmakla bitmez.
Sevgi, sabır,ustalık ve bilgi isteyen balıkçılık, uçsuz bucaksız denizler kadar geniş ve derin bilgi ve araştırma ister.Kirli sular,bozulmuş doğa dengesi,evsel atıkların akarsulara ve denizlere verilmesi vb.yanlışların faturası insanlar çıkar. Misina, olta takımları,kıstırma, zoka,yüksük, kaşık,çıkrık ve olta kamışları gibi malzemeler de dikkatle kullanılmalıdır.
Önemli sosyal projeleri topluma aktaran bilim adamı, yazar ve gazeteci Selçuk Şirin, ” senede bir gün herkes sokağa,çevre temizlemeyi yerelden ulusala taşıyalım” teması ile kampanyalar başlatmakta. Herkesin kulan vermesi ve bu konulara önem ve öncelik vermesi bilincine ulaşması gerekir. Tabiat bize ve çocuklarımıza armağan edilmiştir.Korumasını ve kullanmasını bilmeyenler geleceklerini tehlikeye atarlar. Denizlere ulaşan kirlilik dayanılmaz boyutlarda.
İnsanoğlu kendi değerli gıdalarını kendisi zehirlemekte. Yeter demeli ve dünya ayağa kalkmalı.
Dünya turizmine yön ve şekil veren tarih, kültür ,deniz ve su ürünleri her zaman canlılığını ve güncelliğini korumaktadır.İnsanları ve ülkeleri bu bilince eriştirmek eğitimin de öncelikli görevleri arasında yerini korumaktadır.
Balıklar da, tüm canlılar gibi yaşamlarını rahatça sürdürecekleri hava koşulları , yerleşim yerleri ve beslenme gıdaları arayışı içindedirler.Bu beklentilere insanların da olumlu katkılarda bulunmaları temel esastır.Sağlıklı beslenmek için hafta da üç kez balık yenmesi gerektiğini ifade eden uzmanlara kafa verilmesi gerekmektedir.
Amatör ve profesyonel balıkçılara düşen sorumluluklar ve görevler bulunmaktadır.Bu konuda yasalar yerine gönüller konuşmalıdır. Balıkçılık sektöründe hızla gelişen şartlara ve ihtiyaçlara uygun yasa beklenmekte.Ülkemiz ekonomisinde balıkçılığın öncelikli yeri unutulmamalıdır.
Suyuna ve huyuna göre yetişen balıklar çok kez ayrıntılı olarak bilinmezler: İstavrit,İzmarit, İspari,kaya balığı,lapina,karagöz,eşkine,kırlangıç,hani,horozbina,lüfer,palamut,zargana,levrek,çipura,kefal,tekir,uskumru,kolyos,dere pisisi,camgöz,vatoz, rina, keler,elektrik balığı,iskorpit,trakonya,yılan balığı,pavurya,karides,midye,sulina,kalamar,supya,ahtapot,alabalık,sazan,turna,tatlı su levreği,yayın,dere yılanbalığı,kerevit,hamsi…
Hava koşullarının habercisi olan gök yüzü hareketleri de balıklara ve balıkçılara yol gösterir. Kümeler veya ayrı gruplar halindeki bulutlar,havanın dengesinin bozulacağını ve rüzgârın sert eseceğini gösterir.Şafak vakti tepelerin çevresini saran bulutlar yağmurun gelmek üzere olduğunu ,yükselen ve dağılan bulutlar havanın açık olacağına işaret ederler. Gün doğuşu ve batışında ufka hakim renklerden de çıkarılacak sonuçlar vardır. Koyu, masmavi gökyüzü çoğu zaman rüzgâr ve yağmurun geleceğine işaret eder.
Balıklar ve balıkçılar bir birlerini çok iyi anlar ve tanırlar. Özellikle balıkların yumurtlama ve döllenme süreçlerinde avcılık yasaktır. Av malzemeleri de sağlıklı olmak zorundadır. Her balığın kendine özgü bir yaşama ortamı vardır. Buna saygı göstermeyen balıkçılar gelecekte denizlerde balık bulamaz ve kara kara düşünürler.
Balık her ülkede ayrı pişer.Tadı,sunumu ve çeşitleri farklı farklıdır.Pekin’de,Semerkant’da, Bişkek’te,Aşkabat’ta,Bakü’de,Babil’de,Bağdat’ta,Urfa’da,Adana’da,Mersin’de,Antalya’da,İzmir’de,Çanakkale’de, Trabzon’da, Ordu’da, Rize’de, İstanbul ,Ankara’da,İşkodra’da,Belgrad’da, Amsterdam’da, ABD İndiana’da dünya balıklarını doyumuna yiyerek tadına bakan bir mutfak uzmanı olarak kitaplara sığmayacak anılarım bulunmaktadır. İnsanlar biraz da yedikleridir.
Ahtapot ye, pot kırma,hamsi ye zihnin açılsın,karagöz ye gözlerin görsün,denizlerdeki balıkların kralı sayılan LEVREK başta olmak üzere tüm balıklara ve balıkçılara, Ege’den ,Bodrum kıyılarından selam olsun.Sağlıklı ve uzun yaşamak için denizlerden ve deniz ürünlerinden uzak durmayın…
“Vira bismillah”la sezonu açan sevgili balıkçılar, haydi Allah rastgetirsin, yolunuzu açık, avınızı bol olsun, balıkhaneler dolup taşsın ve sonra sağlık için insanlara ulaşsın.