”Eğitimde geriye gidiş hızlandı”

ARTVİN ADD’DEN EĞİTİM-SEN’E ZİYARET
Artvin ADD “Atatürksüz Müfredatı Kabul Etmiyoruz”
Haber:Hayati Akbaş
ARTVİN-Atatürkçü Düşünce Derneği Artvin Şubesi Eğitim sendikalarını ziyaret
etmeye devam ediyor. Atatürk’ün müfredattan çıkarılması, kısıtlanması ve Atatürkçü
çağdaş eğitim modelinden uzaklaşılması nedeniyle başlatılan ziyaretlerde
sendikalarla görüş alışverişinde bulunuluyor.
Atatürkçü Düşünce Derneği Artvin Şubesi Başkanı Ayla Varan ve ADD
Yönetim Kurulu Üyeleri bu kapsamda Türk Eğitim Sen’in ardından Eğitim Sen Artvin
Şube Başkanlığını ziyaret etti. Eğitim Sen Artvin Şubesi Başkanı Köksal Gümüş ve
şube yönetim kurulu ADD’yi Eğitim Sen binasında kabul etti.
ADD Artvin Şube Başkanı Ayla Varan, Atatürkçü Düşüncenin müfredattan
çıkarılması, Milli Eğitimin içinde bulunduğu durum, TEOG’un kaldırılması,
beraberinde birçok uygulama ile ilgili konuşmalar, kafa karışıklığının Türkiye’ye nasıl
bir zarar vereceğini öğrenmek, bilgi almak amacıyla eğitim sendikalarını ziyaret
ettiğini belirterek; “Atatürkçü Düşünce Derneği Artvin Şubesi olarak özellikle son
yıllarda Atatürk’ün müfredattan çıkarılması, Çağdaş, laik ve karma eğitim sisteminin
yerine farklı ve siyasi amaçlara hizmet eden arayışlara girilmesinden dernek olarak
oldukça rahatsız olduğumuzu belirtmek isterim. Bu nedenle Eğitim Sendikalarını
ziyaret etme kararı aldık. Bugün Eğitim Sen olarak sizi ziyaret ediyoruz.
Biz eğitimi sizin kadar bilemeyiz. Siz eğitim emekçileri olarak, çok önemli bir
görev yapıyorsunuz. Atatürk, çağdaş, laik, karma eğitim sistemi ile sürekli kendisini
yenileyen, bilim, akıl ve üretime, yeni icatlara açık bir Milli Eğitim sistemi kurmuştur.
Bu sistem sayesinde Türkiye Cumhuriyeti kısa sürede çok büyük atılımlar yapmıştır.
Bu sayede birçok engellemelere, duraksamalara rağmen Bugün geldiğimiz noktaya
ulaşabildik.
Ancak son zamanlarda üzüntüyle görüyoruz ki, eğitimde geriye doğru bir gidiş
var. Eğitimde cinsiyet ayırımı var, özel eğitim ile eğitimde fırsat eğitliği ortadan
kalkmış durumdadır. Sosyal devlet en çok Eğitimde kendisini göstermeli, herkese
eğitim verme imkânı sağlamak zorundadır. Ancak, özellikle 2002 sonrası 6 bakan
değişmiş, her bakan Milli Eğitim sistemimize bir tuğla koyacağına, bir tuğlasını
yıkmış, yerine koymak istediğini de koyamayarak tahrip etmiştir. Atatürk bu dönemde
adım adım müfredattan çıkarılmıştır. Biz sendika olarak sizin bu konudaki
düşüncenizi öğrenmek, eğitim ile ilgili konuşmak için buradayız.”dedi.
Eğitim Sen Artvin Şube Başkanı Köksal Gümüş, Atatürkçü Düşünce Derneği
Artvin Şubesi’nin böyle bir ziyaret programı yapmasından dolayı büyük memnuniyet
duyduklarını, kendilerinin böyle bir düşüncesinin bulunduğunu anlatarak,”Öncelikle
ADD Artvin Şubesi Başkanı Ayla Varan ve Yönetim kuruluna teşekkür ediyorum.

Aslında bizim böyle bir projemiz vardı. STK’ları ziyaret edip bu konu ile ilgili görüş
alışverişinde bulunma programımız var. Siz önce başlattınız. Teşekkür ediyoruz.
Eğitim müfredatından Atatürk’ün çıkarılmasına karşıyız. Çünkü Atatürk, cumhuriyetçi,
laik, karma eğitim sistemini getirmiştir. Bu müfredat ile bu kazanımları ortadan
kaldırmanın hesapları yapılıyor. Bakın biz nasıl bir eğitim istiyoruz. Eğitim Sen bu
konuda bir rapor hazırladı. Sizinle onu paylaşmak istiyorum.
“MEB tarafından açıklanan 2016-2017 örgün eğitim yılsonu istatistikleri,
sendikamızın yıllardır ısrarla vurguladığı temel sorunların büyük bir bölümünü
içermemesine rağmen, özellikle eğitimde 4+4+4 dayatmasının kamusal eğitimde
yarattığı tahribatın somut sonuçlarının daha net görülebilmesi açısından, eğitim
sisteminin nasıl tehlikeli bir uçuruma doğru sürüklediğini göstermektedir.
Eğitim Sen’in tespit ettiği sorunlar “Özel okul oranının artışı”, “eğitimi
dinselleştirme sorunu”, “karma eğitime karşı yaklaşımlar”, “İmam hatip okullarının
iktidar ve MEB desteğinin artışı”, “Okul öncesi eğitime gereken önemin verilmemesi”,
“MEB bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan payın her geçen yıl düşürülmesi”
başlıklarda toplandı. Eğitim Sen eğitim politikasını “eğitim hakkı ve eğitime erişimde
piyasacı, rekabetçi ve ayrıştırıcı” olarak niteliyor.
Eğitimin Genel Durumu
Siyasi iktidar, eğitim sistemini kendi siyasal-ideolojik hedeflerine uygun olarak
biçimlendirmeye devam etmektedir. Eğitimde yaşanan ticarileştirme ve ‘tek din, tek
mezhep’ anlayışına dayanan dinselleştirme politika ve uygulamaları hız kesmeden
sürmüştür.  2016-2017 eğitim yılına eğitime yönelik ağır saldırı ve tehditlerle,
hukuksuz ihraçlar ve açığa alma uygulamaları damgasını vurmuştur.  Eğitimcilerin
ne ile suçlandıklarını bile bilmeden, savunma hakkı tanınmadan kamu görevinden
ihraç edilmesi, eğitimi olumsuz etkilemiştir. OHAL KHK’ları ile 33 bin 128 öğretmen, 5
bin 318 akademisyen ve 1194 idari personel tamamen siyasi ve idari tasarruflarla
ihraç edilmiştir.  Sadece ihraç edilen eğitimciler değil, öğretmenleri hukuksuzca
ihraç edilen öğrenciler ve veliler ciddi mağduriyetler yaşamıştır. Eğitimdeki kitlesel
ihraçlar ve açığa almalardan 1,5 milyonu aşkın öğrenci etkilenmiş, eğitim öğretim
faaliyetleri ciddi anlamda aksamıştır.  İdari ve siyasi tasarruflarla yapılan hukuksuz
ihraçlar, öğrencilerin öğretmensiz, öğretmenlerin öğrencisiz bırakılmasına neden
olmuştur. En büyük travmayı öğretmenleri, anne-babaları haksız ve hukuksuz bir
şekilde ihraç edilen çocuklar yaşamıştır.  Özellikle ebeveynleri kamudan ihraç
edilen çocukların yaşadığı travma, çocuklarda telafisi olmayan ağır psikolojik
hasarlara neden olmuştur. Yüz binlerce çocuk, yaşananlarda hiçbir sorumlulukları
olmadığı halde, hukuksuz ihraçlar sonucunda resmen cezalandırılmıştır.
Yoksul, emekçi ailelerin çocukları, kız çocukları, kırsal kesimde, bölge illerinde
yaşayan çocukların eğitime erişimindeki sorunlar artarak sürüyor…  MEB, eğitim
biliminin temel ilkelerine ve laik-bilimsel eğitim anlayışına meydan okuyan politika ve
uygulamaları hayata geçirildi… Bölgesel, cinsel, sınıfsal vb. eşitsizlikler, anadil
sorunu gibi en temel sorunlara mülteci çocukların eğitim sorunları da eklendi… 

Eğitim politikalarının belirlenmesinde sadece yandaşların fikri alınırken, yıllardır
ısrarla sürdürülen tekçi ve dayatmacı anlayış sürdü… ‘Sınav merkezli’, ‘rekabetçi’ ve
‘yarışmacı’ eğitim anlayışının sürdürülmesi nedeniyle PISA 2015 gibi uluslararası
sınavlarda başarısız sonuçlar alındı… Çocuk yaşta evlenmenin önünü açan
düzenlemeler yapıldı, çocuk işçiler sorunu büyümüş, yurtlarda, kurslarda çocuklar
istismar edildi, yasa dışı yurtlarca çıkan yangınlarda yaşamlarını yitirdiler… 
Benimsenen eğitim politikaları toplumdaki sınıfsal eşitsizlik ve çelişkilerin daha da
belirgin hale gelmesine neden oldu… MEB'in yeni müfredat çalışmaları, laik-bilimsel
eğitimi dışlamış, dini referansları, milliyetçiliği ve tekçi anlayışı temel almış,
Türkiye’de halklar, inançlar, kültürler açısından var olan çok renklilik eğitim
müfredatlarında karşılığını bulmamıştır…
Eğitimi dinselleştirme uygulamaları!
Türkiye’de iktidarın bilinçli politikalarıyla günlük yaşamı sarıp sarmalayan
yoğun dinselleşme eğitim sürecine de yansımış, okullarda ‘tek din, tek mezhep’
anlayışı üzerinden inanç istismarına dayanan pratik uygulama ve söylemler belirgin
bir şekilde yaygınlaşmıştır… Türkiye’nin eğitim sistemi en temel bilimsel ilkelerden
hızla uzaklaşırken, okullarda dinselleşme hızla artarak kaygı verici boyuta
ulaşmıştır…  Eğitimde bilimden çok dini referanslara göre düzenlemeler belirgin bir
şekilde artarak hayata geçirilmiş, laik-bilimsel eğitim düşmanlığı daha da artmış,
başta imam hatip okulları olmak üzere, bazı okullarda karma eğitim karşıtı
uygulamalar hayata geçirilmeye çalışılmıştır… Din Dersinin, Türkçe, Matematik,
Yabancı Dil dersleri gibi zorunlu sayılması, TEOG, YGS ve LYS gibi sınavlarda
sorulması, bilimsel eğitimle açıkça çelişmektedir… Eğitim politikalarının oluşturulması
ve uygulanması sürecinde Diyanet'in, dini vakıf ve cemaatlerin belirleyiciliği ve
etkinliği artmıştır. MEB, Diyanetle, dini vakıf ve derneklerle protokoller imzalayarak,
eğitimi dinselleştirme sürecinde cemaatlere 'özel görevler' vermiştir! Eğitim
müfredatında sürekli bireyci ve dini değerlere vurgu yapılmış, 'tek din, tek kimlik, tek
mezhep' üzerinden “milli değerler" temel alınmıştır. 2016/2017 eğitim yılında siyasi
iktidarın eğitime, toplumun yaşam tarzına yönelik dayatmacı ve baskıcı uygulamaları,
özellikle eğitim alanında yaşanan dinselleştirme uygulamalarıyla birlikte zirve
yapmıştır…
Karma Eğitim Karşıtlığı
Kız ve erkek öğrencilerin küçük yaşlardan itibaren bir arada okutulması, farklı
cinslerin birbirini tanıması, farklılıklarına saygı göstermesi ve kadın erkek eşitliğinin
okul çağlarından itibaren bilince çıkarılması açısından önemlidir… Karma eğitim
sadece eğitim alanı ile ilgili olmayan, toplumsal, sosyolojik ve pedagojik açıdan çok
yönlü özellikleri olan bir uygulamadır… Kız ve erkek öğrencilerin önce ayrı sınıflarda,
daha sonra ayrı ayrı okullarda öğrenim görmesinin arkasında yatan asıl unsur güçlü
olan karşısında itaat edecek, iktidara her koşulda biat edecek “dindar nesiller”
yetiştirmektir.

Bunlar sendikamızın raporunda yer alıyor. Gerek genel merkezimizin
sitesinde gerekse şubemizin sitesinde yer alıyor.”dedi.
ADD Artvin Şube Başkanı Varan ve Yönetim Kurulu Üyeleri, Atatürk’ü önce
meclisten çıkarmaya başladılar. Okullarımızdan, müfredattan çıkarıyorlar. Buna karşı
hep birlikte sesimizi yükseltmek zorundayız.” İfadelerine yer verdiler. ADD’nin eğitim
sendikalarına ziyaretleri devam edecek.
Eğitim Ticarileşti
Rapordaki eğitimi ticarileştirme bulguları şöyle: “Türkiye'de özel okulların resmi
okullara oranı 2016/’17 eğitim öğretim yılı itibariyle yüzde 20 gibi yüksek bir seviyeye
çıktı… Kamu kaynakları çeşitli teşvikler üzerinden özel okullara aktarıldı…
Devlet okulları kendi kaderine terk edilirken, özel okullar her açıdan teşvik
edildi. Toplumda giderek artan sınıfsal eşitsizlik, eğitim sistemi üzerinden daha da
belirgin hale getirildi. Eğitimde 4+4+4 düzenlemesi sonrasında özel okul sayısı 10
kat, öğrenci sayısı ise 12 kat arttı… Sadece son beş yılda özel lise sayısı 2,9 kat,
öğrenci sayısı 3,6 kat arttı… Benimsenen piyasa merkezli politikaların sonucu olarak
MEB’in resmi sloganı ‘Paran kadar eğitim’ oldu…
4+4+4 sonrasında İHO’larda okuyan öğrenci sayısı 94 bin 467 iken, 2016/’17
eğitim öğretim yılında 7 kat artarak 651 bin 954 oldu…
Türkiye'de imam hatip okullarında okuyan (İHO, İHL, açık öğretim İHL) öğrenci
sayısı 1 milyon 436 bin 74 olarak açıklandı.
"MEB, yıllardır yaptığı değişikliklerle eğitim sistemini yap-boz tahtasına
çevirmiş, son olarak açıklanan yeni müfredat üzerinden öğrenci ve velilerin kafasını
karıştırmak dışında eğitimde somut ve çözüme dayalı politikalar geliştirememiştir.
"Okulöncesi eğitimden başlayarak eğitim yatırımlarına, ders kitaplarının
hazırlanmasından eğitim yöneticilerinin belirlenmesine; sınıf mevcutlarından eğitimin
laik, bilimsel ilkeler doğrultusunda verilmesine, demokratik ve kamusal yönünün
geliştirilmesine özen gösterilmelidir. "Derslik, okul, öğretmen açıklarından eğitimin
genel bütçe içindeki payına kadar, eğitimin hemen her alanında köklü bir değişime
gereksinim vardır.
"Kamusal, parasız, demokratik, nitelikli, bilimsel ve anadilinde eğitimin
önündeki engellerin kaldırılması için somut adımlar atılmalı, eğitimde ticarileştirme ve
eğitimi dinselleştirme adımlarına derhal son verilmelidir."