XVI. VE XVII.YÜZYILLARDA VE GÜNÜMÜZDE ANKARA

XVI. VE XVII.YÜZYILLARDA VE GÜNÜMÜZDE ANKARA

YAHYA AKSOY

Kentlerin tarihi, ülkelerin tarihine ışık tutar. Kentlerin, tarihi süreçte gelişen sosyal, siyasal,
ticari,ekonomik, demografik ve tarihi özellikleri incelenerek, önemli sonuçlara varılmaktadır. Tarih,
coğrafya ve toplum birlikte incelenmelidir.
Kadı sicilleri, Tahrir defterleri,şeriye sicilleri, devlet kayıtlar gibi belgeler, geçmişin bilgilerini, kültürel
değerlerini günümüze ve geleceğe taşırlar.Yapılmış olanlar yapılacaklara yol gösterirler. Bu belgeler
Osmanlı Arşivlerinde mevcuttur. Kent müzeleri kurulmalı ve bazı bilgi ve belge örnekleri burada
sergilenmelidir.
Başlangıçta bir “kale şehir” olan Ankara,Hitit, Frig, Galat, Roma,Bizans, Selçuklu, Osmanlı
medeniyetlerini görmüş ve Türkiye Cumhuriyeti ile bu günlere gelmiştir.
Topoğrafik bakımdan Ankara, ilk zamanlarda üç kapısı bulunan bugünkü Hisar’dan başlayarak, tren
istasyonuna doğru gittikçe alçalan eğimli bir arazi yapısına sahiptir.İlk zamanlar kaleden ibaret olan şehir
,zamanla iki bölüm halinde kale dışına taşmıştır. Kale çevresine ‘Yukarı yüz’ bugünkü Anafartalar caddesi
altında kalan ve Hacı Bayram camiinden Karacabey külliyesine uzanan kısma ‘Aşağı yüz’ denilmiştir.
Hanlar,hamamlar, kaleler, surlar, dini yapılar,köprüler,eğitim kurumları ve esnaf çarşıları, şehrin
ticaret,kültür ve meslek hayatına ışık tutmaktalar:
Bedesten ve hanlar: Penbe Han, Kapan Han,Kurşunlu Han,Hasan Paşa hanı,Zağfirancı han,Tuz
Hanı,Çengel Han,Bakır Hanı.
Esnaf çarşıları ve pazarlar: Atpazarı Çarşısı,Koyunpazarı Çarşısı,Karaoğlan Çarşısı,Debbağhane
Pazarı,Kağnı Pazarı,Uzun Çarşı,Kapan isimleriyle anılmakta.
Coğrafi nokta olarak 978 metre yükseklikte kurulan Hisar, iç ve dış kaleden ibaret olup, yönetim ve
ticaret ağırlıklı yapılara sahiptir. Ayrıca, medreseler ve diğer dinsel yapılar da mevcut. Sicillerde yer alan
hamamlar arasında Eynebey,Şengül, tahtakale,Hasan paşa,karacabey,kaledibi ,tor Hasan isimleri
bulunmakta.
1601 tarihli bir yerleşim çizimi üzerinde 85 mahalle ismini görmekteyiz.(Leblebici mahallesi,Ürgüp
mahallesi,Çakırlar mahallesi,Ahi Tura mahellesi,Yenişehir mahallesi Vb)
Polonyalı gezgin Smeon Ankara için şunları yazmış: “Şehir halkı kâmilen sofçudur. İyi cins sof buradan
çıkar ve dünyanın dört yanına sevk edilir.” Bir Avrupalı ressamın çizdiği, kale ve çevresindeki yerleşimleri
gösteren Ankara tablosunda, sof imalatını gösteren atölyelere de yer verilmiştir.
1640 tarihinde Ankara’yı ziyaret eden Evliya Çelbi, esnafları ve tüccarları özel olarak ayrıntılı bir şekilde
anlatmıştır.Peypazarı hakkındaki notları kısaca şöyledir: ” İlk Fatihi Kütahya Beylerbeyi Yakup Şah’ın
veziri Dinar Hazer’dir. Güzel bir pazar kurulur. Bütün kıymetli eşyalar bulunur. Halkın uğraşısı tiftik keçisi
olduğundan, pazarlardas sof çok satılır. müşterisi vardır. Senede bin kadar sof ipliği satılır. Halkın çoğu
bilgindir ve Oğuız taifesindendir…”
Hitit ve Frigler’den sonra, Roma döneminde, İrandan Anadolu’ya uzanan Kral Yolu üzerinde önemli bir
askeri ve idari merkez olan Ankara, ticari ve sosyal yönden de önemli gelişmeler göteren bir merkezdi.
Ankara,XVI:yüzyılda Tımar Rejiminin uygulandığı bir Osmalı Eyaleti idi. Tepriz İpek Yolu’nun Anadolu
kolu içersinde yer alan Beypazarı, Nallıhan ve Ankara’dan geçen yollar,Çankırı, Tokat, Çorum, Amasya
istikâmetinden Erzincan ve Erzurum’a ulaşmaktaydı.
Anadolu’yu çaprazlama kesen Afyon, Akşehir ve konya’dan geçerek ,Halep ve Şam’a ulaşan ticari
önem taşıyan bir yol, Ankara, Kayseri, Konya,Urfa, Hatay’dan geçmekteydi.
Halk ozanımız Turnaları Yozgat, Sivas, Maraş, Üzerinden Hatay’a uçurarak tarihe not düşer:
“Elbistan’dan kalkınca görünür Nurhak dağları,/Zatından cıgallıdır oranın ağası beyi,/Uğrunuza gelir de
azaplı Köyü,/Bir gece orada kalın turnalar./Oradan kalkınca görünür gavur Dağları,/Çıkarın karaları da
bağlan ağları,/Altı arap atlı da Türkmen beyleri,/Amik Ovası’na inin turnalar.”

“Si-An’da Tran’a TARİHİ İPEK YOLU” kitabımda , Kral ve İpek Yolu’nda Beypazarı, Nallıhan ve
Ankara’ya özel olarak yer verdim. Yüzyıllar öncesinden başlayarak, askeri,idari ve ticari yönden çok
önemli bir merkez görevi yapan Ankara’nın XVI. ve XVII. yüzyıllardaki durumuna kısaca değindim.
Ankara, değişik uygarlıklara,savaşlara sahne olmuş önemli bir tarih, kültür ve siyaset merkezidir.
Kanuni Devri’ne ait “Anadolu Mufassal Defteri’ne” göre Ankara Sancağı’nda toplam olarak: 741 köy,339
mezraa,113 çiftlik, 21 yaylak,466 yörük cemati bulunmaktaymış.
Bir zamanlar, Ayaş,Çubuk, Yabanâbat, Muratzabât,Çukurcak,Şorba, Yörük ve Bacı isimleri ile 9 kazâ
dairesine bölünmüş Ankara, hakkında binlerce eser, makale ve araştırma bulunmakta. Geçmişi bilmek
ve geleceğe plan yapmak açısından bu bilgi ve belgeler önemini ve önceliğini korumaktadır.Bu alanda
önemli eserler çıkaran Ankara Enstitüsü vakfı’nı gönülden kutluyorum.
Toplumun sosyal,kültürel ve sağlık yaşamında önemli bir yer tutan hamamların tarihi,insanlık tarihi ile
önemli bir yere sahiptirler. Hamamlar,sosyal yaşamda özel bir önem, öncelik ve değer taşırlar.
başlar.Zamanın şartlarına göre hamamların yapıları,konumları ve işlevleri de değişikliklere uğramıştır.
Doğal sıcak su kaynağı ve kaplıcaları zengin olan ülkemizde ,kaplıca hamamları yanında şehir
hamamları da Geçmişten günümüze kalan tarihi Roma hamamı’ndan başka, belli başlı Ankara
hamamları şunlardır:
1-Eyne Bey Subaşı hamamı: Bugün Gazi Lisesi’nin arkasında ,Hatûnî Türbesi’nin bulunduğu yerdedir.
Sultan Murad’ın subaşılarından olan Eyne Bey tarafından XV. yüzyıl başında yapılmış ve zamanla görev
dışı kalan hamam , gaz deposu olarak da kullanılmış.
2-Kaledibi hamamı: Ankara’nın aşağı yüzünde ,Fatih devrinin Anadolu beylerbeyi İsak Paşa tarafından
(1461) yaptırılmış. O tarihlerde Anadolu Eyaletinin merkezi Ankara’dır.
3-Karaca Bey hamamı : Hamamönü Talat Paşa Bulvarı üzerindedir. Karaca Bey İbn-i Abdullah tarafından
camii ve zaviyesine gelir sağlanması amacıyla yaptırılmış.
4-Şengül hamamı : Çocuk Esirgeme Kurumu ve Anafartalar lisesi yakınındadir. XV.yüzyılda kadın ve
erkek kısımları ile İsak Paşa tarafından yaptırılmıştır.
5-Hasan Paşa hamamı: Belkıs Mahallesi’nde, Belkıs sütunları yakından ,kadın ve erkekler bölümü
olmak üzere Hasan Paşa tarafından (1508) yaptırılmış.Keçeciler hamamının da Hasan Paşa tarafından
yaptırıldığına dair kayıtlar bulunmaktadır.
1640’da Ankara’ya gelen ve gezdiği kentler hakkında tarihe notlar düşen ünlü gezgin Evliya Çelebi,
Cenabî Ahmet Paşa hamamını ,meşhur hamamlar arasında göstermiştir. Amsterdam’da bulunan Ankara
tablosu üzerinde , Ulusta bulunan Jüliyen sütünu yanında görülen çifte hamamdan birisi Hasan Paşa
veya Cenabî Ahmet paşa hamamı olduğu ifade edilmekte.
Hasan Paşa hamamı, kayıtlar göre 1792 ‘de onarılmış, kadınlara ve erkeklere ait bölümler için taş,
kireç,Horasan tuğlası v.b. malzemeler kullanılarak,bölümlerin kubbeleri,duvarları, külhanı ve kazanı
onarıma tabi tutulmuş olup ,usta ve amale yevmiyesi olarak, o tarihte 4550 kuruş harcanmış, ayrıca
1820’de yeniden onarım yapılarak 5150 kuruş sarfedilmiş. Hamamların gelirleri ,onarımlarını ve diğer
giderlerini karşılamakta zorlanmış.
Değerli araştırmacı yazar ve eski yıllarda mesai arkadaşım Dr.Rifat Özdemir, Kültür ve Turizm Bakanlığı
yayaınları arasında 1986’da çıkan” XIX.Yüzyılın İlk Yarısında Ankara” adlı eserinde ,bu konuları
(bedestenleri,hanları, çarşı ve pazar yerlerini,yönetim örgütlerini,dini ve sosyal yapıyı,hamamları,şehrin
nüfus yapısını,imar ve sağlık hizmetlerini, şehrin yönetim yapısını,şehir ekonomisini, esnaf
yapısını,ticaret ve para hareketlerini ) ayrıntıları bir şekilde bilgi ve belgelerle ifade ederek, Ankara’nın ve
ülkemizin tarihine büyük hizmetlerde bulunmuştur. Kentlerin tarihine ışık tutan eserler çok değerlidir ve
kaynak eserlerdir.Kendisini bir kez daha kutluyorum. Halk kültürümüzün zenginlikleri,çoğu zaman
hamamlarda kendisini göstermektedir.

Sayın Genel Başkan Mehmet Akyol’un yoğun çabaları ile anlamlı etkinliklere imza atan
Ankara Meclisi ve Başkent Anadolu Platformunun gayretleri sonucunda; Kızılcahamam
Belediyesinin yerini verdiği ve Ankara Büyük Şehir Belediyesi’nin inşaatını yaptığı tarihi
hamam ve çevre düzenlemesi ile birlikte Y.Kese Köyü Kültür Evi 1 Ekim 2022 günü saat
12.00 de açılacak. Yemekli geleneksel ikram ile birlikte kültür etkinlikleri yapılacak.

 

Açılış sabahı saat 9.00 da Ulus’tan davetlileri ve halkı tören alanına götürmek üzere Büyük
Şehrin tahsis ettiği otobüsler kalkacak…Değerli Genel Başkan Mehmet Akyol’u,muhtar
Şahin Bölük’ü, Dernek başkanı Faruk Altun’u gönülden kutluyoruz. Bu güzel örnekten
hareketle, Kentler merkezi ve çevresi ile bir bütündür anlayışının yaygınlaşmasını
temenni ediyoruz.

Tarih ve coğrafya bilgisi ve bilinci toplumlar ve ülkeler için çok değerlidir. Önce ,yaşadığın çevrenin
tarihini ve coğrafyasını iyi bileceksin. , Kentler merkezi ve çevresi ile bir bütündür anlayışının
yaygınlaşmasını temenni ediyoruz. Güzel örneklere imza atan tüm yöneticileri
kutluyoruz.