SEVGİ VE İSLÂMİYET ÜZERİNE GÖNÜL SOHBETLERİ

SEVGİ VE İSLÂMİYET ÜZERİNE GÖNÜL SOHBETLERİ

YAHYA AKSOY

“…Şu toprağa sevgiden başka bir tohum ekmeyiz;
Madem ki sen bensin, ben de senim
Niceye şu senlik benlik…”diyor Hz.Mevlanâ

Ayların ve günlerin en hayırlısı, uğurlusu ve bereketlisi Ramazan geldi, hoş geldi.

Bu ay içersinde ,Ramazan’ın sosyal, kültürel ve dini boyutları ile ele alınması ve toplumun
aydınlatılması önem ve öncelik kazanmakta.

SEVGİ GÖNÜLDE GÜLDÜR/KİN YÜREKTE YÜKTÜR…
SEVGİ PINAR OLSUN GÖNÜLLERE DOLSUN,
TÜM İNSANLAR,
İYİLİKTE,HOŞGÖRÜDE,SEVGİDE BİRLEŞEREK DOSTOLSUN.
TÜRK KÜLTÜRÜ BİLGESİ ,İÇLİ VE ÖZLÜ SEVGİ ŞAİR YUNUS EMRE’NİN DEDİĞİ GİBİ:
“SEVELİM SEVİLELİM DÜNYA KİMSEYE KALMAZ.”

Yunus Emre’nin öğütleri insanlara neler yapacaklarını söylemekte:

“Çiçeklerle hoş geçin, balı incitme gönül, /Bir küçük meyve için dalı incitme gönül,

Mevlâ verince azma,geri alınca kızma./Tüten ocağı bozma, /Külü incitme gönül.

Dokunma gayretine,karışma hikmetine,/Sahibi hürmetine,/Kulu incitme gönül.

Sevmekten geri kalma, /Yapan ol yıkan olma.

Sevene diken olma,/Gülü incitme gönül. ”

Semavî dinlerin sonuncusu ve en mükemmeli olan sevgi dini İslam dini, “Müslümanlar ancak kardeştir”
prensibiyle, insanlar arasındaki ayrılıkları,haksızlıkları,adaletsizlikleri ve uçurumları kaldırdı.Fakir,zengin,
Arap-Acem,köylü-şehirli hepsini camide saflar halinde bir araya getirdi.

İslamiyet, diğer dinler gibi bir kavme veya topluluğa gelmemiştir.Bütün insanlığa son din olarak
gönderilmiştir.İnsanların geçmişleri, nesilleri,kökenleri, renkleri göz önünde tutulmadan tüm insanlara
açık bir çağrı ile “Ey İnananlar!” ifadesi yer almıştır.
İnsanların geçmişleri, gelmiş oldukları toplumlar göz önünde tutulmadan İslâm’ın sembolüne (Kelime-i
Tevhid) inanan hür,köle,siyah, beyaz,Hıristiyan ve Musevi tek kelime ile, bütün insanlık birliğe ve
birleştiriciliğe çağrılıyor ve fertler kardeşleştiriliyor. İslâm’da köle-efendi münasebeti de yoktur. Her fert
eşittir.

Hayatı doğru anlamak, güzel yaşamak, üretken ve verimli olmak,bilim ve teknolojiyi insanlık yararına
kullanmak, toprakla, doğayla, insanlarla barışık olmak,iyimser ve hoş görülü olmak temel kavramlar
olarak uygulamaya geçirildi.

Uluslararası Hoşgörü Kongresi (12 Haziran 1995)-Antalya Sonuç Bildirgesi’nin ilk maddesi şöyle
demekte: “Aslında dinler,siyasi rejimler,ideolojiler,insanlığın mutluluğunu,evrensel barış içinde
yaşamasını öngörür…”

İslâmiyet,tüm insanların dünya ve ahiret saadetini sağlamak ve kardeşçe yaşamalarını temin etmek için
prensipler getirdi.İslam Dini birleştirici, yapıcı ve eşitlik ile gönüllerde sevgi ve saygı ile yüce yerini aldı.
İslam’ın insanlara ilk emri “OKU” ve ilk daveti de Kelime-i Tevhid vaya Kelime-i Şahadettir ki işte islâm
bu kelimelerle sembolize edilir.”Allahtan başka ilah yoktur.Hz.Muhammed Allah’ın resulüdür.”

Yunus Emre’nin dediği gibi :
” Çeşmelerden bardağın/Doldurmadan kor isen/Bin yıl orda durursa/Kendi
dolası değil.”

“Sevilmek istiyorsan sevimli olmalısın;/Güzel güzel huylarla kalplere dolmalısın./ Herkesin sevilecek özellikleri
vardır;/ Sevilmenin yolunu sevmekte bulmalısın.”

şair Fazıl Bayraktar, yapılması gerekeni bir dörtlükte özetlemiş.
“Hekimlik bedenin kötülüklerini,bilgelik ruhun kötülüklerini iyileştirir.” diyen bilge kişi demokritos’un ifade
ettiği gibi bedenin ve ruhun kötülüklerden uzak kalması esastır. Tüm insanların sağlam kafa, sağlam
beden ve sağlam ruha erişmesi sağlanmalı insanlık huzura ve başarıya ulaşmalıdır.

Sevginin bilge şairi Fikret Sezgin, zamanı, insanı, neyi ve sevgiyi bir dörtlükte harmanlamış:

“Zaman yaşamıyorsa saat isterse dursun,/Yaşam gönül harmanı, seni seven savursun./Sevgi kamıştan değil,seven
nefesten gelir./Sevdiğinin elinde severek ney olursun.”

Sevgi çok yönlü ve çeşitlidir: Allah, Vatan ,bayrak, toprak, insan,su, hava, doğa , çocuk,çiçek, musiki, resim, mimari,
güzel sanatlar, tarih, kültür, deniz, yemek ve giyim gibi pek çok alanda ele alındığı zaman insanların bunlarla
kaynaştıkları görülür.Her çeşit sevgiyi, özlü ve anlamlı dizelere aktaranlar da şairlerdir.Şair şiirdir, şiir sevgidir.

Hz.Mevlâna, Yunus emre, Hacı Bektaş-ı Veli,Karacaoğlan, Veysel ve Cahit Külebi gibi nice bilge, düşünür, ozan-
âşık , şair ve yazar, değişik açılardan sevgi ve hoş görüyü işlemişlerdir. Hayatın ana tema’sını oluşturan felsefe

sevgidir. Manevi günlerin amacı da bu duygu ve düşünceyi evrenselleştirerek insanlığı huzura kavuşturmaktır.
Üflemeli- nefesli çalgılar arasında yer alan ve gönül seslerini musikinin nağmelerine dönüştürerek arşa
yükselten NEY, sevgiliden ayrı düşen yalnız adamın feryadıdır. Ney, yalnız adamın arkadaşı, gönül
dostu, gönül sesi, aşk nefesi ve can yoldaşıdır. Umutla, sevgiyle, heyecanla ve hevesle yalnız adama
eşlik eder. Ney’ de bir nefes, bir ses olur yalnız adamın duygu ve düşüncelerini sevgiliye taşır ve
mesajını arşa ulaştırır. Ney’in sesinde ve nefesinde âşık ile maşuk sevgi salıncağında buluşurlar.

“Kim gördü ney gibi hem bir ağı hem ilaç

Ney ki hem bir hemdem hem bir yoldaş

Ney kan dolu bir yoldan söz etmekte

Mecnûn’ un aşk kıssalarını söylemekte…”

Ramazan ayının sosyal, kültürel ve inanç boyutları ile aydınlatılması ,insana huzur, topluma barış ve
dayanışma getirmesini en iyi dileklerle temenni ediyorum.

YAHYA AKSOY