ZAFER HAFTASI

30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI KUTLU OLSUN

YAHYA AKSOY

“Her büyük meydan muharebesinden,her büyük zaferin kazanılmasından sonra,yeni bir âlem
doğmalıdır. Doğar. Yoksa başlı başına zafer boşa gitmiş gibi çaba olur…Hiçbir zafer son amaç
değildir.Zafer ancak daha büyük olan bir amacı elde etmek için en belli başlı bir araçtır. Amaç
düşüncedir.zafer bir düşüncenin elde edilişine hizmeti oranında değer ifade eder.”
Mustafa Kemal Atatürk

“Zafer, zafer benimdir diyebilenindir.Başarı sağlayacağım ve başardım diyebilenindir” düşüncesi ile “Milli
Mücadele Destanı” yaratan Başkomutan Atatürk,” Bütün tarih bize gösteriyor ki,milletler yüksek
hedeflerine erişmek istediği zaman,bu çalışmaları karşısında üniformalı çocuklarını bulmuşlardır.Tarihin
bu genelliği içinde yüksek bir ayrılık bizim tarihimizde,Türk tarihinde görülür” demiş ve bunun en güzel
örneğini göstermiştir.
“Mustafa Kemal’i gördüm düşümde,/Daha, diyordu.
Uğruna şehit olasım geldi hemen/Sabaha, diyordu.
Al bir kalpak giymişti al,/Al bir ata binmişti, al,
Zafer ırak mı ? dedim,/Aha, diyordu.” Fazıl Hüsnü Dağlarca
Kocatepe; Anadolu’nun ve Türk Ulusu’nun kurtuluşunu sağlayan Büyük Taarruz’un 26 Ağustos 1922
tarihinde Başkomutan Mustafa Kemal tarafından başlatıldığı, sevk ve idare edildiği yerdir. Coğrafi yapısı
itibariyle, Afyonkarahisar ve Sinanpaşa ovalarına hakim bir tepedir. Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk
ve arkadaşları 25 Ağustos 1922 akşamı Kocatepe‘ye gelerek 26 Ağustos sabahı Büyük Taarruz’u burada
başlatmışlardır.
Mustafa Kemal Atatürk, 1924 Dumlupınar konuşmasında Büyük Zafer’i şöyle anlatıyor.
“Ulusal tarihimiz çok büyük, parlak zaferlerle doludur. Ama Türk Ulusu’nun burada kazandığı zafer kadar
kesin sonuçlu, yalnız bizim tarihimize değil, dünya tarihine yeni bir akım vermekte kesin etkili bir meydan
savaşı hatırlamıyorum.
Türk Devleti’nin, genç Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli burada sağlamlaştırıldı, ölümsüz yaşayışı burada
taçlandırıldı. Bu alanda
akan Türk kanları, göklerde uçuşan şehit ruhları, devletimizin, cumhuriyetimizin ölümsüz koruyucularıdır.”
Büyük Taarruz, Kurtuluş Savaşı sırasında Türk ordusunun işgalci güçlere son ve kesin darbeyi vurmasını
sağlamak ve Anadolu’dan atmak için düşünülüp planlanan gizli bir harekâtdır. Türkiye Büyük Millet
Meclisi’nin 20 Temmuz 1922’deki oturumunda kendisine dördüncü kez olmak üzere Başkomutanlık
yetkisi verilen Mustafa Kemal Paşa taarruz kararını Haziran ayında almış ve hazırlıkları gizli olarak
yürütmüştür. Büyük Taarruz Ağustos’un 26’sını 27’sine bağlayan gece Afyon’da başlamış, Aslıhan
civarında kuşatılan düşman birliklerinin Mustafa Kemal Paşa’nın bizzat idare ettiği Dumlupınar Meydan
Muharebesi’nde imha edilmesi ile Türk ordusunun zaferiyle sonuçlanmıştır.
Atatürk’ün başkomutanlığında yapıldığı için Başkomutanlık Meydan Muharebesi adıyla da bilinen Büyük
Taarruz’un başarıyla sonuçlanmasından sonra Yunan orduları İzmir’e kadar takip edilmiş; 9 Eylül
1922’de İzmir’in kurtarılmasıyla Türk toprakları Yunan işgalinden kurtulmuştur. İşgal birliklerinin ülke
sınırlarını terk etmesi daha sonra gerçekleşse de, 30 Ağustos sembolik olarak ülke topraklarının geri
alındığı günü temsil eder. İlk kez 1924 yılında Afyon’da Başkumandan Zaferi adıyla kutlanan 30 Ağustos
günü, Türkiye’de 1926’dan itibaren Zafer Bayramı olarak kutlanmaktadır.
Ayrıca 30 Ağustos, Türkiye’de askeri okulların mezuniyet törenlerini yaptıkları gün olmuştur; ayrıca tüm
subay ve astsubay rütbe değişiklikleri bu tarihte geçerli olmaktadır.
“…Her safhasıyla düşünülmüş,hazırlanmış,yönetilmiş ve zafere ulaştırışmış olan 30 Ağustos
Başkomutan Meydan Muharebesi,Türk Ordusunun,Türk Subayları ve komuta heyetinin yüksek gücünü
ve kahramanlığını tarihte bir daha tespit eden çok büyük bir eserdir.Bu eser,Türk Milletinin özgürlük ve

bağımsızlık düşüncesinin ölmez bir anıtıdır. Bu eseri yaratan bir milletin çocuğu,bir ordunun
Başkomutanı olduğum için, ilelebet mesut ve bahtiyarım.”
Büyük zaferin ardından Büyük Millet Meclisi’nin 19 Eylül 1921’de Başkomutan Mustafa Kemal’e Mareşal rütbesi ve
Gazi unvanı vermesi, O’na milletçe duyulan güvenin ve şükranın anlamlı bir ifadesi olmuştur.
E.Bnb.Oto Welsch,”Türk İstiklâl Harbi’ni Başaran Yüksek Fikir” başlıklı yazısında(TTD,s.108)
şöyle demekte:
“İlâhî bir kumandanlık,dışarıya karşı hiçbir eziklik göstermeyen kuvvetli bir seciye,hiçbir
mesuliyetten irkilmeyen bir cesaret ve hiçbir engelin; yürüdüğü istikâmetten ayrılamıyacağı bir
sebat,kararlarında dahiyane bir yanılmamazlık,İşte bu suretle Kemalist ihtilal tarihinin tetkiki
hissiyatını cezbedecek bir tarzdır…İşte anadan bir büyük kumandan ve baş olarak doğan bir
insanın eseri!”
Tarihin söylediği gibi ”Topların çelik ağzı, çaldı bir hücum marşı…/Suvari Başkomutan’la
birlikte,süvarileri ve Türk Ordusu 9 Eylül’de İzmir’e ulaştı, İzmir’in dağlarında çiçekler
açtı…/Ordular Büyük Zafere ulaştı.
Tarihin altın sayfasında yer alan 30 Ağustos Zafer bayramımız gurur ve mutluluk kaynağımızdır. Kutlu
olsun. Baş Komutan Gazi Mustafa Kelam Atatürk’ü ve tüm silah arkadaşlarını rahmet ve minnetle
anıyoruz.
Tarih bilgisi ve bilinci bir ulusun varlık kaynağıdır. Canlı tutulmalıdır.

YAHYA AKSOY