Kötülük iyiliği esir aldı

MUASSIR MEDENİYETE ASRIN HASTALIĞI VETOSU
Nevzat Aksoy
Değerli okuyucularımız herkese dua ve selamla yazıma başlıyorum. Fedakarlıklar, yokluk ve zorluklar, dökülen kanlar, alınan önemli kongre ve kararlar bu yurdu düşmanlardan temizledi, bağımsız bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti kuruldu. Ama bir acı gerçek ki dün canını veren bir millet, bu vatana sahip oldu.Fakat bugün bu vatan çıkar ve menfaate kurban edildi.
Dünya Savaşı’ndan sonra işgale uğrayan Türk topraklarını kurtarmak ve Türk milletinin bağımsızlığını sağlamak için çareler aramak amacıyla seçilmiş ulus temsilcilerinin Sivas’ta bir araya gelmesiyle, 4 Eylül 1919 – 11 Eylül 1919 tarihleri arasında gerçekleşen ulusal nitelikte bir kongrenin 103. yıl dönümünü geride bıraktık.Bunun gibi nice kongre, ve antlaşmalara imza atıldı.
Hepside ses getiren milleti birleştiren, ulusal bilinci uyandıran, bağımsız yaşama duygusunun harekete geçiren, sadece vatan ve milletin kurtuluşunu ilke edinilmiş bir milletin başarılarla dolu bir tarihi, milli ruhu bugün maalesef kaybettik.Milli ruh, kişisel ruha döndü.Bizim vatanımız, bizim devletimiz, bizim milletimiz, bizim bağımsızlığımız, bizim ekonomimiz, maalesef benim vatanım, benim devletim, benim milletim, benim bağımsızlığım, benim ekonomim, bugün geçmişi sildi.Biz yerine ben nasıl kazanırım felsefesi yer aldı.Dün biz vardık, birlik ve beraberlik bugünün yolunu bize açtı.
Bugün ise sadece ben varım ruhu türedi.
Atatürk’ün hep rüyası ve muassır medeniyetler seviyesine giden yolu da kapamış oldu.Milliyetçilik ilkesi de yok oldu.
Toplumsalcılıktan bireyselciliğe kayan bir anlayış ruhu, doymak bilmek bilmeyen çağ insanı, çıkar ve menfaate bağımlı bir dünya insanı bir atmosfer gibi her tarafımızı sardı.Kötülük iyiliği esir aldı.
Açgözlülük, insanları doyumsuz bir yarışa koydu.Bu doyumsuz yarış kardeşi kardeşten, insanları vatandan etti. Gözü kendinden ve çıkar ve menfaatten başka bir şey görmeyen asrın hastalığı denen maddiyatçılık çağına girdik. Zamanda hiç bir değişiklik olmadı. İnsanda değişiklik oldu. Eskiden ulusal birliktelik ve istençlik bir ulusa yeni buluş ve gelişmelerle yeni çağ açıp, kapatan olay ve hadiselerle altın harflerle tarihe adını yazdırırken, bugün çıkar ve menfaat yarışında vatan ve milleti kendine kurban eden, yeni nesillere bir enkaz bırakacak bir neslin bir vatanı
nasıl kendine kurban ettiği bir
tarihe şahitlik edecek vasat bir miras bırakacağa işaret ediyor.
Sizden biriniz, kendisi için arzu edip istediği şeyi, din kardeşi için de arzu edip istemedikçe, gerçek anlamda iman etmiş olmaz. Hadisinde nakl edildiği gibi, mesaj net ve oldukça açık. Dün birlik ve beraberlik, saf kardeşlik duygusu, bölüşebilen, önce vatan diyen insanların ilmek ilmek yurdun her tarafına nakş etmiş bir insan ve insanlık ruhu kök salmıştı.Tabiri caizse hangi rüzgar eserse essin bu sağlam kök salmış ruha zarar veremiyordu.Çünkü birbirine bağlı bir insanlık vardı.
Bir zamanlar günün yakıtı insanlıktı.Bu insanlık bütün doğallığıyla meyvesini verdi. Mutlu ve mesut bir yaşamın gücü, yönetimde ,adalette, ekonomide, toplumda, ailede, kısacası bir milleti a’dan z’ye kuşatarak pozitif gelişmelerle buluşturmuştur. Bugün ise dünü bize armağan eden ruhtan eser kalmadığı için, ülkeyi ve milleti a’dan z’ye deformasyona uğratarak, muassır medeniyetler seviyesine ulaşmaya kör bıraktı