Cumhuriyete sahip çıkalım

Baş hekim muavinliğine kadar yükselmiş hem de bilim ve fene dayalı müsbet ilimle yetişmiş bir doktorun son hezeyanlarını üzülerek ve de geleceğimizden endişe ederek takip etmişsinizdir.
O entarili ve fesli kafa nın görevden alınmasıyla sorun çözülmüş müdür.Hayır .Sadece rafa kaldırılmış kamuoyunun tepkisi dindirilmiş ve de adeta uyutulmuştur.
Bu olay sosyal medya sayesinde tesadüfen ortaya çıkarılan acı bir gerçektir.
Oysa son yıllarda bu tür kafalar başta bürokrasi olmak üzere çok önemli mevki ve makamları işgal etmekte bazıları apaçık cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına meydan okumaktadırlar.
Bunlar bü cüreti ve gücü nereden alıyorlar diye bir soru sormamız tabi ki çok safca olur.
Bu ülkeyi 18 yıldır yönetenler tarafından şımartılan ve yükseltilen bu kafalar asla ama asla o çirkin ve sinsi emellerine ulaşamayacaklardır.
Önmüzdeki 29 Ekim de Cumhuriyetimizin 97.yılını kutlayacağımız bu günlerde bu tür kafaların hala aramızda dolaşmaları bizleri Cumhuriyetimizi korumak ve kollamak konusunda daha dikkatli ve uyanık olmaya zorlamaktadır.
Atatürk’ün Türk milletine armağanı, en büyük eserim dediği Cumhuriyettir. Bu Cumhuriyetin güçlü ve saygın olması için gereken rehberliği de Atatürk yapmış, korunması için gerekli ipuçlarını vermiş ve bu kutsal görevi Türk gençliğine emanet etmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin temel niteliklerinin başında çağdaş ve akılcı oluşu, ulus egemenliğine dayanması gelir. Cumhuriyetin ilânı ile birlikte başlatılan devrimler, Atatürk’ün halkı çağdaş uygarlığa ulaştırma yolundaki adımlarıydı.
Atatürk’ün toplumun yeniden imarı çalışmalarında en önem verdiği husus dinin istismar konusu yapılmaması, halkın hurafelere, şeyhlere, tekkelere tutsak olmamasıydı.

Hiç bir lider Atatürk gibi halkına, milletine bu kadar çok boyutta ve kapsamda rehberlik etmemiştir. İşte bu bilimsel gerçeklerin ışığı altında milletimizin ve özellikle gençlerimizin bunun bilincinde olması, minnet ve şükran duyarak Cumhuriyete sahip çıkması gerekmektedir.