CHP’YE KÜSMEYELİM

CHP’YE KÜSMEYELİM

Sağlam alt yapısı ve lider partisi olmama özelliği ile CHP, ayrıcalıklı bir partidir. Çok partili döneme geçtiğimiz günden itibaren “ayakta kalan tek parti” diye nitelenmesinin nedeni de, CHP’nin, bu yanıyla ilintilidir zaten.

Yaşanan bunca olumsuz gelişmelere ve her türlü saldırıya rağmen varlığını koruyan CHP, özgür düşünceli fertler tarafından soğukkanlılıkla analiz edilmeli ve hak ettiği saygıyı görmelidir. Çünkü özgürlüklerle yüklü bir Cumhuriyet olduğu sürece CHP’nin, CHP olduğu sürece de böylesi bir Cumhuriyet’in olacağı düşüncesiyle soluk alabiliriz. Başka bir deyişle; rejimimize ilişkin yaşadığımız belirsizliklerin yanında iç ve dış olaylar bizi, Cumhuriyet’in kuruluş felsefesine yönlendirmektedir. Buradan bakıldığında da; Cumhuriyet ilkelerini belirlemekle kalmayıp, onu yaşamımızın en değerli unsuru haline getirdiği ve varlığını bu yönüyle sürdürdüğü -sürdürmeye çalıştığı- için de CHP, özenli davranılmayı hak eden bir yapılanmadır.

Kuşkusuz yukarıdaki durum, bizi karamsarlığa iten CHP yöneticilerinin akılsızlığını dillendirmemize; dahası, onlara her türlü iletişim aracılığı ile baskı yapmamıza engel değildir. Örneğin, rejim değişikliğini içeren tasarının serüvenine dair tutumlarını, kurumsal özgürlüğü içeriyor diye her ortamda rastgele -bazen de saygı sınırlarını aşarak- dillerine ulaştığı biçimde konuşmalarını, ülkede cereyan eden olaylara yaklaşma biçimlerini uygun bulmadığımızı ve de sayfalar dolusu -genel kabul görmüş- yanlışlarını onlara aktarabiliriz. Çabalarsak eğer; yanlış ve yanılgılarını sürdüren kişilerle birebir – resmi olarak- tartışabiliriz de; partinin kurumsal yapısı ve her kim olursa olsun tüm yöneticilerinin demokrasi kültürü buna olanak veriyor çünkü. Bu cepheden bakıldığında; partili olsun olmasın, yönünü gelişmiş demokrasiye çeviren bireylerin CHP üzerinde etkili olabilme imkânı gerçekten de çok değerli bir ayrıcalık…

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra; parti yöneticilerinin sergilediği tutum nedeniyle veya onların beceriksizliği yüzünden CHP ye kızgın olan seçmenlerin etkileşim bakımından olabildiğince sakin davranması şarttır. Kişilere kızarak, kuruma olan desteğini çekme düşüncesi -benzer bir parti olmadığından- umutsuzluğa teslim olmak değilse nedir ki? Hayır, yapmak istenilen şey bu olamaz, olmamalıdır da.
Kimi partili seçmenlere gelince, özellikle onların protestoya yönelik karar ve bildirimlerden uzak durması gerekir; bu tutumları, CHP’nin kurumsal yapısını özellikli kılan -kayıtsız seçmenle birlikte- parti üyelerinin kendini inkâr ettiği algısına yol açar. Rejim koruyuculuğunu üstlenme bakımından; yalnızca Türkiye’de değil, demokrasisi gelişmiş ülke seçmenleri arasında da benzersizliği teslim edilmiş olan CHP seçmenini “kimi küskünler” zayıflatmamalıdır. Demokratik şeritten dışlanmasın diye, diğer muhalif partilere bile desteğini -rejim adına- esirgemeyen küskünler, asil düşüncelerinden sıyrılma yanlışlığına asla düşmemelidir.

Yetişmiş insan gücü bakımından emsalsiz olan CHP’de, etkili yönetici arayışının -ister istemez- seçim sonrasına ertelenmesi; teşkilatlarının yanında, partili partisiz tüm seçmenlerinin; dahası, kararsızlarla birlikte diğer seçmenlerin etraflıca düşünmesine fırsat vermiştir doğrusu, umarız sağduyu üstün gelir. 22.11.2018