İLÂHİ AŞK YOLCUSU Hz.MEVLÂNA

“Ölümümüzden sonra mezarımızı yerde aramayınız!
Bizim mezarımız âriflerin gönüllerindedir.”

“Şu toprağa sevgiden başka bir tohum ekmeyiz” diyen, insana özgü sevgiyi, ilahi sevgi ile bütünleştirerek yaşama potasında eriten, “mânâ âlemi”nin gönül eri Hz. MEVLÂNA (1207-1273), insanların kin ve nefretten arınarak akılla ve aşkla yüceleceğine ve ilâhi sevgiye erişeceklerine inanmıştır.

“İnsan, akıl, ruh ve sevgi üçgeninden ibarettir” diyerek, akıl ve inançla kabul ettiği İlâhî aşk yolunda tasavvuf düşüncesini zirveye taşıyarak, aklın, duygunun ve aşkın sesi öğütlerini ve düşüncelerini Mesnevî eserinde dile getirmiştir.

Gönül seslerini musikinin nağmelerine dönüştürerek arşa yükselten NEY, sevgiliden ayrı düşen yalnız adamın feryadıdır. Ney, yalnız adamın arkadaşı, gönül dostu, gönül sesi, aşk nefesi ve can yoldaşıdır. “Dinle, bu ney neler hikâyet eder, /Ayrılıklardan nasıl şikâyet eder.”,

Hz.Mevlânâ, tasavvuf düşünce felsefesiyle gönüllere seslenmiştir. “Biz birleştirmek için geldik, ayırmak için değil” diyerek insanlığı ilâhi sevgi yolunda birleştirip, yüceltmeyi amaçlamıştır.

“Semâ, insanın gönülden, akılla ve aşkla yücelip, nefsini terkedip, hakikate yönelişi” dir, diyen Hz.Mevlâna, “Güneşin etrafında dönen tüm varlıklar ve zerreler gibi ilahî sevgiyle bütünleşmek isteyen insan, gönlünü ve ruhunu yüceltmek için SEMÂ döner” demiştir.

Hz. Mevlâna’nın, “Güzel söyle de, halk, yüzyıllar boyunca okusun”dediği, beyit sayısı 25618’i bulan “Mesnevi” eserinde yer alan, insanları kardeşlik ve sevgide birleştiren öğütleri daha iyi anlaşılacaktır:

“Sevgide güneş gibi ol, /Dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol, /Hataları örtmede gece gibi ol, /Öfkede ölü gibi ol, /Her ne olursan ol, /Ya olduğun gibi görün, /Ya göründüğün gibi ol.”

1244 yılında Konya’ya ulaşan Tebrizli Şems, gönlünün aradığı gönüldaşı Mevlâna’yı buldu. ”İki deniz buluştu” diye ifade edilir. Bir süre sonra 1245’de Şems, ”İşte bu, sen ile ben’in arasındaki ayrılıktır” (Kehf Suresi,78.ayet) diyerek bir gece ansızın Konya’dan ayrıldı.

Hz.Mevlânâ’nın, insanlara ışık tutan, yol gösteren eserleri her zaman okunmalıdır.

-Mesnevî, Büyük Divan “Divan-ı Kebir”, Fihi Ma-fih “Ne varsa içindedir”, Mecalis-i Sebâ” “(Mevlânâ’nın 7 vaazı)”, Mektubat “(Mektuplar)”.

17 Aralık 1273’de Konya’da hakk’ın rahmetine kavuşan, düşünceleri evrensel Hz.Mevlânâ, ölüm gününe düğün günü veya gelin gecesi anlamına gelen “Şeb-i Arûs” diyerek, ölümümün ardından “ah, vah ederek ağlamayın“ diye vasiyet etmiştir.

İlâhi aşk yolcusu Hz.Mevlânâ, ölümsüz eserleri ve öğütleriyle insanlığın ortak değeri olarak, her zaman anılacak, anlatılacak ve gönüllerde yüce yerini koruyarak geleceğe taşınacaktır. Rahmetle ve saygıyla anıyoruz.