YOZGATLI’NIN KIŞ AŞI: ARABAŞI /ARA-AŞI

YOZGATLI’NIN KIŞ AŞI: ARABAŞI /ARA-AŞI

YAHYA AKSOY

“Mani başı, mani başı
Kış geldi söyle bir mani,
Tam zamanı geldi şimdi
Yemeli bir arabaşı”
Toplumsal yaşamda, her mevsimin gelenekleri yansıtan uygulamaları, kendine özgü bir özelliği ve
güzelliği bulunmaktadır.
Yaz ve güz aylarında tarlada, bağda, bahçede yoğun bir çalışma sürdüren halkımız , kış aylarında
yemekli sofralar kurar.Yozgat yöresinde özellikle kış aylarında arabaşı sofraları kurulur.Arabaşı, hamuru
ve sağlığa elverişli çorbası ile adeta kış aşı olur. Arabaşı hamurunun iyice katılılaşması için soğuk
havaların başlaması gerekir.
Maniler,ağıtlar, destanlar, türküler, seyirlik oyunlar, halaylar, halk hikâyeleri, askerlik anıları, hayatın
bütün safhaları kesitler halinde birer birer gözler önüne serilir. Diller ve gönüller konuşur.
Sözlü kültürün renkliliği,çeşitliliği bütün zenginliği ile kış aylarında,köy odalarında ve arabaşı
sohbetlerinde toplumsal olarak yaşanır, seslendirilir, dillendirilir, yaşatılır ve kuşaktan kuşağa taşınır.
Yemek kültürümüzün güzellikleri, yöresel özellikleri bütün özgün yapıları ile köylerimizde yaşar
ve yaşatılır. Bugün bilim adamları ” köy mutfağına dönün” demekteler. Yaşasın köyler…
İşte bu özgün kültür değerleri içerisinde yurdumuzun bazı yerlerinde ve özel olarak YOZGAT
VE YÖRESİNDE geçmişten beri yaşatılan bir güzel gelenek bulunmaktadır. Kış aylarında yaşatılan ve
toplumsal yaşama damgasını vuran bu sosyo-kültürel geleneğin adı: ARABAŞI ‘ dır. Gece ile yatsı
arasında yenen arabaşı söylemi, büyük bir ihtimalle ARA-AŞI ‘dan gelmiş olabilir.
Yurdumuzun dört yanına dağılmış Yozgatlı hemşerilerimiz kış ayları geldiğinde başta Ankara,
İstanbul ve İzmir olmak üzere her yerde kendilerine ve komşularına, sini sini arabaşı ve tencereler
dolusu tavuk suyu çorbası yaparak davet vermektedirler. Arabaşı denildi mi YOZGATLILAR akla
gelmektedir. Yozgat’a ve Yozgatlılara özgü bu yemek ve Yozgat Sürmelisi ile birlikte Yozgat testi
kebabı özel olarak tescil edilmelidir.
Değişik yörelerde küçük farklılıklar gösteren arabaşının, Yozgat Boğazlıyan İlçesi ve köylerinde
uzun bir süre uygulamaların içinde bulunmuş hanımlardan aldığım yöresel yapılışı ile ilgili bilgiler, özet
olarak şöyledir:
Arabaşı hamuru : Bir tas un ve beş tas su bir kapta karıştırılır. Sonra bir tencereye boşaltılarak
biraz tuz ilave edilir.Karıştırılarak muhallebi kıvamına gelinceye kadar pişirilir.Uygun kıvama gelen
hamur, özel olarak tabanı hafif sulandırılmış sinilere dökülerek soğuk-serin bir yere konulur. Serin
hacada hamurun normal bir şekilde soğuması sağlanır.
Arabaşı çorbası : Bir bütün piliç az tuz atılarak suda iyice haşlanır. Daha sonra haşlanan
sudan çıkarılan piliç etleri kemiklerinden iyice ayrılır. etler küçük parçalara ayrılarak bir tabağa konulur.
Bir tavada eritilen tereyağında hamur pembeleşinceye kadar kavrulur ve tenceredeki tavuk
suyu içine etlerle birlikte boşaltılır.Kaynamaya bırakılır.Tavada eritilen tereyağı içine bol salça ilave
edilerek üzerine kırmızı biberde ilave edilip kaynatıldıktan sonra et suyu üzerine dökülür. Kaynatılarak
kıvamını bulan çorba dinlemeye bırakılır.
Hamuru ve çorbası kıvamını aldıktan sonra servise hazır demektir. Hamuru ve çorbası özel
olarak hazırlanan arabaşını herkes yapamaz , atalarından gören hanımlar özel olarak yaparlar.
Geçmişten bugüne ve geleceğe uzanan bir gelenek-görenek olarak yaşamaktadır.
Sinilerde hazır olan hamurlar sini ortasından kâse yerleşecek şekilde açılır. Kâselere konulan
çorbalar hamurun ortasına yerleştirilir ve sini etrafında daire oluşturan insanlar kaşıklarıyla (önceleri

tahta kaşıklarla yenilmekteydi) önce dilimlenmiş hamurdan bir yada birkaç parça alırlar ve kaşıklarını
etli tavuk suyu çorbasına daldırarak lokmaları çorba içine düşürmeden çıkararak çiğnemeden yutarlar.
Hamurunu çorba kâsesi içine düşürenler daha sonra arabaşı yapmak üzere sıraya girerler.
Kış aylarında insanların bir arada dostluğu, sevgiyi, bereketi, sohbeti ve kardeşliği
paylaştıkları ARABAŞI ŞÖLENİ , sosyo- kültürel özellikleri ile başlı başına ele alınması gereken çok
yönlü bir konudur.
Bugünlerde büyük kentlerimizde akşamları o kadar çok sayıda arabaşı daveti var ki bir kısmına
yetişmekte zorluk çekmekteyiz. Hemşerilerimizin keselerine, sofralarına ve gönüllerine bereket, sağlık
ve huzur dolsun.Bu alanda büyük emek harcayan bayanların elleri ve gönülleri dert görmesin. Bu güzel
geleneği yaşatanlar var olsunlar. Dayanışmanın , dostluğun ve paylaşmanın en güzel örneğini
göstermekteler. Bu alanda büyük gayretler gösteren yöresel dernekler, vakıf ve federasyon
yöneticileri sağ olsunlar.
Gelenekten geleceğe akıp giden bu geleneği yaşatanların hepsini yürekten kutluyorum. Kış
aylarında hamuru ve çorbası ile birlikte yutulan sevgi-hoşgörü , birlik ve beraberlik aşı arabaşı / ara- aşı ,
özünde derin gizler ve anlamlar taşıyan bir şifa kaynağıdır.
Kış geldi kar yağmaya başladı , akşam yemeklerinden sonra, başlasın dostluk aşı,ara- aşı/
arabaşı.

Yahya Aksoy