YARATICI DÜŞÜNCELER

—NİCE DÜŞÜNCELERDE SAKLI HAZİNELER
YARIN İÇİN BİR UMUT OLABİLİR.—
NEVZAT AKSOY
         Değerli okuyucularımız,
Bizim coğrafyada nasıl ki zengin maden yatak-
ları var olmakla mükabil, bunların tespit edilip
bunları ekonomiye kazandırıldığı zaman, Türki-
ye devletinin yarınlarına pozitif bir güç kataca-
ğı gibi, yeni keşfedilmemiş nice altın değerin-
deki yaratıcı düşünceleri açığa çıkartılması için
bir uğraş verilip, bunları topluma kazandırmak-
ta kaçınılmaz bir gerekliliktir.
        Bugün insanlık yaratıcı düşüncelerin orta-
ya koyduğu yararlı projelerin mirasından  fay-
dalanıyor, ve faydalanılmaya da devam etmek-
tedir.Bir nevi yaratıcı düşünceler dış dünyadaki
insan yaşamlarında  pratik bir rengk ve zen-
ginlik katan, düşşel  dünyanın bir maden ya-
taklarıdır.Bugün  düşşel maden yataklarının
değer, ve anlamını idrak eden toplumlar, geliş-
meye yelken açmış bir kulvarda yol almaya de-
vam etmektedir.
        Çünkü düşünce dünyası, Özgür ve yasak-
ların kabul etmediği, toplumlarda gelişir ve a-
çığa çıkar.Bu özgürlük toprağında gelişen ve
açığa çıkan düşşel enerji, dünya nimetlerinin
meyvesini, tarih boyunca insanlığa tattırmış,
ve gelişimlerine katkı sağlamıştır.Düşünceye
ortaçağ  avrupası gibi yasak ve Özgür bir or-
tam vermeyen, toplumlarda maalesef yıllarca
karanlık çağı yaşamaya mahkum edilmiş, dün-
ya nimetlerinin güzelliklerinden  faydalanama-
mıştır.Düşşel alemin zenginliğinin  kaynağı, o-
lan insan  her zaman desteklenmesi ve gerekli
olan  itibardan  mahrum edilmemesi gerekir.
         Şimdi kısa ve öz bir hikaye ile yazımıza
renk katarak bitirmek istiyorum.
    Albert Einstein, Princeton üniversitesinde
hocalık yaptığı yıllarda  sık sık otomobiliyle
yollara düşüyor, ve bir çok konferans veriyor-
muş.Einstein yine bir konferansa gitmek üzere
yola çıktıkları bir gün şöförü Einsteina:
Efendim uzun zamandır konuşmanızı yaparken
bende arka sıralarda oturup sizi dinliyorum, ve
neredeyse söyleyeceğiniz her şeyi kelimesi
kelimesine biliyorum demiş.
Einstein yine bir konferansa gitmek üzere yola
çıktıkları bir gün şöförü Einstein’a:
Einstein  gülümseyerek ona bir teklifte bulun-
muş.Peki şimdi gideceğimiz yerde beni hiç ta-
nımıyorlar.O halde palto ve şapkalarımızı de-
ğiştirelim, benim yerime sen konuş, ben de ar-
ka sırada seni dinlerim.
      Şöför, gerçekten çok şahane ve başarılı bir
konuşma yapmış ve sorulan bütün  soruları
doğru cevaplamış.Tam yerine oturacağı sırada
bir kişi, o güne kadar konferansta sorulmamış
ağır bir fizik sorusu sormuş.Şöför hiç duraksa-
madan soruyu soran kişiye dönüp, böylesine
basit bir soruyu sormanız gerçekten çok garip
demiş.Sonrada salonun arkasında oturan
Einsteni işaret ederek şöyle devam etmiş.
Şimdi size arka sırada oturan şöförümü çağı-
racam ve sorduğunuz soruyu, göreceksiniz o
bile cevaplayacak.
     Hikayede gördüğünüz gibi yaratıcı düşün-
me için ille de dahi olmak gerekmiyor, yaratıcı
olma becerinizi geliştirin kendinizi keşfedin ve
başarınızı katlayın.Günümüzde hiç bir düşün-
cenin  önü ve özgürlüğüne ipotek konulmama-
sı gerekir.Unutulmaması gerekir ki  bu günkü
dünyamızı bir güneş gibi aydınlatan bir mirasa
özgür düşşel düşünceye borçluyuz.
Saygı ve sevgilerimle.
NEVZAT AKSOY