“Asgari Yaşamı Reddediyoruz, İnsanca Yaşam için mücadele ediyoruz”

TÜM YEREL-SEN TİS TALEPLERİNİ AÇIKLADI
Tüm Yerel-Sen; ekonomik krizin buhrana dönüştüğü dönemde Toplu Sözleşme taleplerini
açıklayarak “Asgari Yaşamı Reddediyoruz, İnsanca Yaşam İçin Özgür Toplu Sözleşme”
pankartı açtı.
Ulus Meydanı’nda düzenlenen eylemde
TİS taleplerini açıklayan Tüm Yerel-Sen Ankara Şube Başkanı Hüseyin Yılmaz, tüm
emekçileri birlikte mücadeleye çağırarak kamu emekçilerinin grev hakkının tanınmasını
istedi.
Açıklamada şu görüşlere yer verildi:
7’nci Dönem Toplu Sözleşme görüşmeleri, 1 Ağustos 2023 tarihinde başlamıştır.
Önceki yıllarda imzalanan altı sözleşme kamu çalışanlarının yıllardır yaşadığı temel
sorunların hiçbirine kalıcı çözüm getirememiştir. Bu görüşmelerde de olumlu bir sonuç
alınacağını düşünmüyoruz. Grev hakkı bulunmayan bir toplu sözleşme sürecinden çalışanlar
yararına bir sonuç alınamadığını önceki sözleşme dönemlerinde çok açık bir şekilde gördük.
Kamu çalışanları; sözleşmeli, ücretli, vekil gibi esnek ve güvencesiz statülerde çalıştırılma,
atama ve görevde yükselmelerde adam kayırma ve kadrolaşmanın esas alınması, artırılan
vergi yükü, insan onuruna yakışmayan adaletsiz bir ücret düzeni, adaletsiz ek gösterge
sistemi, özelleştirme tehdidi, hayat pahalılığı, olumsuz çalışma koşulları, uluslararası
kurallara uymayan bir toplu sözleşme sistemi ve daha birçok sorunla çepeçevre sarılmış
durumdadır.
Gerçek enflasyonun kıyısına bile yaklaşmayan, emeğin değerini giderek ucuzlatan yüzde 6-
8’lik zamlarla imzalanan toplu sözleşmeler, kamu çalışanlarını son iki yıldır olduğu gibi
iktidarın insafına bırakmıştır. İktidar ek gösterge, yetersiz olan toplu sözleşme zamlarının
artırılması, emeklilikte yaşa takılanlarla ilgili düzenlemelerde olduğu gibi çalışanları
doğrudan ilgilendiren düzenlemelerde sendikaların, talep, görüş ve önerilerini dikkate bile
almamıştır. İktidar, yandaş sendikacılık yüzünden Türk sendikal hareketini görmezden
gelmektedir.
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Kamu-Ar’a göre dört kişilik bir ailenin açlık sınırının 12
bin 720 lira, yoksulluk sınırının 33 bin 984 lira olarak hesaplandığı bir dönemde Temmuz
zammından önce en düşük memur maşı ise 10 bin 442 bin lira. ortalama memur maaşı 12 bin
199 lira düzeyinde bulunmaktaydı. Yapılan 8 bin 77 liralık seyyanen zamla birlikte (22 bin
lira olarak açıklanmasına rağmen aile ve çocuk yardımları hariç) en düşük 20 bin 352 liraya
ve 22 bin 417 liraya yükselen ortalama memur aylığı yoksulluk sınırının yanına bile
yaklaşamamaktadır. Ücretlerin milli gelirden aldığı pay yıllar itibariyle giderek azalmakta,
sermayenin payı artmaktadır.

Tüm Yerel Sen olarak kamu emekçilerinin grev hakkının tanınmasını istiyoruz. Sendikal
hareketin önündeki tüm engellerin kaldırılmasını, sendikal rekabetin önündeki engellerin
kaldırılmasını bekliyoruz. Kamu çalışanlarından TÜİK’in enflasyon hesaplarına güvenmesi
beklenmemelidir. TÜİK enflasyonu hesaplarken oldukça cimri davrandığı için, ücretlerin
belirlenmesinde artık TÜFE yerine, bir bakıma enflasyon ve büyüme oranının bileşiği olan
milli gelirdeki cari fiyatlarla artış oranının dikkate alınması gerektiğini savunuyoruz.
Çok şey istemiyoruz. En düşük memurların 2002 yılında milli gelirden aldığı pay kadar bir
pay alabilmesini sağlayacak bir ücret zammı talep ediyoruz. 2024-2025 yıllarında yapılması
gereken ücret zamlarına temel oluşturacak şekilde kamu çalışanlarının maaşlarında Ocak
2024’te yüzde 115 oranında arttırılmalıdır.2024 ve 2025 yıllarında yapılacak zam oranları bu
rakam üzerinden hesaplanmalıdır.