Unutulmaz Eğitimci:HASAN ÂLİ YÜCEL

HASAN ÂLİ YÜCEL
(1897-26.02.1961)

YAHYA AKSOY

Türkiye Cumhuriyetini kuran büyük önder baş öğretmen Mustafa Kemal Atatürk, “Hükümetin en feyizli ve
mühim vazifesi maarif işleridir,” diyerek, çağdaş eğitime önem ve öncelik vermiştir.
Eğitim tarihimize damgasına vuran Milli Eğitim Bakanları ,Mustafa Necati, Reşit Galip, Saffet Arıkan,
Hasan Âli Yücel ve Vasıf Çınar tarihte saygın ve seçkin yerlerini aldılar.

Halkın %80 ‘nin köylerde yaşadığı ve okuma- yazma bilmediği gerçeğinden hareket edilerek öğretmen-
öğrenci ve okul konularına önemli ödenekler ayrılarak yatırımlara geçilmiş ve projeler üretilmiştir.

Cumhuriyet öncesinde 1824 ‘de başlatılan zorunlu öğretim sınırlı gayretlerle başlatılsa da sonuçlar
alınamadı. Cumhuriyetin ilanından sonra,1924 yılında ünlü eğitimci pedagog J.Dewey’in verdiği rapor
dikkate alınarak, eğitime büyük bir hız verildi.. Peş peşe açılan okullar, yetiştirilen öğretmenler ve
uygulamaya konulan projelerle çağdaş bir toplum ve ülke yaratmak için akıl, bilim ve teknoloji yolunda
atılımlara hız verildi.
1933-34 ders yılında durum şöyle idi: Şehirlerde 1.192 ilkokul, 6851 öğretmen, 254.517 öğrenci,
köylerde 4999 okulda 6.851 öğretmen ve 313.169 öğrenci okutulmuştur.Her geçen gün bu sayılar hızla
artmıştır. Yaklaşık 40.000 köy bulunmaktaydı. 32.000 köyün her birinde nüfus 400’den azdı. 8.000.000
civarında insanın barındığı bu köylerde toplam nüfusun 1.500.000 ‘i bulan 3000 köy, okul yüzü görmemiş
yerlerdi.indir (9)HASAN ALİ YÜCEL
ilköğretimi yüzde yüz gerçekleştirmek için yeni hamleler yapıldı. Bir yanda örgün eğitim okullarda
yapılırken ,yaygın olarak halk eğitimi için okuma-yazma seferberliği başlatıldı. Millet Mektepleri Baş
öğretmeni Atatürk’ün, önderliğinde yurdumuzun dört yanı okul haline getirildi. Millet mektepleri, halk
evleri, halk okuma odaları, gece kursları ve meslek kursları yaygınlaştırıldı.Halkın yüzü güldü.
1940 yılı 17 Nisan tarihinde , Hasan Âli Yücel’in Maarif Vekilliği zamanında çıkan 3803 Sayılı Kanunla
yurdun dört bir yanında yepyeni esaslara göre Köy Enstitüleri kurulmaya başlandı.
Türkiye köylerinde ilköğretim davasını planlı, yaygın ve etkin bir şekilde kısa bir sürede halletmek
amacıyla 20 Köy Enstitüsü açıldı.Bu başlangıç ilköğretimde bir dönüm ve dönüşüm noktası olarak kabul
edildi.
Köy Enstitülerinin mimarı ve babası olarak anılan Genel Müdür İsmail Hakkı Tonguç, yaptığı ayrıntılı
açıklamada şunları ifade etmiştir:
“Köy Enstitülerinin temel taşını, modern pedagojinin ortaya koyduğu yaratıcı iş teşkil eder. Köy
Enstitüleri,Köy öğretmenleri ile köye lüzumlu olan diğer mesleklerin erbabını, iş eğitimi ilkelerine uyarak
yetiştirmek amacı ile ziraat işlerine elverişli arazisi bulunan yerlerde bölge müessesi olarak açılan,
öğrencisi köyden alınan ve yatılı bulunan eğitim kurumlarıdır.”
Can Yücel, babasına olan büyük sevgisini “Hayatta ben en çok babamı sevdim” şiirini yazarak ortaya
koyar.
İkinci dünya savaşının sürdüğü yıllarda liseyi bitiren iki genç, yurtdışında okumak için birinin babası
olan, Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’e giderler. Bakan, ikisi de çok başarılı olan çocuklara, “Ben
milli eğitim bakanıyım, eğer oğlumu yollarsam yakışık almaz, ama seni yollayacağım” der. Babası
Bakan olduğu için yurtdışında okuyamayan genç, büyük şair Can Yücel, bakanın seçimi ile
yurtdışında okuyan genç liseli ise beyin cerrahı Prof. Gazi Yaşargil’dir.
Milli Eğitim Bakanı olarak, Türk eğitim tarihine damgasını vuran ve 26 Şubat 1961 ‘de aramızdan ayrılsa
da öğrencilerin, öğretmenlerin ve tüm halkımızın gönlünde yaşayan örnek eğitimci Hasan Âli Yücel’i,
rahmet ve minnetle anıyoruz. Eğitime büyük hizmetler vererek tarihe geçenler unutulmazlar.

YAHYA AKSOY