Ankara bisiklet ve yaya kenti olmaktan çok uzak

Ankara bisiklet ve yaya kenti olmaktan çok uzak

Mimar- Ulaşım Uzmanı Erhan Öncü, Ankara’nın bisiklet ve yaya kenti olmaktan çok uzak olduğunu belirterek, “Bisikletli Ulaşım Planlaması yoksa ulaşım planlanamamış demektir. Başkentte yerel yönetimler adeta yaya işkence noktaları geliştirmiş durumda. Yayaların can güvenliği tehlikeye atılıyor. Ankara’da bisiklet kayboluyor. Otomobiller artıyor, bisiklet kullanımı daha riskli hale geliyor. Yaya, bisiklet , toplu taşımı birleştirmek zorundayız ” dedi

Başkentte bisikletliler ve yayalar önemsenmiyor

Mimarlar Odası Ankara Şubesi Kent İzleme Merkezi sunumlara devam ediyor. Mimar- Ulaşım Uzmanı Erhan Öncü’nün “ Ankara’da Ulaşım: Yaya ve Bisiklet Olanakları” sunumunda Ankara ulaşımında bisiklet ve yaya kullanımının rolü, yerel yönetimlerin bu konuda izlediği politikalar ve yaşanan sorunlar masaya yatırıldı.

Sunumun açılış konuşmasını yapan Mimarlar Odası Ankara Şubesi Sekreteri Gökhan Yıldırım, “Mimarlar Odası Kent İzleme Merkezi kapsamında Ankara’nın Genel Ulaşım Planı düzenlenirken bisikletlerin ve yayaların hiçbir şekilde öneme alınmadığı bir süreç izlendiğini görüyoruz. Biz bu süreci KİM’deki Ulaşım Komisyonu’nda değerlendirerek birlikte böyle bir etkinlik yapmayı öngördük. Bugün Ankara’da ulaşım ve bisiklet ve yaya olanaklarını masaya yatıracağız” dedi.

Ankara’da bisiklet kayboluyor

Mimar ve Ulaşım Uzmanı Erhan Öncü, “ Bisikletli Ulaşım Planlaması yoksa ulaşım planlanamamış demektir. Ankara hem yaya kenti olmaktan hem de bisiklet kenti olmaktan çok uzağa gidiyor. Ankara şehir içi yolları ve katlı kavşaklarıyla her gün biraz daha zor bu koşulları yaratıyor” dedi.

Öncü, Ankara ulaşımına dair geçmişten günümüze binlerce fotoğraf incelediğini belirterek, sözlerine şöyle devam etti:

“Binlerce Ankara fotoğrafı inceledim üç dört bisikletli buldum. Ankara’nın bir bisiklet tarihi yok. Bisikletin asıl makus talihini göçler ve kentin gelişmesi ortaya koyuyor. Çünkü göçler dağlara ve tepelere doğru geliştikçe plansız yasal olmayan imara açılmayla insanları zor bir topoğrafyaya itiyor. Bisikleti kullanan insanlar dar gelirliler asıl onların işlerine bisikletle gitmesi gerekiyor ama şu gördüğünüz topoğrafyada şuradaki tepelerden dolayı bisiklet kullanma şansları yok ve oraları dolmuşlar işgal ediyor. Dolmuşlar zaten yola geldiğinde bir omuz atıp var olan bisikletleri de biraz daha sıkıştırıyor. Ankara’da bisiklet kayboluyor. Otomobiller artıyor, bisiklet kullanımı daha riskli hale geliyor. Günümüze geldiğimizde bambaşka bir anlayışla en çok yayanını korunması gereken yerlerde içinde bir tek timsahı olmayan havuzlar ve engeller ortaya çıkıyor, yayalar artık buradan geçmeye çalışıyor. Bisikletlere zaten yer yok.”

Yaya işkence noktası geliştirildi

Yaya ulaşımında Başkent’te adeta yayalarla dalga geçildiğini vurgulayan Öncü, yerel yönetimin yayaların can güvenliğini tehlike atacak politikalar izlediğini belirtti.

Öncü, şunları kaydetti:

“İstasyon meydanında yayalar karşıdan karşıya kavşağın altından saatte 90 km hızla gelen minübüslerin önünden geçiyorlar. Siz buradan gidin diyoruz. Üstgeçitler yayayla dalga geçmek ve eziyetten başka bir şey değil. ‘Bu aslında sen alttan gideceksin biliyorum ölürsen suç bende olmasın diye buraya üst geçit yaptım’ demekten başka bir şey değildir. Üstelik şu andaki yasalara aykırı. Hiçbir Ankaralı savcılığa dilekçe vermiyor, burada yasal olmayan insan sağlığına aykırı projeler yapılıyor. 30 cm’lik kaldırımda yaşamaya çalışıyoruz. Katlı kavşaklar otomobil ve taşıtlar için yapılıyor yayalara yer kalmıyor yaya işkence noktası geliştirildi. Karşıdan karşıya geçemiyorsunuz.”

Yayaların can güvenliği tehlikeye atılıyor

Öncü, “Benim tek hayalim belediye başkanlarının ayaklarının altında raptiye koyup, ‘Makam arabasına binmeyeceksin, Ankara’da böyle gezeceksin’ diyeceksin. Nereden karşıya geçecekler göreceğiz, kendi yaptıkları yollarda onlara cehennem azabı yaşatmak en büyük hayalim” dedi.

Öncü, Kızılay’da yayaların can güvenliğini tehlikeye atacak pek çok uygulama olduğunu belirterek, “Nasıl taşıtlara yol veriyorsan yayalara da yol vereceksin. Diğer ülkelerde trafik sinyal zamanını ayarlarken bile yaya önceliği düşünülüyor. Kızılay’da bu kadar önce yol daraltılıyor geçişleri süreleri taşıtlara ayarlayıp, koştura koştura gitmeleri sağlanıyor. Hatta büyük bir çabalarla Kızılay’daki hemzemin yaya geçitleri kapatılıp ‘metro altgeçitinden geçsin’ deniyor. İnsanlar adeta taşıtların önüne atılıyor. Yaya geçitleri kapatılıyor ondan sonra yaptıkları hatanın farkına varıp geri döndürüyorlar” diye konuştu.

Ciddi planlama ve bütünlükçü yaklaşım gerekiyor

Ankara’yı bisiklet ve yaya odaklı kent yapmak için yapılması gerekenleri ve politikaları sıralayan Öncü, şunları kaydetti:

“ Bisiklet ve yaya ciddi planlama ve bütünlükçü bir yaklaşım gerekiyor. Sosyal ve ekonomik soyutları her yönüyle değerlendirerek, altyapıyı ona göre oluşturulmalı. Biz pozitif çıkar ve beklenti boyutuyla projelerimizi yaratıyoruz.Bisikletli Ulaşım Planlaması yoksa ulaşım planlanamamış demektir. Yönetim yaklaşımları değiştirilmeli. Metro erişimi, semt içi hız düşürme, şerit daraltma otopark şeritlerini dönüştürme, bisiklet parkları oluşturarak kesintisiz şebeke yaratılmalı. Bisiklet konusunda bilinçli ve amaçlar konusunda dürüst olmak gerekiyor unda dürüst olmak gerekiyor. Londra gibi trafiği yoğun bir yerde bu yapılabiliyorsa Ankara’nın semtlerinde de hayli hayli yapılabilir. Çünkü olmazı değil makulu istiyoruz. Yaya bisiklet toplu taşım bunu birleştirmek zorundayız üçü yeter ötesine gerek yok.”