İNSANLIK MANEVİYAT EROZYONUNDA 

NEVZAT AKSOY

 

Değerli okuyucularımız

Hep somut olarak gözle görülen hayatlarımıza

dokunan, birer birer sevdiklerimiz ve yakın eş,

dost, akraba, toplum olarak insanlarımızı, hiç

beklenmedik musibet ve belalarla, karşıya kar-

şıya kalıp, kendi canımızla bedel ödediğimiz zaman mı kendimize geleceğiz.Hep gözle görülür, bizlere bire bir dokunan somut bir hayattan ibaret olduğunu mu düşünüyoruz? Yanılıyoruz.

Kendimizi kandırıyoruz? Hayat ve yaşantılarımızın can pınarı, bizi özümüz ve kendimize getirecek, maneviyat dünyamızın suyut dünyasını unutuyoruz.İşte hayatımız ve dünyamızın bir nevi sigortası olan bu görünmeyen maneviyat dünyasına sarılıp,  bozulan  hayat ve yaşantılarımı-

bir denge sağlayabiliriz.

Her ne kadar günümüzün musibetleri can-

larımızdan can alıyor, bizleri bir yas ve umut-

suzluk iklimine sürüklüyorsa da, daha nice

dünyada ve ülkemizde buzdağının görünme-

yen sessiz ve sedasız, olay ve hadiselerin nice

canları, toplumları, cemiyetleri, günden güne

kemirerek, varolan maneviyat dünyamızın,

kimyasında da tahribatlar bırakarak, telafisi ol-

dukça güç bir dönemeçe de kaydırdığını da u-

nutmamalıyız.

Evet değerli insanlar farkında olmadan,

daha doğrusu farkına varıpta geçen zaman ve

hayatlardaki bazı olay ve hadiselerin bize do-

kunmadığı, hayatlarımıza, ve yaşantılarımıza

temas etmediği yanılma zannına kapıldığımız,

için, meğer hayatlarımızdan nice şeyleri kay-

betmişiz.

Geriye baktığımız bir zaman, gelenek

ve göreneklerimiz, insanlığımız, dostluğumuz,

birbirimize karşı güven duygumuz, vicdan ve

merhamet hassasiyetlerimiz, saygı ve sevgi-

miz, yardımlaşma ve birbirimize kenetlenme

hissiyatlarımız, her gün kan kaybederek, biz-

lerle büyüdü, bugün aslında en büyük korku-

lu rüyamız haline geldi.

Her ne kadar yaşamlarımız devam ediyor,

tadında ve seyrinde giden bir yaşam, algısı

ekseriyetinden ödün vermiyormuş gibi görün-

sekte maalesef, maneviyat dünyamızın gü-

venli limanlarından uzaklaştığımız için, yaşa-

dığımız hayat ve yaşam serüveni varlık ve

hayati yaşamlarımızı da tehtit etmektedir.

Huzurun olmadığı, güvenin kalmadığı, umut

ve bir beklenti arzu ve arayışların tükendiği

bir dünya ve ülkede daha büyük bir felaket

olabilir mi?

Evet değerli okuyucularımız bugünkü za-

man diliminde,  enflasyon arttı, işsizlik arttı, yok-

sulluk arttı, ama en önemlisi insanlık manevi-

yat erezyonuna uğrağı için, herşeyini kaybetti.

Saygı ve sevgilerimle