YABAN ATLARI

YABAN ATLARI YAHYA AKSOY
Dünyada iklim değişikleri bazı canlıların yok olmasına neden oldu.Tarihi geçmişe fosilleri inceleyerek ışık tutan paleontologlar yaban atlarının nereden geldiğini incelemişler. Kopenhag Üniversitesi Moleküler arkeoloji dalı öncülüğünde yürütülen ve en geniş veri tabanına dayalı araştırmalar ilginç sonuçları ortaya koymuş.
44 bin yıllık bir zaman dilimine yayılmış 3 bin at fosilini inceleyen bilim insanları, 12 bin yıl önce başalayan ılıman iklim döneminin başlangıcında yaban atlarının sayılarında ciddi bir düşüş olduğunu belirlemişler. Küresel ısınmanın yarattığı sonuçlarladan daha çok, bugün insan eliyle hızlandırılmış iklim değişikliklerinin canlılar üzerinde yarattığı sonuçlar daha ağır.
İklimin değişmesi, çayır hayvanları olan tüylü mamutlar,kılıç dişli kaplanlar ile yaban atlarını akibetlerini etkilemiş. Asırlar önce Ilıman iklimin belirmesi ile tabanı yosun kaplı ormanlar ortaya çıkmış ve bazı türlerin yaşamlarını sürdürmelerini sağlarken bazılarının da yok olmalarına ortam hazırlamış.
Norveç Tromso Üniversitesi’nden doğa bilimcisi Pete Heintzman,Pleistosen Dönemi sonunda başlayan küresel ısınma popülasyon boyutlarında büyük küçülmeye yol açmış.
“Uzağı yakınlaştıran attır.” Kırgız atasözü, “Atına bakan ardına bakmaz.” Uygur atasözü,
M.Ö.8000 yıllarında binek hayvanı olarak evcilleştirilen atlar, insanların ve ülkelerin hayatında özel bir yere sahip olmuşlardır. Herkese Bilim Teknoloji dergisi 14 Eylül 2018 sayısında bu konuda çıkan bilgiler hepimizi aydınlatmakta.Türkiye ve Dünya’da atlar konusunda yaptığım belgeli araştırmaları çeşitli dergi ve gazetelerde ayrıca “Si-An’dan Tiran’a TARİHİ İPEK YOLU” kitabımda okuyucuya sunmanın kıvancını duymaktayım.
Avlanma ve küresel ısınma Kuzey Amerika’da yaşayan atları yok etmişse de Avrasya’daki yaban atları yaşamlarını zorluklarla sürdürebilmekteler. Kendilerine göre yiyecek türlerini bulamayan canlılar birbirlerini yok etseler de, evcilleçtirilmiş olanlar çoğalmakta.ulusal ve uluslararası” Hayvan Hakları Sözleşmeleri” ile alınan tetbirler de yetersiz kalmakta…
Eski Uygurlar’ın yaşamında atlar, savaşlarda, avcılıkta ve hayvancılıkta çok önemli bir yere sahipti. Bazı uygur boyların ata kutsal bir değer vererek atı “savaş tanrısı” olarak kabul etmişler ve 12 hayvanlı Türk akviminde ata yer vermişler. Issıkgöl ve Baykal gölü çevresinde kayalara oyulmuş at resmi yer almıştır. Bu resimlerde bir atın hepsinden önde gitmekte olduğu göze çarpar. Gök Türk Yazıtları’nda, Divanü Lügat-it- Türk’te ve minyatürlerde bunu görmekteyiz.
Tarihi kaynaklar, Cengiz Han’ın savaşlarında, çok özenle bakılan ak bir atın, savaş tanrısı’nı temsilen ordu önünde gitmekte olduğunu ifade eder. Ona kimse binmezdi. Sadece atın eğerine üç küçük savaş bayrağı dikilirdi. İnançlara göre bu at, ‘savaş ilahı’ nın bineceği attır.
Moğol,Çin ve Türk tarihlerinde atlarla ilgili sayısız efsane, mit ve söylence bulunmaktadır. Avcılıkta, savaşlarda, taşımacılıkta ve beslenmede kullanılan atların sosyal, kültürel ve askeri yaşamda öncelikli ve özel bir yeri hep olmuştur. Rusya’da Kazak atlarının derin ve geniş kanalların bir tarafından karşı tarafına uçarak atlayışları filimlere konu olmuştur. Anadolu’da kış aylarında boş çayırlık alanlarda ölüme terk edilen “YILKI ATLARI”, ünlü yazar Abbas Sayar’ın aynı adlı kitabında tüm özellikleri ve güzellikleri ile işlenmiştir.
Rivayete göre,Kültekin önce dokuz kez çeşitli renkte atlara binerek savaşa girer ve yenilir.En son ak ata biner ve savaşı kazanır. (Z.Yubi,Şinjiang Rivayeti-1985,sayı 2)
Oğuzhan’ın atı , “Duman” kıyamet yaratan anlamındadır. Manas’ın soyundan gelen Semetey’in kahraman atı ” Tayburul”,Battal Gazi’nin atı ” Aşkar”, Manas’ın atı ” Akkula”, Almambet’in atı “Küren”, Bakmuurun’un atı ” Meniker”, hafızalarda ve destanlarda yerini almıştır.Destanlarda at en az destan kahramanı kadar önemli ve ölümsüzdür.
Türk kültüründe ata özel değer verilir. Yaban atları ve evcil atlar korunmalıdır.Bu konularda duyarlılığı artırmak gerekmektedir.At,özgürlük simgesidir…
YAHYA AKSOY