Suriye’de “Kürt Bölgesi” kurulursa…

Suriye’de “Kürt Bölgesi”
kurulursa…

Necdet Sivaslı

Şimdi bütün endişe şu:
Suriye’nin Kuzeyinde PYD güçleri tarafından bir Kürt Bölgesi kurulursa Türkiye buna karşı nasıl bir adım atacak?
Sorunun yanıtını verelim:
Bizi yönetenler böyle bir durumun gelişebileceğini tahmin ederek müttefikimiz Amerika ile temas kurup PYD’nin Cerablus-Azez Hattına gelip, Afrin ile Kobani’yi birleştirmeye kalktığı takdirde kara harekatından kaçınılmayacağı konusunda uyarılarda bulundular. Harekat planlarımızın hazır olduğu, bunun için de siyasi iradenin karar vermesinin yeterli olduğu da söyleniyor.
Ancak gelişmelere baktığımızda böyle bir oluşumun sinsi biçimde gerçekleşmeye doğru yol aldığını görüyoruz.
Bu yazı yazılırken, Amerika tarafından yapılan açıklamada ağırlıklı olarak YPG’den oluşan Demokratik Suriye Güçlerinin başlattığı, Amerika’nın da hem havadan hem de özel kuvvetlere bağlı askerleriyle karadan katıldığı Menbiç operasyonunun ilk aşamasının sona erdiği belirtilmişti.
Bu ne anlama geliyor?
Bölge IŞİD’dan temizlenip, bizi endişelendiren “Kürt Bölgesi”nin oluşturulmasında ilk ayağın başarılı biçimde atıldığı görülüyor. Amerikalılar “Şehri özgürleştireceğiz” diyor. Afrin ile Kobani’nin birleşmesinin de böylece önü açılmış oluyor.
Şimdi oluşturulmaya çalışılan bu koridorun önlenebilmesi için, strateji uzmanları, Türkiye’nin Suriye ile (Esad) anlaşarak bunu engelleyebileceğini ifade ediyorlar. İddialara göre böyle bir tehlikenin kapıya dayanması, Türkiye’nin Esad ile temas kurmak için harekete geçtiği yönünde adım atmaya başladığını gösteriyor.
Ortada ise sıkıntılı bir durum var:
Birincisi dikkat edilecek olursa Amerika, Türkiye’nin Esad ile ilişki kurmasını istemiyor ve bunun engellenmesi için de bahaneler üretiyor.
İkincisi ise Rusya’nın durumu. Bilindiği gibi Rusya, Suriye’nin bütünlüğü savunuyor. Putin ve Lavrov bu konuda yaptıkları açıklamalarda “Suriye’nin bütünlüğünden yanayız” demişlerdi. Rusya’nın halen bu konuda ısrarlı olduğunu görmekteyiz.
“Kürt Koridoru”nun açılması ve Kuzey Irak ile Kuzey Suriye’nin bütünleşme ayağının oluşturulmasında Rusya nasıl bir tavır alacak, şimdi bunu da bilemiyoruz. Bölgede çok büyük oyunlar oynanıyor. Acaba böyle bir oluşumda Amerika ile Rusya bir anlaşma içine girdi mi?
Suriye konusunda bir diğer oyuncu ise İran olarak öne çıkıyor. İran da Suriye’nin toprak bütünlüğünden yana tavır koyuyor. Bir diğer konu da Şii olan İran ile, bizi yönetenlerin mezhep üzerindeki görüşlerinin bu ülke ile olan ilişkilerimizi normale oturtamadığı gerçeğidir.
Bizi sıkıntıya sokan konu ise, bugüne kadar Suriye konusunda uyguladığımız yanlış politikaların bizi bugün içinden çıkılamaz duruma getirmiş olmasıdır.
En büyük müttefikimiz Amerika ile PYD konusunda anlaşamıyoruz ve ilişkilerimiz giderek daha da gerginleşiyor. PKK terör örgütünün Suriye kolu PYD’nin Amerika tarafından “Terör örgütü” olarak kabul edilmemesi ve her yönden korunup desteklenmesi Türkiye’yi rahatsız ediyor.
Rusya ile uçak krizi nedeni ile ipler kopmuş durumda. Son günlerde iyi ilişkiler için atılan adımlar var ama bunların bu ilişkileri eskiye döndürmesi için yeterli olmadığını da görebilmekteyiz.
İran ile olan ilişkilerimizin sağlam olduğunu söyleyemeyiz. Rusya, özellikle Suriye konusunda İran’ı yönlendiriyor.
Irak ile olan ilişkilerimiz giderek geriliyor. Etrafımızda “Bize dost” diyebileceğimiz tek bir ülke kalmadı.
Suriye’nin bugün bu duruma gelmesinde etkin rol oynadığımız görülüyor. Bu nedenle Esad ile olan ilişkilerimizin ne durumda olduğunu, bundan sonra bu ilişkilerin nasıl düzelebileceğini şimdiden göremiyoruz.
Karşımıza çıkan ve bizi çok rahatsız edeceğine inandığımız “Kürt Koridoru”nun ancak Şam yönetimi ile önleyebileceğimize göre bu formül nasıl hayat bulacak, bunun da öyle kolay olabileceğini sanmıyoruz.
Tam bir çıkmaz içine düştük.
Gerek Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerekse Başbakan Yıldırım, “Kürt koridoru” konusunda “Böyle bir şeye seyirci de kalmayız, izin de vermeyiz” diyorlar. Çok açık şekilde ifade edilen bu sözler gerçeğe dönerse durum ne olur?
Bir sabah uyandığımızda kendimizi bir savaş içinde görürsek bu bizim için artık sürpriz sayılmamalıdır.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz